22🐠

344 27 5
                                    

Berkin'in ağzından okuyacağız geri kalan hikayeyi arkadaşlar. 




Duygular.

Damarlarında akan kan kadar sahici ve gerçektir. Duygular insanın ruhuna giydirdiği kıyafetler gibidir. Ve bazı kıyafetler ,bazı insanların üzerine oturmaz. Ya çok büyük gelir ya da nefes aldıramayacak kadar küçük. 

Ben şimdi Serdar'a iyi bir duygu beslemeye çalışsam içine sığmayacağının bilincindeydim. Kalıbı dar gelirdi bir kere. 

Alayla suratıma bakıp tek kaşını havaya kaldırdı ve tekrar sordu. "Bakıyorum da çabuk atlatmışsın yaşananları Berkinciğim."

Bu cümlesi dişlerimi sıkmama sebep oldu. İki haftadan fazla süre geçmişti o olayın üzerinden. Bugüne kadar tek kelime etmemesinin sebebini pişman olduğuna yormuştum. Ne kadar da aptalım değil mi ?

Bir adım üzerime doğru yürüdüğünde istemsizce bende bir adım geriye adımladım. "Sahalara geri döndüğüne göre kaldığımız yerden devam etmeye ne dersin ?" 

Ondan korkuyordum. Evet bunu saklayamazdım. Ondan hem tiksiniyor hem de korkuyordum. O gün yaşadıklarım unutabileceğim türden şeyler değildi. Ve ağzımı açıp ona cevap bile veremedim. Benim yerime başka bir ses olaya müdahale etti. 

Ferit elini Serdar'ın göğsüne koyup geriye doğru iterken konuştu. "Geriye bas!" Aptal saf kızlar gibi karşımda ki manzarayı izliyordum sadece. Dişlerimi sıkmaktan artık çenem ağrımaya başlamış gözlerim sinirden dolmuştu. 

"Sen kimsin lan ?"

Serdar'ın kaşlarını çatarak sorduğu soruya karşılık Ferit'in o aşağılayıcı cümlelerini işittim. "Senin gibi vasıfsız elemanların kapısında kul olduğu birisiyim. Biraz daha çeneni açıp bu çocuğa kötü bir şey söylersen..." dedi ve bir adım daha yaklaştı Serdar'a. Kısık sesle devam etti cümlesine. "Seni kapımda paspas yaparım. Ki ,bunu asla kaba kuvvetle değil, bütün haysiyetini yere sererek yaparım." Serdarın yüzü öfkeden kızarırken bir kaç adım gerimizden bir alkış sesi geldi. 

Üçümüzün de yüzü geriye döndüğünde Doğa'nın sırıtışı ve hemen yanında duran Barışın çatık kaşları ile karşılaştık. Doğa'nın Barış ile ne işi vardı ? Doğa bir kaç adımda yanıma geldiğinde gözleri Ferit'in üzerindeydi. Ardından Serdar'ın suratına çevirdi yüzünü. 

"Sen hala akıllanmadın mı? Bende diyordum ki acaba çok mu ileri gittim. Az bile yapmışım. " Doping olayından bahsettiğini anlamıştık hepimiz. Ferit hariç. Çünkü anlamsızca önünde ki manzarayı izliyordu sadece. 

"Bunun geri dönüşü kötü olacak biliyorsun değil mi Doğa?" Serdar ,Doğa'nın sözleri üzerine Ferit'in dediklerini dahi unutmuş gibiydi. Öyle ki yüzünde ki intikam ateşi metrelerce öteden dahi belli oluyordu. "Elinden geleni ardına koyma. Çünkü ben sana asla acımayacağım"

Bunu söyledikten sonra Serdar'ın yüzüne alaylı bir gülümseme ile baktı. Hemen gerimizde duran Barış'a dönüp bir kez dahi bakmamıştım. Bakamamıştım. Öfkem yüzüne bakmama bile engel oluyordu.

Doğa bunu söyledikten sonra parmaklarını parmaklarıma sarıp yönünü okul binasına çevirdi. Bende hemen yanında adımlarken geriye dönüp bakmamıştım bir daha. 

Onu ilk gördüğümde ondan hoşlandığımı düşünmüştüm fakat zamanla anladım ki benim ki bariz bir hayranlıktı. Bu kızın her hareketine hayrandım. Çünkü onun gibi birisi olmak istiyordum. Korkusuz ,dik başlı ve güçlü. Ama ona aşık değildim. Bunu defalarca sorgulamıştım fakat arkadaşlıktan öteye geçememişti hislerim. 

Okul binasından içeri girdiğimizde adımlarımı durdurdum. Benimle birlikte Doğa'da durmuştu. Bana sorgular şekilde baktığında hemen söze girdim. "Serdar'ın bir sınırı yok Doğa. Sana da zarar verecek. " Doğa parmaklarımda ki parmaklarını çekip karşımda durdu. "Umurumda değil. O bir adım ileri gitse ben iki adım gideceğim. Onu terbiye edene kadar kırbacımı daha sağlam vuracağım" 

"O zaman sana aslan terbiyecisi diyebilir miyim?" bu ses Ferit'e aitti. Elleri cebinde ,yüzünde ki hafif sırıtış ile bir kaç adımda yanımıza geldi. 

Doğa "Biz ona maymun terbiyecisi diyelim" dedi sırıtarak. Bu cümlenin üzerine benim de dudaklarım kıvrıldı. 

Ferit elini Doğa'ya uzatıp konuştu. "Ferit" dedi kısaca. Doğa uzatılan eli sıkıp aynı şekilde cevap verdi. 

Ferit kısa bir duraksamanın ardından yüzünde ki gülümsemeyi durdurup bana döndü. "Bir çok merak ettiğim soru var fakat beni uyutmayacak ilk soruyu sormak istiyorum" dedi dudaklarını ısırarak. 

"Sor" dedi Doğa kısaca. 

"Sevgili misiniz?"

Bu soruyu ufak bir kahkaha attı Doğa. Ardından konuştu. "Bence daha açık bir şekilde sorabilirsin soruyu. Mesela kimin sevgilisinin olup olmadığı ile ilgileniyorsun ? ,Eğer sevgiliysek kim için üzüleceksin? " 

Ben kaşlarımı çattığım da Ferit bakışlarını koridorda gezdirdi kısaca. Tabi ki de Doğa'nın sevgilisinin olup olmadığını merak ediyordu. 

Ben olmam imkansız. 

İmkansız bence. 

İmkansızdı değil mi?

Ferit gözlerini gözlerime çevirdiğinde gergince yerimde kıpırdandım. "Sevgilin var mı Berkin?"

İşte bu soru Doğa'nın büyük bir kahkaha atmasına benim ise olduğum yere çivilenmeme sebep olmuştu. 

AKVARYUM   BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin