27.Bölüm

36 2 0
                                    

📿İyi okumalar.📿

📿📿📿

Taksiden inince annemleri arayıp haber vermiştim. Telefonu tekrar çantaya koymuştum. Sonra köye tedbirli bir şekilde girmiştik. Ferit hocanın evini görünce ağzım şoktan açık kalmıştı. Nasıl bu hale gelmişti bu ev?

Yıkıntıydı. Köyde her yer yıkıntıydı. Ama asıl anlamadığım bu evin yıkıntısı hiç yeni durmuyordu. Kocaman kocaman örümcek ağları vardı etraflarında. Diğer evler gibiydi, sanki çok uzun yıllardır böyle gibiydi.

Halbuki daha birkaç ay olmuştu buraya gelmemizin üzerine. Aklıma gelen düşünceyle tüylerimin ürperdiğini hissetmiştim.

"Hassiktir! Yok artık. Olamaz herhalde, biz delirmiş olamayız. Buğra, hatırlıyorsun değil mi? İlk geldiğimizde normal bir evdi." Dediğimde Buğra kaşları çatık bir şekilde parçalanmış ama içine girilebilecek gibi duran evlere bakıyordu.

"Umarım Ferit hoca gerçektir. Yoksa buradan nasıl çıkarız bilmiyorum. Az önce şu karanlık köşede gölgeleri gördüm sandım." Dediğinde omzumda hissettiğim elle irkilip dokunan kişiye bakmıştım. Sıradan yaşlı bir amcaydı.

"Ne arıyorsunuz yavrum siz burada?" Dediğinde yutkunup titreyen bedenimi saklamak için zorlamıştım kendimi.

"Biz Ferit hoca için gelmiştik, Ferit Akay. Tanıyor musunuz?" Dediğimde amca omzumu patpatlamıştı. Acı bir gülümsemesi vardı.

"Ah, ah! Yıllar önce bu köyü terk edip gitti. Yıllardır şehirde yaşıyor. Öğretmen olduğunu duymuştum. Hayırsız geri de dönmedi." Diyen adama şaşkınlıkla baktım.

"A-ama biz daha birkaç ay önce şu eve geldik. Onunla konuştuk, tanıştık. Bize yardım etti hatta bizim okulumuzda öğretmenlik yapıyor." Dediğimde adam bana hiç şaşkın bakmıyordu. Biliyordu sanki her şeyi.

"Siz kimsiniz amca?" Dediğimde Buğra beni bileğimden tutup çaktırmadan hafif geriye çekmişti.

"Ben Ferit'in babasıyım kızım." Dediğinde yere çöküp ağlamamak için Buğra'nın elini sıkmıştım. Ferit hocanın anlattıkları gelmişti aklıma tabii. Buğra benim yerime konuşmuştu.

"Teşekkür ederiz, biz gidelim o zaman. Evindedir muhtemelen, teşekkürler." Diyerek gidecekken adam kahkaha atmış ve birden bir güç beni saçlarımdan çekiştirip sürüklerken çığlık atmıştım gözlerimden akan yaşlarla.

Çığlık atsam da hiçbir şey olmuyordu. Beni köyün derinliklerine sürüklüyordu. Önce olan olaylarda korktuğumu söylüyordum ya, şu anki korkumun yanında onlar hiçbir şeymiş.

"Aslı! Caner! Buğra!" Bahar'ın çığlığını da duyduktan sonra Caner'in küfürlü bağırma sesini duymuştum. O kadar uzaklaşmıştım ki daha fazla bir şey duyamıyordum.

Çok karanlıktı. Bir evin içerisindeydim. Öyle sert fırlatılmıştım ki altımdaki tahta parçası karın boşluğuma batmıştı. İnleyerek yerden kalkıp sırt üstü attım kendimi. Tahta parçasının sivri ucu karın boşluğumdaydı.

"Siktir!" Fısıltıyla sızlanarak dolan gözlerimle tahtayı etimden ayırmaya çalışsam da olmamıştı. Çok fazla canım yanmıştı. Etrafta kimse yoktu ama yakınımda bir şeyler hissediyordum.

"Aslı?!" Buğra'nın sesiyle ağlamayı kesmeden ona cevap vermiştim. "Buradayım! Buğra! Yardım et!" Canım çok yanıyordu. Buğra ve diğerleri yanında Ferit hocayla geldiğinde Ferit hoca yere çöküp Kur'an-ı Kerim'i açmıştı.

Benden farklı olmayan üç arkadaşım da yanıma geldiğinde Bahar çığlık atmıştı. Buğra ve Caner karnımdaki tahta parçasını görünce birbirlerine bakmıştı.

"Siktir, Aslı?!" Caner'in korku dolu sesiyle Buğra hızlıca yaramı kontrol edip yüzünü buruşturmuştu dolan gözleriyle.

"Şimdi birbirimize sarılıyoruz. Ne kadar sarsılırsak sarsılalım ayrılmak yok. Bileklerimizi şu iple bağlayalım. Gözlerimizi Ferit hoca söyleyene kadar açmıyoruz." Diyen Buğra yarama bakıyordu yutkunarak.

Bir tane ipi hepimiz de farklı farklı yerlerinden bileklerimize bağlayıp sarıldık. Canım yandığı için acıyla inlesem de olduğum pozisyonu değiştirmemiştim.

Olduğumuz yer sallanıyordu. Olduğumuz ev yıkılacak kadar şiddetle sallanıyordu. Gözlerimi açmadım Buğra'nın dediği gibi. Öyle değişik kötü hisler veren çığlıklar duyuyordum ki yaramı unutmuştum o an.

Çığlıklar sağır edecek türdendi. Çok büyük ve iğrenç bir korku sarmıştı içimi. Sonra sesler kesildi. Ferit hocanın talimatıyla gözlerimizi açtığımızda yerde yatan cansız bedene baktım kaşlarımı çatarak. Gülşah mıydı o? Ölmüş müydü?

📿📿📿

📿Yorumlarınızı bekliyorum.📿

Odamdaki Gölge 📿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin