b. 2

791 108 84
                                    


Herşeyin Değiştiği o an

Konserve kutusunu andıran, konteynır bozması teneke aracın içinde elleri kelepçeli sarsılarak saatlerdir gidiyorlardı.

Akın da başını cama yaslayıp düşüncelerinin içinde kaybolmayı elbette isterdi ama hayaller rüzgarın vurduğu cam, gerçekler konserve arabaydı.

Oysa bir yıl öncesine kadar illegal de olsa keyifle yaptığı bir işi, onu seven dostları ve Jilet babası vardı.

İlk yıllarını rüya gibi geçirmişti. Jilet onu manevi oğlu ilan etmiş okula yazdırmıştı. Hemde özel okula. Onun kıymetlisiydi ilk günden beri bu değişmeyen belkide tek şeydi.

Son senesinde ise Akında deli gibi ders çalışıyor, kendini Jilet babasına ispat için tabiri yerindeyse kıçını yırtıyordu.

Sınav günü bizzat Jilet götürmüştü oğlanı sınav salonuna. Çıkana kadar o da ecel terleri dökmüştü dışarda.

Sonuçlar açıklandığında da, yazılım mühendisliğini kazandığında da hep yanı başındaydı o.

Herşey 20. Yaş gününde değişmeye başlamıştı. Okuldan arkadaşlarının gece eğlenmek için dışarı çıkmayı teklif ettikleri o gece değiştirmişti tüm hayatını.

Geçmiş

Görüntülü arama ile yattığı yerden konuşuyordu babasıyla.

Hadi ama babacık ya. Çok meşhur bir klüp dediler. Hem...hem hep bildiğin çocuklar hepsi.

Jilet: Bebeğim bu neyin ısrarı! Hayır dedim ve konu kapandı. Ben şehir dışındayım. Ben gelince gidersiniz. Hatta ben götürürüm seni.

Ya offff kocaman adam oldum niye niye gitsem ne olucak?

Jilet ilk defa sesini yükseltti o gece oğlana.

Jilet: Gidemezsin! kim nereye giderse gitsin umurumda değil! Benim bebeğim evde beni bekliycek anlaşıldı mı?

Anlaşıldı.

Akında şaşkındı çaresiz kabullendi. Yada kabullenmiş gibi yaptı.

Ve gizlice hazırlanıp korumara görünmeden evin arka sokağına çıktı. Can orda bekliyordu onu.

Gittikleri klüp aslında mafyaya ait olduğu söylentileri olan yeni açılmış bir mekandı. Akın Jiletin onu kirli işlerinden uzak tutmasından dolayı aslında girdiği mekanın ona ait olduğu bilmiyordu.

Can oğlum buraya nasıl giricez lan! Almazlar bizi dönelim.

Can: Oğlum ayarladım ben rahat ol.

Kestaneyi çizdirtmeyelim yok yere oğlum ne ayarladın?

Can: Korumalar dan biri ile flört ediyorum. O alıcak içeri bizi.

Oynaklığın işe yarıycak desene.

Can korumaya gidip dudaklarına mini bir buse kondurdu. Akın kenarda bekliyordu. Diğer iki koruma ona dikkatli bir şekilde bakıyordu. Can'ın sevgilisi onları içeri alırken kapının orda minik bir hareketlilik oldu.

İlk içkilerini içerlerken Akının telefonu çalmaya başladı. Arayan Jiletti, Akın cevap vermedi.

Can içtikçe Akında kontrolsüz içmeye başladı. Etraflarını çapkın playboylar sarmaya başlamıştı bile. Sarhoş Akın hiç bir şeyin farkında bile değildi ki mekanda müzik bir anda sustu.

Akın locada oturan tanıdık simaya gözlerini kısarak bakıyordu. Mekanın müdürü anons geçti eğlencenin bittiğine dair. Yanlarına Seyfi gelinceye kadar Akın o kişinin Jilet olduğunu anlıyamamıştı.

Seyfi: Akın kurban olayım cevap verme. Vurursa ki sana vurmaz sessiz kal yalvarırım. Burda kimseyi sağ bırakmaz!

Akıl uslu uslu başını salladı. Şimdi koca mekanda onlarca koruma ve iki sarhoş arkadaş duruyordu.

Jilet: Bebeğim.... Bebeğim.... Burda ne işin var? Gitme dememe rağmen hemde! Evde beni beklemek bu kadar zor olmamalı!

Akın ağzını açıcaktı ki Seyfi'nin dediği şeyle sustu.

Jilet: Hanginiz soktu içeri öne çıksın! Çabuk lan!

Canın flört ettiği çocuk öne çıktığında kuşun sesi ve yere düşen bedenin sesi eş zamanlıydı.

Can çığlık çığlığa bağırıyordu. Akın şok olmuştu öylece çırpınan arkadaşına bakıyordu.

Jilet: Can... Hep bebeğime kötü örnek oluyorsun. Ne yapmalı basit ortadan kaldırmalı.

Akın kendini silahın önüne attı hiç düşünmeden.

Baba... Hayır hayır lütfen. Yalvarırım can canı öldürme lütfen! Ne istersen yaparım lütfen!

Jilet piskopatça gülüyordu. Akın ilk defa onun bu yanını gördü. O gece gözlerinde hiç görmek isyemiyceği bişi daha gördü Akın.

Tutku ve şehvet!

Jilet: Buraya gel bebeğim hızlı... Yaşamasını mı istiyorsun?

Hıhı evet lütfen!

Jilet: Okulunu değiştiriyorum bir daha bu dallamayı nede diğerlerini görmeyi aklından bile geçirme!

Akına iyice yanaşıp burnunu boynuna dayayıp derin derin kokusunu içine çekti. Dudaklarının dediği yer alev alıyordu kas katı kesildi Akın.

İlk defa ondan böyle bir temas geliyordu. Akın şaşkın üzgün ve karmakarışıktı.

Jilet: Ve bebeğim unutma! Babacık senin tek sahibin! Seyfi buralarda ilgilen biz çıktık.

Akın için kabusun başlangıcıydı o gece.
.
.
.
Bir ay sonra içine kapanık melankolik birine dönüşmüştü bile Akın. Kimse ile konuşmuyordu ki zaten yasaktı. Okula korumalar götürüp yine korumalar getiriyordu Akını.

En azından Arkadaşının hayatı kurtulmuştu. Akın öyle sanıyordu. Yanıldığını çok kısa süre sonra öğrenecekti.

Seyfi: Abi akşam yemeğe için mekana gelmenizi söyledi. Orada sizi bekliyor efendim.

Birde bu vardı Seyfi bile efendim diyordu ona artık. Oysa o Seyfi abisi için ufaklıktı hep. Herkes mesafeliydi Akın ise yapa yalnız.

Tamam Seyfi abi hazırlanırım şimdi.

Telefonuna bilinmeyen bir numaradan mesaj geldiğinde normalde açmayan Akın merakına yenik düşmüştü.

Eski okulundan bir mesajdı. Mesajın onun yıkımı olacağını bilmiyordu.

Okulumuzun acı kayıpları...
Can... Temmuz... Güven... Elif.... İçinde bulunduğu araç şarampole yuvarlanması sonucu  değerli öğrencilerimiz hayatlarını kaybetmiştir. Cenaze töreni öncesi bir anma.....

Gerisi yoktu Akın için. Gerisi karanlık kocaman bir boşluktu. Onun yüzünden hiç suçu günahı olmayan gencecik bedenler yok olmuştu.

Ölü adımlarla çalışma odasına gidip kasayı açtı. Jilete ait silahı çıkartıp namluyu ucuna sürdü silahı tam kalbine dayadı tetiği çekmek için dokunduğunda bedeninde keskin tarif edilemez bir acı hissetti ve gözleri karardı.

Bölüm Sonu.....

Umarım sıkmıyordur🤯biliyorum benden ponçik hikayeler okumaya alıştınız ama bu da öyle içimden geldi yazıp yazamadığımı görme kitabı diye düşünün.

Akın ve Jiletin geçmişi bizi şimdiye getiricek çünkü ✌

Yeni bölümde görüşmek üzere✌

Tutsak bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin