Cem'in gözlerinden geçen şaşkınlığı yakaladığımda şirin şirin bakmaya çalıştım. Başka çaremin olmadığını o da biliyordu.
"Hayatında kimse olmadığını sanıyordum kızım. Memnun oldum delikanlı."
Onlar tanışırken ben küçümseyen bakışlarımla Ceren'in üzerindeki abiye tarzı kıyafeti süzüyordum. Böyle spor bir mekana gelirken bunu mu tercih etmişti yani? Tarz değilsin güzelim.
"Aras ben," kulaklarıma dolan kalın, melodili sesle gözlerimi Ceren'den ayırıp ona baktım. Pekala, başından beri hissettiğim o saçma heyecan yerini intikam ateşine bırakmıştı ve bu gazla evlenebilirdim bile.
"Memnun oldum, Azra."
El sıkışırken elimin elinde uzun kalmaması için hızla geri çektim. Daha sonra buz gibi bakışlarıyla Cem tanıştı. Ceren'e bakma zahmetinde bile bulunmadım. Zaten birbirimizi gayet iyi tanıyorduk. Aras benimle birlikteyken onu tekrar elde etmek için benimle arkadaşlık kurmaya çalışmıştı. Ne kadar sinir bozucu ama..
Hikmet Bey masaya oturmamızı şakacı bir dille ifade edince herkes yerlerini aldı. Garip olan bir şey vardı ki her nasıl olduysa Aras yanıma,Cem ise Ceren de karşıma oturmuştu!
Uzaklaşabildiğim kadar sandalyemi uzaklaştırdım. Cama yapışacağımı fark ettiğim sırada çabama son verdim. Cem umursamaz tavrını takınmış, masadakilerle uyum sağlamıştı. Onlarla gülüyor, esprilerini yapmaktan çekinmiyordu. Pekala, bu güzel bir şey.
Aras ise kasıntı bir şekilde yanımda oturmuş, gözlerini arada bir üzerime dikiyordu. Yapılan esprilere, anlatılan anılara gülmeyen tek kişi de oydu zaten. Evet canım küçük dağları sen yarattın, ondan bu hava.
"Aslına bakarsanız Azra çok güzel yemek yapar.."
Cem'e şaşkın şaşkın bakınca intikamını aldığını gösteren bir gülüş sergiledi. Tam bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki, yarım kaldı.
"Azra'nın yapabildiği tek yemek makarnadır bence."
Zaten açık olan ağzım masaya değecekti neredeyse! Aras bunu neden söylemişti şimdi? Eskileri karıştırmanın bir faydası yoktu. Gerçi haklıydı, yapabildiğim tek yemek makarnaydı ama.. Toparla kendini Azra!
"Dışarıdan öyle mi görünüyor?"
Bir kahkaha atıp devam ettim.
"Sevgilimin de söylediği gibi güzel yemek yaparım."
Meydan okuyan bakışlarımı önce Aras'a sonra Ceren'e diktim. Ceren çatılmış kaşlarıyla bir bardak suyu kafasına dikerken Aras elindeki telefonu masaya bırakarak bana döndü.
"Bunun doğru olduğunu sanmıyorum."
"Fikrini sormuyorum. İnanmayabilirsin."
Tam bir şey diyecekken araya karışan cırtlak sesle Ceren'e döndük.
"Eh, o zaman yarın akşam yemeğine sizdeyiz!"
O minicik aklıyla beni köşeye sıkıştırdığını sanıyorsa yanılıyordu. Oyun daha yeni başlıyor Ceren hanım. Aras elinden kayıp giderken de bu kadar neşeli olabilecek misin bakalım..
*
Sohbet hala devam ederken sıkıldığımı hissettim. Hava beni bunaltıyordu. Cem ve Hikmet Bey tuttukları takımların son transferleri hakkında tartışırken Ceren kafasını telefonuna gömmüştü. Aras'a bakmadığım için ne yaptığını bilmiyordum ama merak da ediyordum. Yine de ona bakacak kadar salak değildim. Karşılaştığım durumun saçmalığı hala beynimi kemiriyordu. Nasıl oluyordu da yıllardır onu seven ben olduğum halde şu karşımdaki yapmacık kızı seviyordu?