19

7.2K 714 182
                                    

Keyifli okumalar.

Bana ikinci defa yaptığı hata için özür dilemek yerine maddi teklif ettiğinde kaşlarımı çattım. Tamam okul açılana kadar borçlarımın bitmesini sağlaması benim için iyi bir şeydi ama en azından insan gibi özür dileseydi.

Affedeceğimden değildi ama adamlık edip özür dilemek çok zor olmamalıydı değil mi? Hem işim olmayan şeylere burnumu sokmamam gerektiğini söylediğinde ne imâ ediyordu? Hangi işe burnumu sokmuştum da uyarma gereği duyuyordu?

"Hangi işim olmayan şeye burnumu sokmuşum acaba?" dedim kaşlarımı yukarıya doğru kaldırarak cevap beklerken.

"Bilmiyormuş gibi yapma, kapı dinlemenden bahsediyorum."

Ben ne zaman kapı dinlemiştim ki? Pars o kadar emin konuştuğu için kendimi sorgulasam da hemen kaşlarım çatıldı. "Ben kapı falan dinlemedim. Neyden bahsediyorsun?"

"Seni kapının önünde gördüm. Sonra ses çıkardığın için geri odana gittin. Sami de gördü, inkar etme."

"Neyi abi?" Odaya elinde bir tepsiyle gelen Sami kendi adını duyduğu için araya girdi. Pars bıkkın bir soluk bıraktı. "Dört gün önce akşam biz çalışma odamda konuşurken şu velet kapı dinliyordu hatırlıyor musun?" diye Sami'ye sordu teyit etmek için bana bakarken.

Ben ne konuda konuştuklarını bile anlamıyordum. Ne zaman kapı dinlemiştim ki? Dört gün önce akşam ne yapıyordum hatırlamıyordum ama kapı dinlemediğime veya bir konuşmaya şahit olmadığıma emindim.

"Valla geldi evet. Kapı aralık olduğu için gölgesinden fark ettin sen zaten abi. Bir süre durdu biz kontrol etmeye gelince de arkasını dönüp odasına doğru gitti."

Şaşkınca Sami'ye baktım. Ben göğsümden yaralandıktan sonra gün algımı kaybettiğim için hangi günden bahsettiklerini bilmiyordum ama son günlerde Pars'ın koyduğu akşam vakti gerekmedikçe odandan çıkma kurallarına uyduğum için onların açık kapısının önünden geçmediğime emindim.

Eğer geçsem bile her zaman dikkatim Pars'ın çalışma odasında olduğundan dolayı dikkat ederek dolaşırdım. Bu yüzden kapı açık olsa göreceğime emindim. Benim üstüme yalan atıyor olma ihtimallerini düşündüğümde sinirlendim.

"Yapmadığım şeyleri neden üstüme itmeye çalışıyorsunuz?" Öfkeli çıkan sesimle ikisine baktım sinirli olduğuna emin olduğum suratımla.

"Enes lan valla gördüm, sendin. Seni suçlamıyorum ben, o saate çıkmış olabilirsin sorun yok. Sadece önemli şeyler konuşuyorduk, seni görünce Pars abi sinirlendi, bizi dinlediğini düşündü." dedi Sami doğruları söylediğine inandırmak için hızlı konuşurken.

"Ya ben de diyorum öyle bir şey yok. Son bir hafta doğru düzgün odadan bile çıkmıyordum kurallarını kale aldığım birileri yüzünden." dedim. Yüzüne bakmasam bile Pars'tan bahsettiğim belli oluyordu. "Ben kaç gündür uyuyorum?" diye sordum şu süreleri tutturup son günleri tekrar gözden geçirmek için.

"Üç gündür uyuyorsun." Sami bekletmeden cevapladı.

Yani fındık topladıktan sonra arabada uyuyakaldığımda Fatime ablanın bana bahsettiği gibi, Pars'ın beni alarak odaya taşıdığı güne tekabül ediyordu. Ve ben o gün arabaya bindikten sonra uyanmadımğım için hiçbir şey hatırlamıyordum.

"Ben o gün uyumamış mıydım?" diye sordum aklıma gelenle. Sonra Pars'a baktım. "Hatta beni sen taşımışsın?" dedim sorar gibi.

"Bunu bende biliyorum çocuk. Ama gece seni gördüğüme eminim." dedi, inada binmiş gibi duruyrodu.

Fındık TarlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin