-3-

183 24 0
                                    

Düzenlendi

Bay Hope sırıtarak yanımdaki yerini aldı. "Sevinmiş gibi görünmüyorsun." Sesinde sahte bir alınganlık vardı. İstemsizce ayağa kalktım ve şaşırmış olduğu apaçık ortada olan Ralph'e döndüm. "Senin burada ne işin var?"

"Asıl senin burada ne işin var?" İkimiz de şaşkındık. Onun benim evimde ne işi olabilirdi ki?

"Siz tanışıyor musunuz?" Bay Hope'un şüpheli bakışlarını gördüğümde Ralph' e döndüm. Araba farı görmüş tavşan gibiydi. Durumu benim toparlamam gerekiyordu anlaşılan. "Evet, aynı okuldayız."

Durumu toparlamak yerine berbat ettiğim için içten içe kendimi tebrik ediyordum. Başka bir yalan bulamamış mıydım? Bunu hemen anlayabilirlerdi! Ralph bana döndüğünde burukça gülümsedim. Olan olmuştu bir kere. Şüpheli bakışlarımı Bay Hope'a çevirerek dikkatimi ona verdim. "Sürpriziniz Ralph miydi, Bay Hope?"

"Eğer tanışırsanız birbirinize destek olabilirsiniz diye düşünmüştüm ancak görünen o ki, siz zaten tanışıyormuşsunuz. Sürprizim, pek sürpriz olmadı." Vücudumdaki gerilen hücrelerimi hissedebiliyordum. Sinirlenmeye başlamıştım. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirerek eski yerime oturdum. Annemin endişeli bakışları üzerimdeydi, sinirlendiğimi anlayacak kadar iyi tanıyordu beni.

"Destek almaya ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum, Bay Hope." Ralph de bir yere oturduğunda annem elini omzuma koydu. Bay Hope gerildiğimi anlamış olmalıydı. Konuşmak için ağzını açtığında önce davranarak onu susturdum. "Ayrıca, Bay Hope, desteğe ihtiyacım olduğunu düşünen insanlar yüzünden burada olduğunuzu unutmamalısınız." Annemin omzumdaki eli yavaşça çekilirken gülümsemem genişledi.

"İyi günler." Oturduğum yerden kalkarak bahçeye çıktım ve ilerlemeye başladım. Ne kadar saçma bir düşünceydi bu böyle? Ne için desteğe ihtiyacım olacaktı? Hasta olduğum için mi? Bu zamana kadar bir şekilde idare ediyordum ve hastalığım yüzünden ilaç kullanmadan önce daha mutluydum. Bay Hope'a hiç gerek duymuyordum.

Arkamdan gelen adım sesleriyle hızımı arttırdım ve gece giremediğim ormana ilerlemeye başladım. Karşıdan karşıya geçerken daha dikkatliydim ancak yine de adımlarım hızlıydı. Bakışlarımı bir anlığına yere indirdiğimde birine çarptım. Ya da biri bana çarptı. Omzum sızlamaya başlarken geçip giden kişiden özür dilemek için arkama döndüğümde Ralph'in peşimden geldiğini gördüm. Özür dilemekten vazgeçip ilerlemeye devam ettim.

Ormanın içinde ezbere bildiğim yoldan ilerlerken Ralph'in de arkamda olduğunu biliyordum. Yukarı tırmandıktan sonra yüksekteki düzlüğe ulaştım ve her zaman oturduğum kayaya oturdum. Çok geçmeden yanıma birisi oturduğunda şaşırmamıştım. "Neden peşimden geldin?"

"Desteğe ihtiyacın varmış gibi görünüyordu." Ona ters bir bakış attığımda gülümsediğini gördüm. "İnsanların bu kadar üzerine gelmesine izin vermemelisin."

"Ne yazık ki benden izin istemiyorlar. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, hastalığım yüzünden senin desteğine ihtiyacım olduğunu düşünüyorsan..." Sözümü kesti. "Hastalığın yüzünden değil. Sürekli üzerine gelen insanlar yüzünden desteğe ihtiyacın olduğunu düşünüyorum."

Gülümsedim. "Teşekkür ederim." O da gülümsediğinde birkaç saniyelik sessizlik oldu. "Bay Hope'u nereden tanıyorsun?" Aklımı kurcalayan soruyu sormuştum. "Babam."

"Öyle mi? Gerçekten çok şanssızsın." dedim şakayla karışık bir şekilde. "İşini iyi yapmak için her seçeneği değerlendirir." Sesi düşünceliydi. Onun da problemleri olduğunu anlamıştım.

Sohbetimiz devam ettiğinde onun aslında iyi biri olduğu kanaatine varmıştım. Sadece çok yalnızdı. İlginç şeylerden bahsetmiştik ve gerçekten beni anladığını düşünmüştüm. Asıl tuhaf olan ise gerçekten aynı okulda okuduğumuzdu. Ortak öğretmenimiz yoktu ancak Jane'i tanıyordu. Bayan Lance ile görüşmeye gittiğimizde birbirimizi gördüğümüzü hatırladık. Bayan Lance rehberlik öğretmenimizdi. Tüm öğrencilerin sorunlarını dinler, çözümlerini üstlenirdi.

Gerçeğin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin