Medya: Atlas bebeğimin sevdiğine bulaşmayacaktınız. Bundan sonra bela olmaya geliyoruz 😌🔥
_
Yazar'dan;"Ben odama çıkacağım." Elindeki mektupla beraber masadan ayrıldı Atlas. Odasına varıp yatağa oturduğunda tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı.
Çok geçmeden kapı çaldı, gelen annesiydi.
"Yalnız kalmak istiyorum anne."
"Beraber kalsak? Soru sormam, canını da sıkmam."
Kapıyı kapatıp Atlas'ın yatağına yürüdü ve yanına oturdu.
"Başını dizlerime yatırmak ister misin? Hani çocukken İrem ile kavgasını yapardınız ya hep."
"Olur." Annesinin dizine yatıp ağlamaya devam etti. Annesi de saçlarını okşadı bu sırada.
"Neden böyle oluyor anne?" Dedi burnunu çekerek. "Neden ben bir türlü mutlu olamıyorum?"
Bu soruya verebilecek bir cevabı yoktu Seray'ın. Çünkü oğlunun yıllarca çektiği acılar yetmiyormuş gibi yine yeni acılar eklenmişti kaderine. Ve bu kez öyle bir çıkmazın içindeydi ki kimse elini uzatıp alamıyordu Atlas'ı oradan.
"Lanetli miyim ben?"
"O ne demek öyle? Tabii ki değilsin."
"O zaman neden böyle her seferinde? Neden hep kötü bir olay, hep bir hastalık çekip alıyor sevdiğim adamı benden?"
"İyi de oğlum kim garantilenmiş ki hastalıklardan? Yarın bizim de başımıza gelmeyeceğinin garantisi var mı?"
"Ama benim artık gücüm yok, yapamıyorum çok yoruldum."
"Taşıyamayacağın bir yük olsaydı eğer senin sınavın olmazdı ki bu. Bak en basitinden sana şöyle bir örnek vereyim; Sıcak bir yaz gününde olduğunu düşün. Market alışverişine çıkmışsın ama araban olmadan..Ellerin böyle poşet dolu ve taşıması zor geliyor sana."
"............."
"Poşetleri yolda bir yerde indiriyorsun. Biraz dinleniyorsun belki biraz su içiyorsun ama onlardan hiç vazgeçmiyorsun ve sonunda eve varıyorsun. Poşetleri mutfağa bırakıyorsun sonra da dilediğince dinleniyorsun. Hatta akşama bir güzel sofra kuruyorsun aldıklarınla..O kadar güzel yapmışsın ki yemekleri her tadına varışında çektiğin yorgunluğa değdiğini düşünüyorsun.
İşte hayatta tam olarak bu değil mi? Sadece aşk değil her şeyde bu böyle. Bak Kayra'ya ne kadar zorluk çekmiş ama hiç pes etmedi okuluna yeniden başladı. İyi bir işimiz, iyi bir hayatımız olsun istiyorsak belli bir süre okuyoruz bu uğurda..İyi bir maaşımız olsun istiyorsak çalışıyoruz. İyi bir yemek yemek istiyorsak mutfağa giriyor veya bunun için belli bir miktar ödeyerek bir restoranda güzelce karnımızı doyuruyoruz. Hastalanıyoruz..İyileşmek istiyorsak o acı ilaçlara katlanmak zorunda kalıyoruz çünkü şifa bulacağımızı biliyoruz."
"Bu hayatta her şeyin bir bedeli var diyorsun yani."
"Aynen öyle oğlum. Bak ben sizlere sahibim mesela..Doğmanızı dört gözle bekledim ama her üç hamileliğimde de o hamileliğin zorluklarına katlandım. Çocukluğunuz, ergenliğiniz, gençliğiniz babanla beni yordu mu? Zaman zaman yordu. Bu İnanç'ta da değişmeyecek..Çünkü o bahçeye dalıp o güzel çiçekleri koklamak istiyorsak eğer o dikenler bizi biraz yaralayacak. Sen de yorulacaksın elbette çünkü insansın.
Yükün ağır gelecek, zaman zaman yükünü yolda bir yerde bırakıp şöyle annenin dizleri üzerine yatıracaksın başını. Ama o yükü adresine teslim ettiğinde ne kadar rahatladığını hissedeceksin. Ve rahatladığında mutlu olmaya başlayacaksın..Mutlu olduğunda ise bu mutluluk sana çok kıymetli gelecek çünkü uğruna savaşıp emek verdiğini farkedeceksin."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Körü [bxb]
Ficción GeneralAtlas, beş senedir ölen kocasının hayaleti ile konuşuyordu. Ailesi ise onun yeni bir hayata başlaması, yeniden sevip, acılarını unutması için görücü usulü bir buluşma ayarlamıştı..🥀