Tutsak bxb

b. 11

Beklenmeyen

Tufan'ın yönlendirmesi ile yine o merdivenlerin başındaydı. Bu kez içinde hissettiği, yalnızca onu merak etmenin heyecanı değildi .

Akının şimdiki heyecanın nedenini kabul etmesi zordu, onu görmeyi, kokusunu içine çekmeyi özlemişti.

Yine dalgınsın karıcım, bilmediğim bir şey mi var?

Akın ensesindeki tüm tüylerin hazla titrediğini hissetti. Cezar yine sanki hep ait olduğu yerdeydi. Boynunda ılık nefes oraya aitti.

Senin bilmediğin bir şey olabilir mi kocacım?

Onun eş göndermesine karşılık vermişti. Farkında olmadığı şey ise, Cezarın bu hitap sonrası, her an artan bir dürtü ile deli gibi onu istemesiydi.

Poposuna minik bir şaplak yemişti kaşla göz arasında. Daha bunun şaşkınlığını atamadan Cezar konuya girdi.

Hacklemek istediğim şirket, şirketin tüm dosyaları masanın üzerinde. Daha önce çok kez denendi 2. Aşamada tespit edilip, geri püskürtüldük.

Birden tüm ciddiyeti ile işe odaklanan adamla anında kendini yapıcağı işe verdi.

İzninle öncelikle dosyayı ve tabiki siteyi incelem gerekiyor. Sana kapsamlı bir sunum yapamam, fakat bulabildiğim tüm açıkları yakalanmadan denerim.

Ama... Bir ama seziyorum küçük sevgilim, yoksa yanılıyor muyum?

Ama değil benimde prensiplerim var, tıpkı eşim gibi.

Cezar oturduğu koltukta dikleşip ellerini dizlerinin üzerinde getirip, öne doğru eğildi.

Bu tüm odağım sende demekti.

Uyuşturucu işi içinde olmam. Çocuk, hayvan istismarı içeren pornografik bir alt iş söz konusu ise beni unut! Sık kafama o işlerin içindeki kimse ile işim olmaz.

Cezar keyifle gülümsedi duyduklarını bekliyor olsada duymak hoşuna gitmişti.

Şehmuz! İmanın asıl kaynağı o. Açık açık kocana posta mı koydun sen az, önce?

Bilmem, koskoca Cezarın eşi olmak kolay değil diye düşünüyorum.

Cezar bu kez gülüşünü saklanamıştı genç çocuktan.

Ahhh benim küçük sevgilim. Tam ama kelimenin tam manası ile benim için yaratılmışsın. Ben sabırlı biriyim, madem kocanın işini merak ettin anlatalım bakalım.

Lütfen, karşılıklı güvene dayalı bir...

Gözlerini Cezarın gözlerine dikmişti. Cümlenin gideceği yeri ikiside biliyordu.

İlişki.... Cümleyi tamamlamamış olsada ikiside zihinlerinde tamamladı bu cümleyi.

Bakışmayıda konuşmayı da başka yere eviren Cezar oldu.

Masa yani ticaretin temeli silah. Koca koca adamlar o masaya oturup savaş çıkartıp, sonrada bunun ticaretini yapıyoruz.

Savaşların çıkması için gerekli koşulları oluşturuyor ve iki tarafada satarak karınızı ikiye katlıyorsunuz.

Akınım... Seni odaya atıp günlerce çıkartmamam için yapıyorsan devam et. O güzel ağzını açmaya devam et ufaklık. Ahhhh ahhh!

Zeka fetişin mi var?

Cık... Akının zekasına yükseliyor libidom. Şimdi git ve dosyanı incele sevgilim.

Akın bunu kaçmak için doğru bir fırsat olduğuna karar vermiş olmalı ki hızla yerinden kalkıp bilgisayarların olduğu odaya gitti.

Saatlerce o odadan çıkmadı, Cezarda yanına girmedi. Arada sırada görevli bir kişi yiyecek ve kahve bırakıp çıkıyordu.

Hava karamış akşam yemeği saati gelmişti. Akın önündeki bilgisayardan alarm sesi ile kalkıp boynunu ve kollarını hareket ettirerek rahatlamalarını sağladı.

Odadan çıktığında Cezar ve iki kişilik masa onu bekliyordu.

Tam zamanında küçük sevgilim.

Bensiz boğazından geçmiyor artık ha ne dersin?

Sensiz nefes almayı bile artık zulüm sayarım.

Sessizlik... Akın, Cezarın ağzından çıkanın kelimeler olduğunu var saymak istese de onlar kalbinden dökülen sözcüklerdi.

Lütfen oturup o güzel yüzünle gecemi aydınlat, sonsuza dek.

Memnuniyetle eşlik ederim.

Yemek sessiz ama huzurlu devam ederken Ozan birden odaya daldı. Gergin ve telaşlıydı. Akının varlığını çoktan kabullenmiş gibi konuya girdi.

Ozan: Felaket! Biri bizden önce şifreyi kırmış ve sevkiyatın yönünü değiştirmiş. Sorun nereye olduğunu bilmememiz! Müdahale edemiyorum.

Cezar öfke bile göstermedi duydukları karşısında. Akın'a baktı, sakince önündeki büfteği kesip ağzına atmış keyifle çiğniyordu genç çocuk.

Ozan: Cezar bro duydun mu? Ne yapıcaz?

Cezar gülümseyerek sandalyesinde geriye yaslandı.

Ne zaman?

Çok olmadı yemek için kalkmadan hemen önceydi.

Bu kadar hızlı öyle mi ufaklık? Seni hafife almamıştım asla! Ama gerekli kıymeti verememişim, dersi mi aldım özür dilerim sevgilim.

Ozan: Adam delirdi haklı tabi! Milyar dolarlık sevkiyat kum olup uçtu.

Ozan sakin mi olsan artık? Ve özrünüz kabul edildi sevgilim. Sevkiyat tamda istediğiniz yere, buraya geliyor.

Ozan: Ne! Sen nasıl? Sen miydin?

Ozan çık ve sevkiyat ile ilgilen. Yengenden özür diledikten sonra tabi.

Bu yenge muhabbeti şart mı? Enişte desinler bari ya kıro kıro!

Ozan Bir Cezara, birde Akına bakıyordu. Tencere kapak misali olmuştu bu ikili.

Ozan: Yemeğinizi böldüğüm ve seni hafife alma gafletinde bulunduğum için özür dilerim yenge.

Ozan geldiği hızla giderken, Cezar az sonra kuracağı cümlenin yaratacağı yıkımı hesaplamakla meşkuldü.

Teşekkür ederim ufaklığım.

Rica ederim.

Sevkiyat...

Sessizlik oluştu, bir kaç saniye kendine ve Akına süre tanıdı devam etmeden önce.

Bizim sevkiyat işlerimizin başındaki bölgeyi de tahmin etmişsindir diye düşünüyorum.

Akın bunu düşünmemişti. Elindeki çatal hızla tabağa çarpınca idrak etmesi aynı sürede gerçekleşti.

5. Bölge! Jilet! ... Sen.. Ama sen söz verdin!

Şimdi... Ne kadar aptalım. Hiç hiç akıllanmıyorum hiç. Hep güvenmeyi seçersen, inanırsan tüm kemiklerin kırılır! Bedenin un ufak olur. Oysa İlk kez içimde kelebekler uçuşuyordu. Kanatlarını kopartıp attın.

Akın içinde kendi ile konuşuyorken, yanı başına gelen Cezarı fark etmemişti bile. Bedenini saran kollarla fark etti titrediğini.

Söz verdim, sen benimsin dedim! Ben benim olanı gerekirse ona rağmen korurum bebeğim. Kocana güven! Cezara güven!

Kanadımı kırma, bir daha uçamam!

Bölüm Sonu....

Geliyor gelmekte olan👻

Cezar Akının yanında artık👏

Bakalım Jilet, Cezar ve Akın karşılaşması nasıl olucak?