18.Bölüm: Ölümle Uğraşmak

12.8K 847 63
                                    

BEĞENİ VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ❤️❤️ 

Sesler kulağıma bir vızıltı gibi gelmeye başladı. Ruhum bedenime arının dikenini deriye batırır gibi girip çıktı. Kalbim gövdemin içinde son tınısını oynattı. Kanım özgürlüğüne ulaşmış bir kuşun kanatları gibi yerinden sıvıştı ve nefesim son mücadelesini verdi.

''Vina...Vina''

Beyaz. Gül yapraklarının huzurla savuştuğu beyaz karlar. Rüzgârın tatlı esintisi, gökyüzünde uçan kuşlar huzurlu ötüşü.

Ellerimi yere bastırarak kollarımdan güç aldım ve ayağa kalktım. Ayaklarım çıplaktı. Üzerimde omuzlardan kalın askılı aşağı doğru inen, etek kısmı yırtılmış gibi tüllerle dolu beyaz elbise vardı. Saçlarım omzumdan asillikle aşağı dökülüyordu.

Etrafımda dönerek olan bitene baktım.

''Alvina... Alvina'' adımın fısıltısı rüzgârla birlikte kulağıma geldiğinde hızla etrafımdan döndüm. Görüntü değişmeye başlamıştı.

Gül yaprakları havada hortum oluşturmaya başladı. Huzurlu orman kana bürünüp gökyüzündeki kuzgunlar ağızlarından kan akıttı. Geri doğru adım attım. Ölüm kokusu her yerdeydi. Alnıma damlayan sıvıyla, parmağımı aceleyle oraya götürdüm.

Kandı.

Gelen ani güçle çığlık atıp koşmaya başladım. Ciğerlerim havayı içine çektikçe yanmaya başladı. Etrafta ne varsa ellerimi sallayarak savurmaya çalışıyordum. Kolumu çizen yeşillikleri ittim ve titremeye başladım. Ayaklarım daha fazla kaldıramıyordu. Boğazım kor ateş gibiydi.

Duyduğum sesle yerimde sıçradım. Sanki arkamda ölümüne korkmamı sağlayan bir cisim vardı. Hızımı ileriden gelen su seslerine doğru arttırdım ve başımı arkaya çevirdim. Siyah, uçuşan bir şeyler vardı. Önüme dönerek sağa sola ilerledim. Zihnim neler olduğunu çözemeyecek kadar karışıktı. Sadece birkaç komut vermeye yarıyordu. Son ağaç dalını iterek, önüme çıkan azgın nehirle birlikte gözlerim yerinden çıkar gibi oldu. Ölmek üzereydim. Bu sefer kaçışı yoktu. Paçayı kurtaramayacaktım.

Usulca arkamı döndüm. Siyah gizemli adam üzerime gelmesiyle geriye doğru gitmeye başladım. Karşımdaki silueti görmek için gözlerimi kıstım. Pelerine öyle bürünmüştü ki yüzünü görmek imkânsızdı. Soğuk vücudundan buhar gibi dalgalanıyor, ölüm etrafında vals yapıyordu.

Elini uzattığında,bedenim arkamdaki boşluktan yararlanarak kendini bıraktım. Başımı birazkaldırdığımda ateş gibi parlayan gözleriyle buluştum

Aşağı doğru indikçe, birer yara almaya başladım. Elbisem ayaklarıma dolanmayı bırakmış, soğukta uçuşuyordu. Kendimi o an hiç olmadığım kadar huzurlu ve özgür hissettim.

••●

Zorlayarak da olsa gözlerimi açtım. Etraf telaş curcunasıydı. Siren sesleri her yerdeydi. Ayaklarımı olduğu yerden çekmeye çalıştım. İğrenç bir şekilde yanık kokuyordu. Burnumu kırıştırdım.

''Barlas,'' sesim çatallı ve kısık çıkmıştı. Başım feci şekilde ağrıyor, kulaklarım zonkluyordu. Kaşımdan dudağımın kenarına doğru ağır metal kokan sıvı yol alıyordu.

''Buradayım...İyi misin?'' sesi telaşlı ve zor çıkıyordu. Başımı hafifçe yana çevirmeye denedim. Kemer göğsümü esir almış durumdaydı.

''İyiyim galiba,''

Başını frenlerin olduğu yerden çekerek gözlerimin içine baktı. Yüzünde yara benzeri izler yoktu. Son derece iyi duruyordu. Derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım.

Parçalanmış Ruhlar (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin