Dün gece Kağan'ı kaldırmaya çalışmıştım ama gitmek istemeyince üzerini örtüp kaldığım odaya çıkmıştım. Şimdi de üzerime dizlerimin üzerinde ve mini sayılabilecek gibi, bacaklarımı saran bir etek, üzerine de siyah boğazlı bir kazak giyimiştim. Sırtı açıktı. Saçlarımı elimle dağıtıp parmaklarımı saçlarıma geçirdim. Çoğunluğu sol tarafıma doğru attım. Hafif bir makyajla çantamı alarak aşağıya indim.
"Günaydın kızım," dedi Erhan Bey. Derin bir nefes aldım.
"Günaydın," dediğimde karşısındaki kanepeye oturmuştum.
"İlknur," dedi Erhan Bey. İlknur Hanım mutfaktan çıkıp yanımıza doğru geldi.
"Buyurun efendim?"
"Çalışma odamdan tabletimi getirir misin?"
"Tabii efendim, hemen." Hızlı adımlarla yukarı çıktığında Kağan üzerinde siyah bir takımla merdivenlerden indiğinde Erhan Bey başını çevirip oğluna baktı. Gülümsedi.
"Oğlum," dedi. "Günaydın. Tamamen iyileşmene çok seviniyorum. Teşekkür ederim Leyla."
"Konusu açılmışken," dedim derin bir nefes alarak. "Kağan tamamen iyileşti. Ben artık kendi evime geçeyim."
"Hayır," dedi Erhan Bey. "Yani.. Gitmeni istemiyorum ben. Sen buradayken her şey tam gibi hissediyorum Leyla. Gitmeni istemiyorum kızım. İstemiyorum."
"Ama.."
"Kal," dedi birden Kağan. "Babam için yani," dedi ekleyerek.
"Erhan Bey, çalışma odanızda tabletinizi bulamadım," dedi İlknur Hanım yanımıza gelerek. Erhan Bey derin bir nefes alarak ayağa kalktı.
"Ben bakarım. Siz işinize bakabilirsiniz."
"Peki efendim," dedi İlknur Hanım. Ardından ise mutfağa ilerlemişti. Erhan Bey de yukarı çıktı.
"Dün gece," dedi Kağan.
Sözünü kestim. "Sorun değil. Ama bence bir daha o kadar içme. Sarhoşken çok geveze oluyorsun."
"Ben, ne dedim sana? Hatırlamıyorum." Gülümsedim.
"Önemli şeyler değil. Saçmaladın işte." Sevdiğin kızı anlattın Kağan. Sevilmiyorsun diye ağladın, benim omzumda.
"Ne anlattım?" Bakışlarım saate kaydı.
"Benim gitmem gerek. Babana söylersin."
"Ben bırakayım mı seni?" dedi bir anda.
"Yok," dedim başımı iki yana sallayarak. "Aman. Bu sefer bu kadar kolay atlatamayabilirsin."
"Saçmalama, zaten polisler dedi ya. Başka bir davayla ilgiliymiş diye. Hadi gel ben bırakayım seni."
"İyi hadi bırak." Benimle beraber ayağa kalktı.
"İlknur Hanım," diye seslendi. "Biz çıkıyoruz, babama söylersiniz."
"Peki Kağan Bey," dedi İlknur Hanım. Evden çıktığımızda merdivenlerden inerken Kağan kolumdan tutmuştu.
"Elli santim topuk giyimişsin. Düşeceksin."
"Alışkınım ben." Merdivenlerden indiğimizde kolumu bırakmıştı. Arabayı açtığında kapının önünde birkaç adam vardı. İkisi hızla kapıları açtığında arabaya bindim. Ardımdan kapattı. Kağan da bindiğinde evden çıkmıştık. "Arzu nasıl?" diye sorduğumda bakışları bir anda yüzüme dönmüştü. Sessiz kaldı. Cevap vermeyecek miydi? Hatırlamıyorum demişti zaten. Nereden bildiğimi sorguluyordu herhâlde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşkes
Genç KurguBir gece vakti, gökten düşen damlalar yüzümü ıslatırken hayatımı kurtaran bir adamın sonrasında hayatıma dâhil olacağını ben de bilmiyordum. Ya da hayatımı kurtaran adam için hayatımdan vazgeçebileceğimi.. ... "Arzu beni seviyor mu? Bilmiyorum, on...