Ayaklarımı yataktan sarkıtıp iyice uyandığıma emin olduktan sonra yataktan kalktım. Bu sabah erken uyanmanın nasıl bir his olduğunu tatmış olmamın yanında Aras'la karşılaşma ihtimalim kalbimin her an ağzımda atmasını sağlıyordu.
Aradan yıllar geçmesine rağmen hala onu seviyordum. Belki Cem'in de dediği gibi bir takıntıdan ibaretti ve psikolojik desteğe ihtiyacım vardı.
Banyoya girip günlük rutinlerimi tamamladıktan sonra gardırobun karşısına geçtim. Bir insan ancak bu kadar kararsız olabilir! Ne giyeceğim diye dolabın altını üstüne getirmedim çünkü onu yine ben topluyordum. Tamam, bazen Cem'e yalakalık yaparak da toplattığım olabiliyor ama konumuz bu değil.
Resmi bir konuşma sayılmazdı, bu yüzden rahat takılacaktım. Siyah kot şort, dizlerime kadar gelen çoraplar ve Batman'li tişörtümle tamamen hazırdım işte. Ne gerek var bu kadar kasmaya?
Tam odadan çıkıyordum ki kapıda Cem'le çarpıştım. Uykulu maviş gözlerini şaşkın şaşkın bana dikmişti.
"Günaydın kardeşlerin en şirinii!"
Saçlarını karıştırırken sabah sabah ne kadar tatlı göründüğünü düşündüm. Cem ciddi anlamda yakışıklıydı.
"Bu saatte uyanan sen misin yoksa hala rüya mı görüyorum?"
"Benim Cem, abartma istersen. Hadi kahvaltı yapalım da işe bırak beni kanka."
Aşağıya inerken arkamdan neden erken uyandığımı anladığını belirten sesler çıkarıyordu. Umursamaz görünse de Aras olayını o da çok kafasına takıyordu. İçinde bir adet Türk abisi beslediğinden olsa gerek kıskandığını her zaman hissediyordum. Hatta bir gece sarhoşken onu Aras kadar sevmediğimden yakınıp durmuştu.
"E yuh artık kızım! Bir de bana tost mu yapıyorsun?"
Şirince gülümseyip tost ekmeklerini makineye yerleştirdim.
"Ben de seninle geleceğim. Bakayım nasıl bir şeymiş şu Aras."
Çok güzel, buyur buradan yak. Ben zaten stresten beynimle burnumun yerini karıştırmışım şimdi bir de Cem'i gelmemesi için ikna et..
"Bence hiç gerek yok. Zaten basit bir tanışma şeysi işte. Gerçi bu bile saçma ya, neyse."
Bu sırada tost ekmeklerini makineden çıkarıp Cem'in tabağına bırakmıştım. Vişne suyunu da doldurduğumda karşısındaki sandalyeye oturdum.
"Nasıl gerek yok Azra? Karşılaştığınızda nasıl hissedeceğini bile bilmiyorsun ve desteğe ihtiyacın var."
Cem'in beni bu kadar tanımasına bazen sinirleniyordum çünkü işleri çok zorlaştırıyordu. Neler olacağı hakkında cidden hiçbir fikrim yoktu fakat Cem'in Aras'a olan duyguları beni korkutuyordu. Sonuçta çekmediğim kalmamıştı. Tam da hayattan vazgeçmişken Cem gelmiş, beni o girdaptan çekip çıkarmıştı. Yine de kahkahalarım hala yarım kalıyordu. Ben hala onun bende bıraktığı yaralarla yaşıyordum. Bu durumda haksız olan taraf kesinlikle oydu. Başka birini severken bana umut verip sonradan gitmesi kalbimi fena halde kırmıştı. Daha sonra birlikte olmuştuk ve o biz birlikteyken bile Ceren denen kızı seviyordu. Anlatması da en az yaşaması kadar zor olan bu şeylerden sağ çıkmam elbette beklenemezdi. Mutsuzluk beni esir almışken hala mutlu olmak için çabalıyordum. Bugün ise oraya tek başıma gidersem dayanamayacağımı biliyordum, inat yapmanın lüzumu yoktu. Regl dönemime bile şahit olan Cem'den çekinmem hataydı.
"Tamam o zaman, çıkalım.."
