Merhabalar! Açıklamayı okumadan geçmeyin derim :)
Öncelikle, bu hikâye benim ilk göz ağrım. Bu yüzden yazımı gerçekten pek iyi değil. Yeni bir hikayeye başlamak istiyorum fakat bunu bitirmeden yeni bir şeyler yazamayacağımı da biliyorum. Bu yüzden, sezon finali yaparsam başka bir hikâyeyle karşınızda olabilirim. Yani, ne yapacağım belli olmaz. Her şeye hazırlıklı olun :)
KorkAk45'in ARAFTA KALAN hikayesine de bir göz atarsanız sevinirim :)
Keyifli okumalar..
Koridorda Aras'ın ablası Maya'yı görünce koşarak yanına gittim.
"İyi mi?"
Yüzüme dikkatla bakıp başını olumlu anlamda salladı.
O sırada kaldığı odadan doktor çıkınca hepimiz yanında bittik.
"Durumu nasıl?"
Maya ablanın sorusu üzerine doktor gülümsedi.
"Abartılacak bir şey yok. Sadece vücudunda ufak ezikler var."
Lan bu çocuk kaza geçirmedi mi? En azından bir yerinin kırılması gerekiyor.
Doktor "Hastayı çok rahatsız etmeyin" deyip gidince gözlerimi Berke'ye diktim.
"Valla ben de ağır yaralı diye duydum. Valla bak. Lan inan inan."
Bir şey demeden odaya gireceğim sırada birisi kolumu tuttu. Dönüp bakınca "Bayan cadı" yı gördüm. Hani şu ayrılmamızda çok büyük rol oynayan Maya hanımı.
"Ne?"
"Kardeşime daha ne kadar zarar vereceksin?"
Kaşlarımı çattığım sırada Sıla, Maya'nın elini kolumdan ayırdı.
"Arkadaşım bir şey yapmadı. Ayrıca, o eli kolu bi indirelim."
Bu defa kaşlarını çatma sırası ondaydı.
"Seninle görüşeceğiz." deyip kapıyı açtı ve içeri girdi. Biz de peşinden. Lan benim ne suçum var? Hem ölmemiş bile. Aa saçmalık!
"Azra.."
Yüzündeki ufak çiziklerle karşımda duran Aras'a baktım. Fazla masum görünüyordu. Ayrıca kaza dediklerinde bayağı ciddi bir şey sanmıştım. Öleceğini bile düşünmüştüm, mal gibi.
"Aras."
"Azra."
"Aras."
Aras tekrar ağzını açmıştı ki Berke araya girdi.
"Mal mısınız lan siz? Git sarıl çocuğa. Şş sana diyom pijamalı."
Bir dakika. Ben. Pijamalarımla. Hastanedeyim.
E çüş artık!
Aras kollarını açınca düşüncelerimi bir kenara itip ona sarılacaktım, Maya cadısı sarılmasaydı.
"Çok korkuttun bizi! Bu kız yüzünden-"
"Abla yeter. Aynı şeyleri duymaktan bıktım. Beni Azra'yla baş başa bırakın."
Gözlerimi pörtletmiş Aras'a bakarken omuz silkti. Maya abla itiraz etmeden Berke ve Sıla'yı da alarak dışarı çıktı. Hayret! En az üç kere üstelememiz gerekiyordu aslında.
Yatağın yanındaki sandalyeye oturdum. Odanın renkleri de ne güzelmiş.. Perdeyi beğenmedim. Aslında şuraya bir tane komodin- ne saçmalıyorum ben?
"Kaza nasıl oldu?"
"Önemli bir şey değil ya. Berke ortalığı ayağa kaldırmış. Sadece bi arabayla çarpıştık o kadar. Sinirli olduğum için emniyet kemerimi de takmamıştım. Sonuç bu."
Mal mal yüzüne bakarken ağlamaya başladım. Allah benim belamı vermesin lan. Ne diye ağlıyon şimdi salak?
"Çok korktum.." dedim ve yerimden kalkıp ona sarıldım. Ben sarıldım ben! Hani alkışım?
Aras'ın kollarını da bedenimde hissedince göz yaşlarım arasından gülümsedim. Ve Aras ne dedi? Tahmin edin hadi.
"Beni sakın bırakma.."
Geri çekilirken şaşkın şaşkın ona bakıyordum.
"Ağzını kapat istersen. Bütün dişlerini saydım."
Ukala gülümsemesi yüzündeyken parmaklarıyla iki dudağımı tutup birleştirdi. Ben mi? Mal mal yüzüne bakıp olanları idrak etmeye çalışıyordum.
"Azra.. Azra iyi misin?"
Başımı olumlu anlamda sallayıp tekrar sandalyeye oturunca yere bakıyordum.
Beni sakın bırakma..
Beni bırakma..
Sakın bırakma..
"Seni bırakmam."
Canım bir saat sonra falan cevap verseydin? Yani biraz erken oldu da bu. Mal seni.
Kendi kendime söylenirken odaya giren hemşireye döndü bakışlarım.
Bir şeyleri kontrol ettikten sonra
"Yarın taburcu olabilirsiniz." dedi ve çıktı. Yarına kadar yanında kalacaktım. Tabi, Maya hazretleri izin verirse..
"Biliyorsun ki Aras seni istemiyor. Böyle davranmasına bakma. Vicdan meselesi."
Hastanenin kantininde, bir masaya oturmuş Maya ablanın saçmalıklarını dinliyordum.
"Maya abla bir şey diyeceğim; bıkmadın mı? Neden mutlu olmamızı istemiyorsun?"
Komik bir şey söylemişim gibi güldü.
"Aras seninle mutlu olamaz Azra. Boşuna çabalamaktan vazgeçmelisin."
1,2,3,4,5..
"O seni sevmiyor. Bunu küçük beynine yerleştir."
Daha fazla sinirlerimi bozmasına izin vermeyip ayağa kalktım ve kantinden çıktım.
Kadına bak be! İnsan gibi konuşmaya çalışıyorum, yok. Çomak sokmak zorunda salak. Gelmiş yirmi beş yaşına hâlâ bizimle uğraşıyor. Anlamıyorum ki ne yaptım bu kadar!
Tam Aras'ın odasına girecektim ki Berke'yle konuşmaları dikkatimi çekti.
"Azra'nın buna kızmayacağına emin misin?"
"Bence duyunca çok sevinecek."
Ne oluyor yine?