AKVARYUM BXB

34🐠

Yazar anlatımı...

Bir insanı en derinden , en içten nasıl yaralarız ?

Onun geçmiş yaralarını bularak. 

Yaralarını daha derin kazarak. 

İşte o kazılan kuyuya hapsolmuştu Serdar. 

Okulun kapısından girer girmez kendisine yöneltilen alaycı ve nefret dolu bakışların hedefi olmuştu. Bunları umursamadı. Aslına bakarsanız öyle görünmek istedi sadece. Bakışları okulun giriş kapısında bir kaç kişiyle konuşan kızı buldu. Saçları biraz daha uzamıştı. Ama bakışları hala aynıydı. Aynı kibir , aynı bilmişlik ve aynı nefret. 

Önce ki Serdar olsaydı eğer şuan içten içe intikam planları yapmış ve uygulamaya koymuştu. Ama bir şeyler değişmişti. Şu 3 ayda kendi içinde onlarca mahkeme kurmuş ve onlarca kez kendisini yargılamıştı. Çoğunda da müebbet hapse mahkum etmişti kendini. Tek kazandığı dava Doğa ile olan davasıydı. 

Çok kırılmış , çokça kırmıştı. 

Ama bu dava da ilk yumruğu atan Doğaydı. 

Yanında bir hareketlenme hissedince sol tarafına döndü yüzünü. Yanında daha önce hiç görmediği bir çocuk duruyordu. Yüzünü ekşiterek okula doğru bakıyordu. Yüzünü Serdar'a dönmeden konuştu. 

"Gerçekten bu leş yere okul mu diyorsunuz siz ? Bir ilçe kadar da nüfusu var. Şuan bak , iğne atsan yere düşmez."

Serdar yanında ki sivil giyimli zengin bebesinin kurduğu cümleye bir tepki vermedi. Sadece tip tip bakmakla yetindi. Sorusuna yanıt alamayan çocuk yanında ki Serdar'a baktı ve devam etti konuşmasına. 

"Selam Cenk ben "

"Serdar" demekle yetindi sadece. 

"Ferit'i tanıyor musun ya ? Hani hep deri ceket giyen , uzun boylu , kaslı ve benim kadar olmasa da yakışıklı bir çocuk. Ferit Tekinoğlu , tanıyor musun ?

"Tanıyorum"

Cenk kısa bir süre konuşmaya devam etmesini bekledi karşısında ki çocuğun. Ardından sabırsızca konuştu. "Eee ? Tanıyorsan nerede bunun sınıfı ? Gidip aynı sınıfa kaydımı aldırıp sürpriz yapacağım ."

Serdar kendisinden bir kaç cm kısa olan çocuğa bakıp umursamazca cevap verdi. "12-D" Cenk tam teşekkür edecekken duydukları tanıdık ses ile iki çocuğunda kafası karşısında ki kıza çevrildi.

"Siz ne alaka lan ? Senin ne işin var bu okulda?"

Cenk şaşkınca karşısında ki kıza bakarken cevap verdi. "Seni gökte ararken yerde buldum prenses " Doğa cevap vermeden Serdar'a dönmüştü.

Serdar bu ikilinin yanında daha fazla durmaya katlanamadığı için okula girmek için bir adım atmıştı ki Doğa'nın koluna dolanan parmakları ile kıza doğru döndü. 

"Bakıyorum kahvaltıda ciğer yemişsin. Hala bu okulda bulunmanın başka bir açıklaması olamaz "

Serdar gözlerini Doğa'nın koluna sarılan parmaklarından alaycı bakan gözlerine çevirdi. Daha sonra tiksinircesine konuştu.

"O iğrenç parmaklarını kolumdan çek."

Doğa bu cevabı beklemiyor olacak ki kısa bir an gözlerinden şaşkınlık geçti. Ama hemen kendisini toparladı. Fakat parmakları hala Serdar'ın koluna sarılıydı. 

Serdar daha fazla tahammül edemiyor gibi kolunu hızla çekip doğanın dokunuşundan kurtardı kendini. Hemen sonra arkasına bile bakmadan ikilinin yanından ayrıldı.