b. 7

615 108 81
                                    


Koz Cezar

Hastaneden elleri kelepçeli bir şekilde yine aynı teneke kutu içine bindirilerek götürülüyordu Akın.

Jileti geçirdiği sinir krizi sonrası bir daha görmemişti. Sevinse mi üzülmemi bilmiyordu. Bölf yapmış, şimdi ise sonuçlarını görme zamanıydı.

Saatler gibi gelen yolculuk sonrası yine gemideydi. Deniz üstünde olup sadece avludan denizin kokusunu duyumsamak tam bir hayal kırıklığıydı.

Belkide bilerek bunu amaçlamışlardı. Burası Ada kuleydi! Burda umuda yer yoktu.

Jandarma: Al bunu, ayakkabının içine koy beş dakika sonra inicez. Dikkat et babanın selamı var.

Eline tutuştulan sustalıyı düzgünce ayakkabısına zulalamıştı. Demek ki Jilet blöfünü yemiş, yada riske girmek istememişti ilk aşamada.

Verilen sürede gemi Ada'ya yanaşmıştı. Yine aynı devir teslim işlemleri.

Dejavu....

Akın sıra ile açılan demir parmaklı kapıları ilk geldiğinde saymıştı. Tam tamına 28 kapı.

26...

27...

Ve....28....

Gardiyan: Welcome the Home!

Akın bu nasıl şaka diye içinden geçirdi ve sadece gözlerini devirerek adama bakmayı tercih etti.

Açılan kapı ile tüm bakışların odağı yeniden Akındı. Uzay hızla yanına gelip sarılmıştı.

Akın henüz tam iyileşmeyen kaburgaları ile inlemeye benzer bir ses çıkartmış, Uzay eli ateşe değmiş gibi ellerini geri çekmişti.

Uzay: Çok çok özür dilerim. Kaburga kırığı! offf çok acımış olmalı.

Tamam geçti sayılır sıkma canını bu kadar.

Şehmuz piç sırıtışı ile ardındaki üç çam yarması ile ona doğru geliyordu. Uzay yanından bir adım bile kımıldamamıştı.

Uzay git burdan hemen!

Uzay: Hayır burda durucam.

Şehmuz aralarındaki mesafeyi yavaş ama emin adımlarla kapatıyordu. Akın sol tarafında bir hareketlilik hissedince gayri ihtiyari oraya döndü.

İklim... Hilmi ne bok yiyorsunuz? Üçünüzde gidin hadi.

Şehmuz hiç hız kesmeden geliyordu. Bir kaç adım kalmıştıki yukardan Ozanın gür sesi yankılandı.

Ozan: Akın kardeş!

Şimdi odak noktasında Ozan ve ağzından çıkıcak olan sözlerindeydi. Ozanın dilinden dökülen her kelimenin sahibi, CEZARDI!

Uzay: Lan kardeş mi dedi benim ki?

Hilmi: Siktirtme belanıda sus lan iki dakika.

Ozan : Cezar....

Sustu bilerek yapıyordu kurucağı cümlenin dengeleri değiştireceğinden emin gür çıkıyordu sesi.

Ozan: Seni hoşgeldin demek için akşam yemeğine bekliyor, geçikme.

Şehmuz: Sikeyim böyle işi!

Öfke ile geldiğinin iki katı hızla terk etti meydanı. İklim şoktan ilk çıkandı.

İklim: Bu ilk değil mi? Yani sikiş sokuş daveti bile davet değildir Cezar için başı ile gel der gelinir.

Hilmi: Yemek mi dedi harbi o? Hani böyle bildiğimiz ağızdan yenen faydalı besinler topluluğu.

Tutsak bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin