📿İyi okumalar.📿
📿📿📿
"Daha iyi misin?" Diyerek kaşındaki yarayı da bantladığımda gülümsemiş ama acıyan dudağından dolayı hemen sızlanmıştı.
"Sorun yok, şikayet etmeyeceğim." Dediğinde gözlerimi devirmiştim. Buğra biz sınıftan çıkarken hızını alamamış ve Efe'ye saldırmıştı. Araya girdiğimde beni de ittirmiş ve düşüp bileğimi burkmamı sağlamıştı.
"Aslı!" Caner'in sesiyle Efe'den uzaklaşıp endişeyle yanıma gelen ikiliye ve arkalarından somurtarak giren Buğra'ya çevirmiştim bakışlarımı.
"Bakayım bileğine. Şerefsiz herif! Sinir hastasısın amına koyayım! Kırık olmasın?" Diye bir Buğra'ya bir bana karşı konuştuğunda gülümseyip sorun olmadığını söylemiştim.
"Efe'den özür dile Buğra." Diye sakince uyardığımda içeriye koşarak giren bedenle sinirden sert bir soluk bırakmıştım. Bu kız sülük falandı herhalde önceki hayatında!
"Sen ne biçim arkadaşsın! Arkadaşının yanında olman gerekirken onun yanında mı oluyorsun? Korkak bir eziksin kız-" Sözünü kesmesni sağlayan şey aniden kalkıp iki elimle yakasına yapışmam olmuştu.
Çığlık atıp ağlamaya başlamış ve bileklerimi sıkarak beni ittirmeye çalışmıştı. O anki sinirle o kadar sert tutuyordum ki Caner ve Bahar ayırmasa bırakmayacaktım.
Acıyan bileğimi de sıktığı için ve ben de zorladığım için daha da sızlamaya başlamıştı şimdi. Hiç kimseye bir şey demeden revirden çıkıp hızlıca okuldan çıkmıştım. Çantamı diğerleri alıp eve götürürdü zaten. Benim şimdi kafa dinlemem gerekiyordu.
Okuldan kaçmak için arka kapıya tırmanırken eteğimden tutan bir el yüzünden arkama dönüp bakmıştım kim olduğuna. Caner'di. Çantam elindeydi.
"Kaçmana gerek yok. Ferit hoca bizim için izin alacak. Bahar Buğra'yla kalacak. Seni yalnız bırakmam." Dediğinde sessiz kalıp demirliklerden dikkatlice inmiştim. Çantamı alıp sırtıma atıp kollarımdan geçirdiğimde elini omzuma atıp kendine çekmiş ve o şekilde yürümüştük yan yana.
"Nereye gidecektin?" Derken bekçiye izin kağıtlarımızı veriyordu. Omuz silktim. Bilmiyordum, öylesine bir yere, sessiz sakin bir yere gidecektim işte.
"Bilmiyorum, sadece sakinleşmek istedim." Dediğimde gülüp açılan kapıdan geçmemizi sağlamıştı.
"O zaman şu bizim tepeye gidelim." Demiş ve koluna girmem için kolumu tutup koluna takmıştı. Güldüğümde o da gülmüş, otobüse binmek yerine yürümüştük. Bu tepeyi ortaokul zamanında keşfetmiştik. Neredeyse kimse gelmiyordu.
Biz de arada kaçıp buraya gelip bütün İstanbul'u izliyorduk. Geceleri burası çok daha güzeldi mesela. Tüm şehrin ışıkları altımızda kalıyordu.
"Dur." Diyerek çantasını çıkarıp oturmamı söylediğinde çantasını ona verip kendiminkine oturmuştum. Gerek yoktu böyle centilmen hareketlere.
"Aslı." Diyerek bana dönmeden konuştuğunda ona çevirdim bakışlarımı. İşaret parmağındaki gümüş yüzüğü baş parmağıyla döndürüp dururken bana dönmüştü birden.
"Buğra'dan hoşlandığını sanıyordum. Efe nereden çıktı şimdi? Gerçekten çıkacak mısın onunla? Tamam iyi çocuk falan ama ne bileyim pek hoşuma gitmiyor bu durum." Demiş ve gülmüştü.
"Kıskançıktan da böyle hissediyor olabilirim bilmiyorum gerçi." Dediğinde gülmüştüm ben de. Ona gerçeği söylemek istesem de Efe ile benim aramda sır olarak kalmalıydı. Asıl kişiler harici birinin bildiği şey sır olmaktan çıkardı.
"Hoş biri. Çıkma teklifi etti, kabul ettim ben de." Dediğimde bir süre yüzüme bakmıştı. "Ayrıca Buğra'dan hoşlanmıyorum. O benim sadece arkadaşım. Sen ve Bahar benim için neyseniz Buğra da benim için öyle." Dediğimde arkamızdan gelen dal çıtırtısıyla ikimiz de aniden oraya dönmüştük. Kimse yoktu.
"Caner, gidelim buradan." Demiştim korkudan hızlı hızlı atan kalbimi boş verip. Kimse yoktu ama sesler vardı. Bu tek bir şeye işaretti. Onlar, cinler bizi rahat bırakmamışlardı.
"H-haklısın, gidelim." Demiş ve kalkıp elini uzattığında tutup kalkmış ve çantamı alıp takmıştım sırtıma. Caner de aynı şeyi yaptığında hızlıca uzaklaşmıştık oradan.
Oradan sonra eve, ağaç eve dönmüştük. Bahar ve Buğra da geldiğinde olanları anlatmıştık. Onlar bir şey yaşamadıklarını söyleyince bir anlık rahatlamıştım. Belki de kedi, kuş falandı. İyice paranoyaklaşmıştık.
📿📿📿
📿Yorumlarınızı bekliyorum.📿
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Odamdaki Gölge 📿
HorrorDört arkadaş bulaşmaması gereken bir ile bulaşmış, ormandaki bir ağaç eve girmişlerdi. Bu ağaç ev, tüm lanetin başlangıcı olmuştu belki de.