11. Bölüm: Yanına Kalan

4 1 0
                                    

Gözlerimi başımdaki inanılmaz ağrıyla araladığımda nerede olduğumu fark etmeye çalıştım. Odamdaydım. Erhan Beyin evindeki değil, kendi evimde odamdaydım. Buraya nasıl gelmiştim? Saat kaçtı? Ve en son neredeydim? En son bir bardaydım, içiyordum ve sonrası yoktu.

Kafamı kaldırdım, üzerimi değiştirmeden mi uyumuştum ben? Etrafıma bakındım. Komodinin üzerinde çantam duruyordu. Yavaşça kalkıp çantama baktım. Telefonumu aldığımda saat onu beş geçiyordu.

Ayağa kalkıp banyoya attım kendimi. Sıcak bir duşun ardından bornozumu üzerime geçirdim. Saçlarıma havluyu sarıp banyodan çıktım. Kendime bir kahve yapmak için odadan çıktığım sırada salonda beklemediğim birini gördüm. Kağan buradaydı ve uyuyordu. Başında dikildiğim sırada gözlerini araladı. Yeniden kapattı. Dudağının ucu kıvrıldı hafifçe. "Rüya mısın?" dedi.

"Asıl sen rüya mısın? Ne işin var burada ya? Kalk hadi, hâlâ yatıyorsun." Bileğimi yakaladığı gibi diğer eliyle de belime sarılıp üzerinden geçirdi. Koltuğun sırt kısmıyla arasına aldı beni bir anda. "Kağan ne yapıyorsun?"

"Şşşt," dedi ve daha çok sarıldı. Bornozun alt kısmı açıldığında bacaklarım ortaya çıkmıştı. Başını göğsüme yasladı. "Çok güzel kokuyorsun," dedi sessizce.

"Sapık mısın sen?" Bir eli yavaşça belimden indi. Bacaklarıma değmeden bornozun ucunu tutup bacaklarımı kapattı. "Kağan, ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Biraz uyumaya çalışıyorum. Seninle."

"Nasıl geldim ben buraya? Başım çatlıyor."

"Eve gitmek istemedin. Ortalığı ayağa kaldırdın, nereye gitmek istediğini sorunca burasını söyledin. Getirdim ben de."

"Ama dün ben.."

"Dün sen, pişman olduğunu söyledin. Evet. Ama ben buna inanmıyorum ve sana izin vermeyeceğim." Derin bir nefes aldım. Bir elimi kaldırıp yavaşça saçlarının arasına attım. Yavaşça saç tutamlarına dokundum. Elim saçlarında hareket ettikçe yayılan koku mest ediyordu. "Kalbin çok hızlı atıyor," dedi sessizce.

"Kes sesini," dediğimde güldü. Ama söylediği doğruydu. Yakınlığı beni heyecanlandırıyordu. Saçlarının arasındaki elimi boynuna indirdim ve nabzının üzerine bastırdım. "Sanki seninki çok normal atıyor."

"Ben inkâr etmiyorum ama."

"Sanki ben inkâr ettim. Kes sesini dedim alt tarafı." Derin bir nefes alıp belimi daha da sıkı sardı. "Kağan.."

"Tamam Leyla, bırakacağım ama bi' beş da.."

"O değil, çok sıktın. Nefes alamıyorum."

"Haa," diyerek kollarını gevşetti. Güldüm hafifçe.

"Kağan," dedim derin bir nefes alarak. "Aslında kardeş değilmişiz, ne düşünürdün?"

"Ne düşünürdün değil, ne yapardın olmalıydı soru kalıbı."

"Ne yapardın?" diye düzelttim.

"Bu gizliliği kaldırırdım. Herkesin karşısına çıkar, elinden tutardım Leyla. Ve eğer ne düşünürdüm.. Merak ediyorsan da, düşüncelerimde hiç değişiklik olmazdı. Ben bugün ne düşünüyorsam, ne hissediyorsam onu düşünür, hissederdim."

"Peki, şu an ne düşünüyorsun? Ne hissediyorsun?"

"Hayatımın kadını olduğunu düşünüyorum."

"Kağan.."

"Biliyorum Leyla, biliyorum güzelim. Olmayacak duaya amin diyorum."

"En azından bunu ikimiz de iyi biliyoruz. Olmayacak." Sıkıntılı bir nefes verdi.

AteşkesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin