Bu bölüm hiç içime sinmedi fakat paylaşayım dedim. Keyifli okumalar :))
Gözlerimdeki yaşları hızla sildim. Karanlık olduğu için ağladığımı anlayamazdı.
"Ge..gel."
Lanet sesim titrek çıkmamalıydı!
Yavaş adımlarla yatağın diğer kenarına gelip oturdu. Yüzü bana dönüktü.
"Yanında yatabilir miyim?"
Çok masum sordun ama..
"Hayır."
Cevabım çok keskin çıkmıştı. Ne yani beni sevmeyen bir adamla -bu eski sevgilim bile olsa- aynı yatakta yatamazdım.
"Hadi ama.."
Derken pikenin için girmişti bile. Hızla yatakrtan kalkıp 'Nereye?' diye bağırmasına aldırmadan koltuğa kıvrıldım.
Güya bütün gece ağlayacaktım!
Şöminede yanan odunları izliyordum.
Hayat böyleydi işte; biri yanınca etrafındaki en yakın insanı da beraberinde yakardı..
"Yatağa geç."
Başımda dikilen Aras'a ifadesizce bakıp gözlerimi ondan çektim.
Mükemmel denecek kadar yakışıklıydı. Yani bunu ben söylemiyorum. Her şey apaçık ortada.
"Yatağa geç dedim sana. Bir yerin tutulacak sonra başıma bela alacağım."
Cevap vermeden gözlerimi kapattım. Neymiş efendim bela olacakmışım!
Benim gibi belaya kurban ol sen be! En azından seni seviyorum da zıttına gidecek şeyler yapmam salak.
"Ne halin varsa gör."
Dedi ve gittiğini ayak seslerinden anladım.
Derin bir nefes verdim ve yaşlar tekrar kendilerini serbest bıraktılar.
Onlara teşekkür borçluydum, Aras'ın yanında çok isteseler de akmadıkları için..
*
Aralıksız iki saat ağladıktan sonra gözlerimi silip ayağa kalktım.
Haliyle boğazım kurumuştu. Hıçkırıklarımı duymasın diye yastığı sıkmaktan ağrıyan çenemi elimle ovuşturdum.
Söyledikleri aklıma gelince hızla mutfağa gittim. Üç bardak su içtikten sonra neden hâla bu evde olduğumu düşündüm..
Gitmem gerekmez miydi?
Beni sevmediğini söylemişti ve ben yüzsüzlük yaparak onunla aynı evde kalıyordum.
Bir de yanımda uyumayı teklif etmişti!
Hemen gitmeliydim buradan. Ve çorabım yatağın yanındaydı.
Yavaş adımlarla yatağın olduğu bölüme ilerledim.
Gördüklerim karşısında sessizce güldüm fakat sol gözümden düşen damlaya engel olamadım..
Aras; kollarını ve bacaklarını iki yana açmış, yatağa sarılır bir pozisyonda uyuyordu.
Onu öpme isteğime lanet ettim.
Çorabımı almak için eğildiğimde kolumda hissettiğim dokunuşla çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Çorabı hızla alıp doğrulduğumda Aras'ın bana bakan yüzüyle karşılaştım.
"Azra sen hâlâ uyumadın mı?"
Uyku mahmurluğuyla ne dediğini bilmiyordu. Sesi o kadar masumdu ki..