60-FINAL

705 41 55
                                    

Rusça bir kelime: "Odnoliub". Hayatı boyunca tek bir kişiyi sevmiş olan, aşkı sadece bir kez tatmış, kalbini sevdiğine açmış olan kişiye deniyormuş.

Bu kelimeyi ilk Mert Hakandan duymustum. Hatta gormustum. Beni telefonuna öyle kaydetmisti. Ne olduğunu sorsamda soylememisti. Hemen googledan bakmıştım tabii.

Mert Hakan ve ben bu söze oldukça uyumluyduk bence.

Ben hayatım boyunca hiç aşık olmamistim. Aşık olmayı gecin kimseyi sevmemistim dogru durust.

Ama o; Mert Hakan, benim miladim olmustu. Onu tanıdığım zaman sevmeyi, sevilmeyi ogrenmistim. Doğrusu ogrenmistik.

Mesela biri bana gelip bir futbolcuya çok aşık olacaksin ve daha 1. Senenizde evleneceksin deselerdi muhtemelen onlara bir yerlerimle gulerdim.

Ufacık bile bir ihtimal vermezdim. Karşımdaki aynadan kendimi suzdum. Oldukça kabarık bir elbise vardı üstümde. Bembeyazdi, cocukken hayal kurduğum o elbiseden bile daha guzeldi.

Saçlarımda benim boyumdan bile uzun duvagim vardi. Çok hoş işlemelere sahipti. İlk gördüğüm an benim olmalı demistim.

O ufacık bir ihtimal bile vermediğim olayın icindeydim suan. Hala inanmakta güçlük cekiyordum.

Evleniyordum.

Bunu söylemek çok garip gelsede evleniyordum. Evlendiğim kişinin Mert Hakan olması ise ayriyetten bir garipti.

Kuzenimin izlediği maçta görüp, ilgimi çeken bir futbolcuydu. Şimdi ise onunla evleniyordum.

Aylarca önce okuduğum bir yorumda 'elis'e yayında en sevdiğin futbolcu kim sorusu sorulmasaydi..'

Bu yorum baya dusundurmustu. Cidden o soruyu sormasalardi hiç tanışmamış mi olacaktik? Muhtemelen tanisirdik, biz birbirimizin kaderiydik.

Fakat yinede o soruyu soran kişiye minnettardim. Kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ama hayatımı oldukça degistirmisti.

Kapımın tiklatilmasiyla annemin içeri girmesi bir oldu. Ardindanda ablam girmisti. Ikiside bana oldukça dolu gözlerle bakıyordu.

Annemden önce ablamla sarildik. Onu her zaman kendime daha yakın hissetmistim. Yüksek ihtimalle annemden çok beni büyüttüğü icindi. Hayatımın bu kadar güzel olmasinin bir kisminida ona borcluydum.

"Çok güzel olmuşsun, canım kardeşim." Ablamin dediği şeyden sonra ayrildik. Gülümseyerek ona baktim.

Annemle sarildik sonra. Annem kendimi bildim bileli iskolikti. Pek bize vakit ayiramazdi. Bu konuda ona çok kızmıyordum. Kendi ayaklarımızin üstünde durmayı ogretmisti bize. Ama içimde yinede ukteydi.

"Tam bir prenses olmuşsun Elis'im. Ne ara bu kadar büyüdunde evleniyorsun anlamis değilim."

Annemin dolu gözleriyle söylediği seylerle benimde gozlerim doldu. Ablam elindeki yelpaze ile biraz hava yapınca ona döndüm tekrar. Gülümseyerek bakiyordu bana.

'Yapmayın böyle, yeminime kuran ağlarım.'

Dediğim şeyle gulduler. Ortamdaki karamsar hava gitmisti sonunda. Odamın kapısı calinci hepimizin bakislari oraya döndü. İçeriye giren ekibimle gulumsedim. Annemler bizi tek bırakmak icin odadan çıktılar.

Hepsi oldukça şık gozukuyordu. Erkekler takım elbise giyerken kizlar abiyelerini giymislerdi. Dicle parlak, yirtmacli, mor bir elbise giymisken, Filiz yeşil, düz, uzun bir abiye giymisti. Onunda derin bir sırt dekoltesi vardı.

"Allah'im bu güzellik ne?"

"Makyajim akacak diye ağlamayacaktim ama bu güzelliğe dayanamayacagim galiba."

Odnoliub- Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin