Avantasia - Anywhere
Akşamüzerinin insanı rahatlatan serinliğini yüzümde hissediyordum. Rhilinler dışarıdaki doğayı buraya kopyalamayı oldukça iyi başarmışlardı. Çoğu kez olduğu gibi yine yeraltında bir yerde kapalı yaşadığımız gerçeğini unutmak üzereydim neredeyse.
Kaia ve Gaton'ın duyan herkesi mutluluktan deliye döndüren evlilik kararıyla birlikte Kaen'le çıkacağımız yolculuk ertelenmek zorunda kalmıştı. Aslında ben hiç şikâyetçi değildim, bir yanım böyle hissettiğimden dolayı suçluluk duysa da, gerçek buydu.
Burayı terk etmeye hazır değildim, hiçbir zaman da olmayacağız zaten! diyen duygusal yanıma katılıyordum ne yazık ki. Burayı terk etmeye mi yoksa Jasen'i arkada bırakmaya mı hazır değilsin, bence artık kendine karşı dürüst olmalısın! Mantığım her zamanki hafiyeliğine kaldığı yerden devam ediyordu. Hiçbir şey de gözünden kaçmıyordu!
Evet, doğruydu. Buraya bağlanmama neden olan çok şey ve kişi vardı ama burada kalmayı istememin esas nedeni Jasen'di. Bunu artık kabul edebiliyordum. Kendimden bile saklamaya çalışmanın bir manası yoktu.
Minik bir ördek yavrusu başını suya daldırıp çıkarırken öyle sevimli görünüyordu ki, onu izlerken kendimi gülümsemekten alamamıştım.
"Seni böylesine büyüleyen şey de ne?"
Jasen'in çok yakından gelen sesiyle oturduğum yerde hafifçe sıçradım. Bir süredir malikânenin arkasında bulunan gölün kenarında tek başıma oturuyordum. Kalmaya karar verdiğimizden hemen sonra Deick Kaen'i rasathaneye götürmüştü. Jasen de Lexan'ın yanındaydı. Ben de kaçıp buraya gelmiştim.
"Ördekler," deyiverdim, zira keyifli gülümsemesi dilimin bağlanmasına neden olmuştu. Böyle anlarda sadece tek kelimeyle konuşabiliyordum.
Neşeli kahkahası bana da bulaşırken gelip yanıma oturdu.
"Bilemiyorum, yani neredeyse Yeniden Doğuş'tan önceki dünyanın iki yüz otuz milyon yıl öncesinde görülen dinozorların evrimiyle gelişme gösteren bir türden bahsediyorsun burada. Sence ördeklerin seni bu kadar etkilemesi normal mi, güzel kız?"
Dirseğimi hafifçe karnına geçirdim.
"Dalga geçme, seni çok bilmiş! Sus ve sadece izle, o zaman küçümsediğin bu sevimli yaratıklarda ne gibi mucizelerin saklı olduğunu göreceksin."
Yüzünü sol tarafına doğru eğip bana yaklaştı.
"Ben zaten bir süredir bir çirkin ördek yavrusunu gözetliyorum. İnanılmaz özelliklere sahip hem de! Her hareketiyle beni şaşkına çeviriyor. Tanrı'nın mucizesi dedikleri şey bu olsa gerek. Keşke sen de onu görebilsen! Ne demek istediğimi o zaman anlarsın belki."
"Gerçekten de siyah mı tüyleri?"
"Ne?"
"Çirkin ördeğin diyorum, babamın Kaen'le bize anlattığı masalda çirkin ördeğin simsiyah tüyleri vardı."
Başını geriye atarak katıla katıla güldü.
"Sanırım aynı ördekten bahsetmiyoruz. Benim gözlediğim çirkin ördek kum rengi saçlara sahip."
"Ördeklerin saçı olmaz bir kere!"
Ellerimi göğsümde kavuşturup gölü izlemeye devam ettim. Beni kendisine doğru çekip kollarını omzuma doladı.
"Eh, benim ördeğin var ama! Hem de muhteşem kokuyorlar."
Birden beni ateş basmaya başladı. Sanki birisi binlerce kibriti tutuşturup benim üzerime atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş (Düzenleniyor)
Science FictionNew York Araştırma Merkezi'nden bir bilim adamı, çok sayıda "Tasarım Bebek" oluşturarak Dünya'nın bundan böyle çok daha yaşanılası, huzur ve refah dolu, her türlü hastalık ve felâketten uzak bir yer olmasını istiyor. Ama işler umduğu gibi gitmiyor...