Üç

3.1K 245 56
                                    

🎶🎶🎶 Bu işareti gördüğünüz yerde açınız



Gecenin bir yarısı tüm yorgunluğuma rağmen gözlerimi açmama sebep olan o seslerle yattığım yerden doğruldum. Geldiğim andan itibaren duyduğum mırıltılar şimdi yüksek sesli çaresiz çırpınışlara dönüşmüştü. Sürekli tekrar eden seslerle korkuyla yattığım odanın kapısını açıp çıktım. Eteğimin ucunu tutup merdivenlerden koşarak yukarı çıktım.

O an hiçbir şey düşünmek istemiyordum, sanki bir yangının içinde can hıraş çığlıklar atar gibi bağıran adamın odasının kapısını var gücümle iterek açtım ve büyük odanın içinde koşmaya devam ettim.

Onun yattığı yatağa ulaştığımda kulaklarımda bile çınlıyan o bağırma seslerine elimi ağzıma götürdüm. Yatakta bütün bedeni kasılmış ve sanki görünmez bir şeye kızar gibi inleyerek bağıran adamın kollarını tuttum.

"Jêhat, Jêhat Ağa."

Kollarını tuttuğum için daha da öfkelenen adam "Bırak" diye bağırdı.

Korkuyla ellerimi üzerinden çektim ve bu defa sanki birinden yardım alabilirmişim gibi büyük odanın içine bakındım. O iki kadını çağırmam gerekiyor muydu? Kime haber vermeliydim? Ne yapmalıydım? Biri yardım etsin.

Çaresizlikle bağırmaya devam eden adama bakarak yumruklarımı sıktım. Bu ses o kadar dehşet vericiydi ki dizlerimin üzerine çöküp hıçkıra hıçkıra ağlama isteği uyandırıyordu.

Kelimeler düzensiz, sürekli kendini tekrar ediyor ve kasılarak inleyen bir adamın yardım çığlığına benziyordu.

Ne yapacağımı bilemez hareketlerle bir kez daha ona yaklaştım ve bu defa daha sakin bir sesle "Jêhat" diye seslendim ve o an sesimi inceltmediğimin farkında bile değildim.

Bir anda bağırmayı kesen adam sıktığı yumruklarıyla ellerini göğsünün üstüne koydu. Ne olduğuna emin olamasam da kasılması yavaş yavaş durduğu için bir kez daha "Jêhat" diye seslendim.

Saniyeler sonra kasılması tamamen kesilen adamın bağırmaları tekrar mırıltılara dönmeye başladı ve dakikalarca sakin mırıltılarını dinledim.

Anın gerginliği ve boşalan sinirlerimle yatağın yanında diz çöktüm ve kesik kesik nefesler verdim. Kendimi toparladığım fırsatı bulduğumda tekrar ayağa kalktım ve şimdi yüzü durgun, yumruk yaptığı elleri çözülmüş, düzenli nefesler alan ve sesleri kesilen adama bakarak gözlerimi kapatıp açtım.

O an nasıl bir durumun içine düştüğümün idrakına varabilmiştim ve belki de her gece bu şekilde krize girip çığlıklar atarak yardım bekleyen bir adamın konağına gelmiştim.

Kapattığım gözlerimi sakince açıp göz göze geldiğim adamla korkuyla geri adım attım. Kurumuş dudakları sakince kımıldadığında fısıltı gibi gelen sesini dinledim.

"Korkma."

Hızlı hızlı başımı salladım, aslında korktuğum için dolan gözlerimle bir süre daha gözlerimin içine sanki bir şeyleri anlamak ister gibi bakan adama baktım.

Bir kez daha kaçma isteğiyle büyük odanın kapısı olan yere baktım. O da anlamış gibi sakince gözlerini kapatıp "Git" dedi sadece.

Uykusuna devam eder gibi pozisyonunu değiştirip ellerini birleştirip bacakları arasına yerleştirdi ve düzenli nefesler almaya başladı. Bir kaç dakika daha emin olmak için bekleyip uyuduğunu anladığımda yataktan uzaklaştım. Koşa koşa geldiğim odayı ayaklarımı sürüyerek terk ettim ve büyük kapıyı kapattım.

Merdivenlere yönelip bir kaç basamak attıktan sonra dizlerimin bağı çözüldüğü için basamağa oturdum. Bütün bir günü, geldiğim yeri, arkamda bıraktığım annemi ve beni neyin beklediğini bilmemenin korkusuyla hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Deli Ağa'nın Gelini (Bxİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin