"Raine?"
Raiden gözlerini üzerimden ayırmadan bir adım daha attı. Adamlarını ve askerlerini geride bırakmaktan ve bu tarafta onu bekleyen, kendi deyimiyle "Düşman Askerleri"nden hiç de korkuyor gibi görünmüyordu.
Bir kez daha Raine diye seslendi ama ben cevap vermeyince iyiden iyiye öfkelendi.
"Beni duymuyormuş gibi davranmaktan vazgeç!"
Onun bağırışının aksine, sakince ve gülümseyerek omuz silktim.
"Cyra'yı dene."
Çenesinin kasıldığını ve ellerini yumruk yaptığını gördüm. Biraz daha bu şekilde kalsa, eminim ki sinir krizi geçirecekti.
"Demek zor durumdaydın, ha?" dedi kışkırtıcı bir sesle. "Nasıl bari iyi eğlendin mi? Eminim seni aramak için yola düştüğümde kıs kıs gülüyordun."
"Beni dönüştürdüğünde sevinçten taklalar attın mı? Sonunda istediğini elde ettiğini düşünüp belki avaz avaz şarkı bile söylemişsindir."
Kendisiyle aynı tarzda konuşup misilleme yaptığımı gören ikizim bakışlarını benden ayırıp Kaen'e ve Jasen'e yöneltti.
"Bunu ödeyeceksiniz," diye bir sürüngenin yerde ilerlerken yaptığı yavaş hareketler gibi, tane tane konuşup gerisinde izler bırakan bir hava yarattı. "İzin vermem, anlıyor musunuz? Sizin her şeyi berbat etmenize müsaade etmem."
"Onları rahat bırak," bu kez ben de adımladım ve Raiden'ın tam karşısında durdum. Şimşekler çakan gözlerini yeniden bana çevirdiğinde kıpkırmızı olan suratıyla karşılaştım. "Sakın onlara dokunmaya kalkma Raiden. İnan seni buna pişman ederim."
Kaşları havalanırken yüzüne sahte, inanamayan bir ifade yerleştirdi.
"Ne yapacaksın? Hakikaten beni karşına almayı mı istiyorsun? Buna cesaretin var mı Raine?"
Israrla bana Raine diyordu. Gözlerimi kısıp yüzümü onunkine yaklaştırdım.
"Cyra. Benim adım Cyra. Önce bunu bir kabullen."
"Asla! O rezil insanların kendileri gibi sana verdikleri uyduruk ismi kullanmayacağım!"
"O ağzını topla yoksa ben toplamasını bilirim!"
Kaen yanıma doğru yaklaşırken Jasen öne çıkıp onu tuttu. İyi ki de öyle yaptı. Raiden'ın sağı solu belli olmazdı. Kaen'e zarar vermesini istemiyordum.
Lâkin o Jasen'in kollarından kurtulmak için çırpınıp duruyordu. Geriye doğru dönüp yerinde kalmasını istedim ondan. Bir an oradan sıçrayıp Raiden'ın üzerine inecekmiş gibi göründü, daha sonra istemeyerek de olsa dediğimi yaptı ve eski yerini aldı.
"Sen sevsen de, sevmesen de adım bu. Yıllarca o isimle anıldım. Ama senin yüzünden bunun öyle olduğunu bile unuttum," başımı sol tarafıma doğru eğip arkada bekleyen Deick'e baktım. Onun bakışları benim arkamdaki bir noktaya takılıp kalmıştı, bakınca karşı karşıya geldiğimiz andan itibaren pür dikkat Jasen'i seyrettiğini gördüm. Fakat onu izlediğimi hissedince birden gözleri üzerime döndü. Her yanımdan salınan kırgınlık ve kızgınlık gözlerime de yansıdı. "Senin ve Deick'in yüzünden. İkiniz beni mahvettiniz. Beni öyle bir hâle getirdiniz ki, kendi kardeşimi bile tanıyamaz oldum. Dahası benden onu ve onun gibilerini öldürmemi istediniz. Bunca zaman aklımı hep bu gibi şeylerle doldurdunuz, beni kendi hastalıklı düşüncelerinizle zehirlediniz."
"Senin kardeşin benim, o sıradan değil. Kendine gel! Daha iki gün önce benim yanımda ve onların karşısındaydın. Şimdi ne oldu da bir haine dönüştün?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ #1- Yeniden Doğuş (Düzenleniyor)
Science FictionNew York Araştırma Merkezi'nden bir bilim adamı, çok sayıda "Tasarım Bebek" oluşturarak Dünya'nın bundan böyle çok daha yaşanılası, huzur ve refah dolu, her türlü hastalık ve felâketten uzak bir yer olmasını istiyor. Ama işler umduğu gibi gitmiyor...