Hikayemiz azılı ve tehlikeli suçluların kapatıldığı bir ada hapishanesinde geçiyor.
Aslında orada bulunmaması gerekirken bir şekilde yolu oraya düşürülmüş sevimli karakterimiz Akının mafya lideri Cezar ile olan aşkını konu almaktadır.
Önden uyarı...
Cezar büyük hesaplaşma için hazırdı. Sadece bazı önlem ve gerçekleri sevdiği adamdan saklıyordu o kadar.
Akınım gitmeden sana göstermek istediğim bir süprizim var. Benimle gelir misin?
Cezar bu önemli günde birde beni düşünüp süpriz mi hazırladın? Seni çok seviyorum.
Bir adımda aralarındaki mesafeyi kapatıp, sevdiği adamın boynuna kollarını dolayıp ona tutkulu bir öpücük verdi.
Geri çekilmek istediğinde Cezar alt dudağını ısırarak ağzının içine yolladığı dili ile Akını inletmiş, kendi de aynı zevkten payını almıştı.
Immm... Akşama kutlama mı yapsak sevgilim.
Sen iste güzellik, yeterki sen iste. Kapat bakalım gözlerini, ben söyleyene kadar açma. Biraz dar bir yere giricez sakın korkma.
İyice heyecanlandım, çok merak ediyorum.
Cezar sevdiği çocuğu yönlendirip, kapıdan geçirdikten sonra kulağına eğilip,
Sakın açma gözlerini ben söyliyinceye kadar anlaştık mı? Ve Akınım.... Lütfen beni affet!
Kapı... Demir kapı kilik sesi... Elektronik kilit sesi. Neden af diliyordu Cezar? Akının tüm vücudundan kan çekilmiş gibiydi. Gözlerini açamıyordu, açmalıydı.
Ağır ağır gözlerini açtığında inanamadı gördükleri gerçek olamazdı! Cezar... Cezarı ona bunu yapmışmıydı?
