Neslihan'ı odasında çıkardığımızda Ozan yanında kalmıştı. Ben ise odama geçerken Kağan'ın peşimden geldiğini biliyordum. Odama girdiğimde de kapıyı kapatmamıştım. "Biraz konuşabilir miyiz?" dedi kapıyı kapatırken.
"Hayır," dedim ve kapısız giyinme odamda kafama göre hızla bir kombin yaptım. "Dön arkanı."
"Leyla.."
"Dön Kağan." Sıkıntılı bir nefes vererek döndü. Hızlıca üzerimi değiştirdim. Omzuna değmemeye özen göstererek yanından geçtim. Aynalı makyaj masama oturup tarağımı alıp saçlarımı taradım. Masanın üzerinde duran rujumu alıp sürdüm. Ardından sürekli kullandığımız şeyleri bir makyaj çantasına topladım. Ayağa kalkıp dolabın içinden bir çanta çıkardım.
"Ne yapıyorsun sen?" dedi koluma yapışarak.
"Çek ellerini."
"Leyla sinirleniyorum."
"Sinirlenirsen sinirlen. Umurumda bile değilsin. Çekil."
"Nereye gideceksin?"
"Senden uzağa." Beni kendine çektiğinde saniyelik dudaklarımız birbirine değmişti.
"Benden en fazla bu kadar uzak durabilirsin Leyla." Nefesi yüzüme öyle yakından vuruyordu ki bunun doğruluğunu düşünmekten yanlış olabileceğine ihtimâl veremiyordum. Kalbim kırıktı, yine de hiçbir şey bunun önüne geçemiyordu. Kolumu sertçe geri çekip birkaç parça eşya doldurdum çantaya. Ardından ise montumu yeniden üzerime geçirip yatağın üzerine bıraktığım telefonumu açıp Kayra'dan gelen mesaja baktım. Aşağıda beklediğini yazmıştı. Hızlı adımlarla onu arkamda bırakıp indim. Dış kapıyı açtığım gibi de kendimi dışarıya attım. Kayra beni gördüğüne arabadan inmişti. Çantamı gördüğünde kaşları çatıldı. O an Kağan kolumu sertçe yakalamış ve beni kendine çekmişti. "Niye burada?" diye sordu hızla. Yüzünde öfke vardı. Kıskanıyordu ve o an Kenan Beyin şimdiden haklı olduğunu fark etmiştim.
"Seninle gitmek istemediğim için." Gözlerini kıstı. Bir anlık gözlerine kırgınlık yerleşmişti ama benimki kadar değildi.
"Leyla o herifi öldürürüm," dedi ciddiyetle.
"Kağan, sinirlerim bozuk. Uzatma. Kardeşinin yanında ol. Bir şey olursa Ozan haber verir. Onun dışında Neslihan'a söyle, ben haber vermeden Hakan'ı arayıp kızımı görmek istiyorum demesin."
"Bu kadar mı?"
"Bu kadar. Çok kalmak istemezsen çocuğunun yanına gidebilirsin."
"Leyla.."
"Gidelim Kayra," dedim kolumu sertçe kolundan çekerek. Arabaya binip çantamı arkaya bıraktım. Kayra arabaya bindiğinde gözlerimi Kağan'a bir an olsun değdirmedim. Arabayı çalıştırdı. Kağan artık görüş açımda yokken derin bir nefes verdim.
"Neden evde kalmak istemedin?"
"Çünkü iyi değilim. Kendi mental sağlığım için ve şu velayet davası için kendime gelmem lâzım ve bunu da Kağan sürekli etrafımdayken yapamam."
"Öyleyse eve gidelim."
"Gerek yok, şu ileride bir otel var, bırak sen beni oraya."
"Kardeşim," dedi birden. Ona bakmadım ama bakmak için can atıyordum şu an. "Anneme gidelim derdim ama iyi değilsin. O zaman benim evime gidelim."
"Babana gidelim mi?" diye sorduğumda dudakları aralandı. Kenan Beyle sabahki konuşmamız iyi gelmişti. Beni tanıyor ve anlıyordu. Dahası.. Bir babaydı. Benim biyolojik babamdı. Artık inanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşkes
Genç KurguBir gece vakti, gökten düşen damlalar yüzümü ıslatırken hayatımı kurtaran bir adamın sonrasında hayatıma dâhil olacağını ben de bilmiyordum. Ya da hayatımı kurtaran adam için hayatımdan vazgeçebileceğimi.. ... "Arzu beni seviyor mu? Bilmiyorum, on...