*
Arabaya bindiğimizden beri ikimizden de ses çıkmıyordu. Cem direksiyonda ritim tutturmuş, sıkıntıyla dudağının içini kemiriyordu. Ben ise ne hissettiğimi bilmiyorum. Yıllardır görmediğim, sesini bile unuttuğum ama inatla sevdiğim bir kişiyi karşında görecek olmam ne hissettirir hiçbir fikrim yok. Sanalda başlayan ilişkinin gerçeğe dönüp dönmeyeceği konusunu açmak bile istemiyorum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Bunu fark eden Cem kısa bir süre bana bakıp önüne döndü.
"Kötü bir şey olmayacak Azra. Bana güveniyor musun?"
"Ben sana hep güvendim Cem ama.. içimde kötü bir his var işte. Onu göreceğime sevinmem gerekiyordu fakat huzursuzum."
Cem anlayışla kafasını sallayıp camı açtı.
"Belki de bir şeyleri yeni yeni fark ediyorsundur."
Ne dediğini pek anlamasam da şuan onun üzerinde duramayacaktım. Çünkü kafenin önüne gelmiştik ve ellerim kurumuştu. Herkes terlerken benim ellerimin kuruması ve soğuması ayrı bir saçmalıktı. Cem bana döndü ve dudakları küçük bir tebessümle kıvrıldı.
"Kusacakmış gibi duruyorsun. Titre ve kendine gel Azo!"
Ben de onun gibi tebessüm ederek arabadan indim. Pekala, başlıyor muyuz?
Kafeye girer girmez Cem'in koluna yapıştım. Bunu yapmak istemiyordum ve hemen şu işten vazgeçmeliydim!
"Cem, gidelim. Lütfen bak, istemiyorum. Cem! Sana gidelim diyo.."
Cem kolumdan sürüklerken bir anda durdu. Bende durdum. Ve tam o anda zaman da bize eşlik etti.
Karşımda gördüğüm kişi o değildi. Yıllar önce bana sevgisini vermekten aciz o çocuğun dış görünüşü büyük bir evrime uğramış gibiydi. Bütün anılar zihnime doluşurken gözlerimi kapatmak istedim. Bir anda bunu görmek şok etkisi yaratmış, elim ayağım tutmaz olmuştu. Cem'in koluna girdiğim için şükrettim. Boğazım düğüm düğüm olurken sesi doldurdu kulaklarımı ama ben donmuş gibiydim, hareket edemiyordum..
Yıllarca deniz yüzü görmeyi bekleyen akvaryumda tıkılı kalmış bir balık gibiydim. Ve şimdi o denizde kaybolmaktan korkuyordum. Çünkü o kadar derindi ki her an beni içine çekecek ve sonsuzluğa hapsedecek gibiydi. Ben bunu istemiyordum. Buradan çıkıp gitmeli, hatta bu şehiri bile terk etmeliydim.
"Azra kendine gel."
Cem'in kısık ve endişeli sesiyle düşüncelerim bölündü. Karşımda bizi ayakta bekleyen üç kişi vardı. Hemen kendimi toparlamam gerekiyordu ama olmuyordu işte! Yeterince güç göstermiştim bu konuda. Tükenmiştim artık. Yine de her şeye rağmen o düşmüş yüzüne bir tokat atma isteğiyle doldum fakat bunu fiziksel olarak yapmamaya karar verdim.
Yaşattıkların yanına kalmayacak Aras Bilgealp.
Yavaş adımlarla, yüzümde sevimli gülümsemem varken onlara doğru ilerledim. Cem bu ani değişimi sorgulayacak durumda olmadığı için şanslıydım fakat eve gidince onun nutkunu dinleyeceğimi de adım gibi biliyordum.
"Azra, hoşgeldiniz kızım."
Gülümseyerek Hikmet Bey'in elini sıktım. Adam gerçekten sevimliydi.
"Oğlum Aras ve müstakbel gelinim Ceren ile tanış."
Kelimeler kurşun gibi kulaklarımı delerek geçmişti sanki. Gülümsememin yüzümde solmadığını dileyerek Cem'e döndüm.
"Ben de sizi müstakbel kocam ile tanıştırayım o zaman."Umarım beğenmişsinizdir, öpüyorum ♡
