BEĞENİ VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ❤️❤️
Kafam karışarak bir önümdeki genç adama bir de Barlas'a bakıyordum. İkisi büyük ihtimalle birbirlerini tanıyorlardı fakat ben kimseyi tanımamakla beraber tabloda bana ait yer olmadığının, olmasını istemediğimin farkındaydım. Barlas sorusunun cevabını öğrenmek istemiyormuş gibi kaşlarını çatarak yerinden ayrıldı ve yanımdan geçerken yüzüme ters ters bakmaya devam etti.
Kafam karışarak yaslandığım yerden ayrıldım ve önümde bana dik dik bakan çocuğun yanından sıyrıldım. Anlaşılan burada dönenlerde yabancı olmakla beraber, üzerine oklar çevrilip yanlış anlaşılanda sadece bendim. Tek kelime etmeden sınıfa doğru ilerleyerek dünden beri çekildiğim saçmalıklara neden bulandığımı anlamaya çalıştım ama cevabım belliydi. Merakım.
Burun kemerimi sıkarak sınıfa girdim ve Meliha'yla yerimize doğru ilerledim. Bu arada sınıfın kapısının önünde Barlas ve Batu konuşuyorlardı. Sırama yerleşerek elime kalemimi alıp döndürmeye başladım. Olayları kafama fazla takıyordum.
Meliha telefondan başını kaldırarak gülümsedi ve bir yandan mesaj atmaya devam etti. "Bir dakika,"
"Sorun değil," diye mırıldanarak dirseklerimi masaya koyarak birleştirdiğim yumruklarıma çenemi yasladım fakat dinlenmeye fırsat bulamadan yanımdan geçen hareketlilikle geriye doğru yaslandım. Barlas ve Batu arkamdaki sıraya geçip oturmuşlardı.
"Demek dün o sokakta olanlar iyi niyetinden değil tamamen Ares'in oyunlarından biriydi." Başıma doğru eğilerek fısıldadığı sözler, nefesinin bedenime çarpmasıyla ürpermeme neden oldu. Olduğum yerde hızla dönerek bakışlarımı Barlas'ın ela gözleriyle buluşturdum. Bir dizimi bükerek oturduğum yere yaslarken kollarımı göğsümde düğümledim ve kaşlarımı çattım.
"Ne saçmalıyorsun?"
Pis pis sırıtarak geriye doğru yaslandı ve tek kaşını kaldırdı. "Dün akşam ki sözde tesadüfle, bugün koridordaki karşılaşma sence de fazla anlaşılır değil mi? Aynı bölümü okuduğumuzu saymıyorum bile," Gözlerinde oynaşan tehlikeye bakarak yerimde dikleştim.
"Ne düşündüğün umurumda bile değil!" sesim olduğundan yüksek çıkıp Meliha'nın telefondan başını kaldırarak arkasını dönüp bir bana bir Barlas'a bakmasına neden oldu. Aynı zamanda Batu'da bize endişeyle bakıyor, karışıp karışmamak arasında gidiyordu.
Barlas'ta sesimin tonuyla sırıtmasını keserek yüzüme ciddi ciddi bakmaya başladı. Öne eğilerek gözlerimin içine baktı. Bakışlarında ilgi ama en çokta karanlık kol geziyordu. Bu koyu sis perdelerin içinde gizlediği, tabuta koyduğu bir şeyler vardı. Fakat gizlediği her neyse dışarı çıkmak için kapağı yumrukluyor, olanca ses çıkarıyordu ve gözlerinden apaçık okuyabildiğim hisler ikimize de ürpertiler yolluyordu. İlgimden rahatsız olarak kaşlarını çatıp, dudaklarını seğirtti. Sanki hoşuna gitmeyen yolunda olmayan bir şeyler vardı. Benim adını koyamadığım, dilimin ucuna gelmek istemeyen aynı zaman da tatlı tatlı kaşındıran.
Sinir boğazıma kadar çıkıp tepemde toplandığında masanın kenarını tutup öne doğru eğildim. "Kendi cehenneminde oyna beni sakın pisliğinle bir tutma!"
Ellerime hakim olma dürtüme yapışarak Barlas'ın öfke dolu yüzüne aldırmadan önüme döndüm ve Meliha'nın bakışlarına aldırmadan tahtaya odaklanmaya çalıştım. Öfke karnımda erimiş cevher gibi yanıyordu.
Barlas yine üzerime doğru eğilerek fısıldadı. Onun da sesi benim öfkemle bir olmuş çağlamak, patlamak için an kolluyordu. ''Kelimeler zalim olabilir, eylemlerse ölümcül! O yüzden," kelimelerini sertleşerek kılıca dönüştü. ''Neye burnunu sokacağına dikkat etmelisin!'' Geri çekilerek öfkesinin neden olduğu sıcaklığı da beraberinde götürünce kinin buz gibi soğukluğuyla baş başa kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parçalanmış Ruhlar (+18)
Novela JuvenilKurtarmaması gereken kişiyi kurtaran, karışmaması gereken bir olaya karışan geçmişi kötü bir kız... Düşmanları, peşinde katili olan tehlikeli bir oğlan... Kader onları bağladı, birleştirdi, hayatlarını düğümledi. Şimdiyse kurtulmak, hayatta kalmak i...