-4-

173 22 0
                                    

Aydınlatması yeterince iyi olmayan uzun bir koridordaydım. Yere doğru eğilmiştim ve hareket etmem zorlaşmıştı. Başımı yukarı kaldıramıyordum. Etrafımda uğultular duyuyordum, sanki birçok kişi aynı anda bağırarak farklı konularda konuşuyordu. Yavaş hareketlerle ayağa kalktım. Daha önce hiç görmediğim bu yerde benden başka kimse yoktu. Etrafımdaki sesler arttı. Kalbimin normale göre daha hızlı attığını hisettim. Koridorun sonundaki kapıya doğru ilerleyeceğim sırada biri bileğimi kavradı. Arkama döndüğümde büyük bir kalabalıkla karşılaştım ancak bileğimi tutan kimse yoktu. Bu yoğun kalabalıktan kurtulmak için çabalarken annemi gördüm. O da beni görünce gülümsedi ve yanındaki bir kadına bir şeyler anlattı ardından ikisi birlikte bana yaklaşmaya başladı. Sanki onlar bana doğru geldikçe ben onlardan uzaklaşıyor gibiydim. Aramızdaki mesafe azalmak yerine artıyordu. Onlara doğru bir adım atmayı denedim ancak olmadı. Bileklerimdeki korkunç acıya aldırmadan koşmaya çalıştım. Etraftaki kalabalık dikkatini bana vermiş gibiydi. Birden ciğerlerimde yanma hissettim. Yere çökerken bileklerime bulaşan sıvıyı fark ettim. Parmak uçlarıma doğru akan kanı gördüğümde ellerim uyuştu. Bakışlarımı kalabalığa çevirdim. Kimisinin omuzunda derin bir yara, kimisinin saçlarının arasından akan kanlar beyaz zemini o uğursuz renge bürümüştü. Büyük kalabalığı fark etmem uzun sürmedi. Hızla o tarafa doğru hareket ederken annemi yerde kanlar içinde görünce birden durdum. Nefes nefese kalmıştım, bu yüzden her yanım terlemişti. Etrafıma göz gezdirdim. Kalabalık yoktu ve ben kendi odamda yatağımda oturuyordum. Korkunç rüyalar liseteme ekleyeceğim bir kabus daha olması dışında her şey normaldi.

Soğuk her yerime işlemiş gibiydi. Birkaç saat pencereden bulutlardan koparak yavaşça yere süzülen kar tanelerini izledikten sonra hava aydınlanmaya başlamıştı. Gözlerimin kızarmış olduğunu biliyordum ancak uykum olduğu halde uyuyamıyor, uyuduğumda kabuslarla yeniden uyanıyordum. Bana en çok destek çıkan öğretmenimi o halde gördükten sonra yoğun kar yağışı nedeniyle okullar tatil edilmişti. Ralph dışında kimseye bu olaydan bahsetmemiştim. Okulun bodrumunda gördüğüm yabancının gerçek olup olmadığını bilmiyordum. Belki de zihnim o an bana seçenekler sunmuş, en doğru olanı veya en mantıklı olanı yapmam için bir işaret oluşturmuştu. Bodrumdan çıktıktan sonra bana isminin Argos olduğunu ve bir süre sonra onu bulmam gerektiğini söylemişti. Bodrumdan çıktıktan sonra söylediktelirini Ralph'e söylediğimde tanımadığım birine güvenip onunla konuşmamam gerektiğini söylemişti. Ralph de onun bir hayal olabileceğini düşünüyor olabilirdi, diğer yandan Argos'u görmemişti ve Argos onunla görüşmem gerektiğini söylemişti. Belki bana yardım edebilecek, en azından kabuslardan kurtulmamı sağlayabilecekti.

Üzerime bir hırka giyerek dışarı çıktım. Sokakta kimse yoktu. Birkaç gündür annemle, babamla ya da Ralph'le tek kelime bile konuşmamıştım. Uyuyamıyordum, yemek yiyemiyordum ve dışarı hiç çıkmıyordum. Tek yaptığım penceremden kar yağışını izlemekti. Sürekli izleniyormuş gibi hissediyordum. Hızlı adımlarla iki ufak çocuğun olduğu çocuk parkına gittim. Boş olan banklardan birine otururken anne ve babasıyla oyun oynayan çocukları izlemeye başladım. Yanımda bir hareketlilik hissedince hızlıca o tarafa baktım. Benim yaşlarımda ancak benden çok daha güzel bir kız olduğunu gördüm. Dalgalı siyah saçları omuzlarına geliyordu. İri mavi gözlerini bana doğru çevirdi ve gülümsedi. Ben de ona gülümsedikten sonra önüme döndüm.

Bir süre sonra ince bir ses duydum " Eğer istersen şapkamı ve atkımı sana verebilirim".

Yanımdaki kızın bana dönmüş olduğunu fark ettim. Onu daha önce de görmüştüm fakat nerede gördüğümü bilmiyordum. Konuşmasına devam etti "Muhtemelen çok üşüyorsundur. Atkımı ister misin? "

Bakışlarımı yavaşça üzerime çevirdim. Fazla kalın olmayan bir hırkayla dışarı çıktığım için ellerim titremeye başlamıştı. Üzerimdeki bir çift mavi göze dikkatle baktım. Onu kesinlikle daha önce görmüştüm. "Hayır, teşekkür ederim." dedim kısık bir sesle. Cevap vermiş olmama rağmen atkısını çıkarmış ve omuzlarıma yerleştirmişti bile.

Konuşkan birine benziyordu. Sözüne devam etti "Farkında mısın bilmiyorum ama soğuktan dudakların morardı. Sen istemesen de ben atkımı sana vereceğim. Benim üzerimde kalın bir mont, şapka ve eldivenler var ama sen ince bir hırkayla bu soğuk havada burada oturuyorsun."

Şaşırmıştım ve onunla konuşmak istedim."Herkese atkını verir misin?"

Gözlerini bana çevirdi ve sert bir sesle yanıtladı "Hayır. Sadece arkadaşlarıma."

Gözlerimi açarak ona baktım. "Sadece arkadaşlarına mı?" Yüzünde hafif bir gülümseme belirmişti. "Senin beni hatırlamanı beklemiyorum ama biz aynı sınıftayız. Okula yeni geldim ve seni de sadece bir gün gördüm. İsmim Monica. Senin de Dina olmalı. Okulda hakkında söylenenleri duydum. Bence aldırmamalısın."

Hafızamı kurcalamaya başladım. Bir süre düşündükten sonra onu hatırladım ve bir yanıt verme ihtiyacı hissettim. "Hakkımda söylenenler doğru. Gerçekten olmayan şeyler görüyorum."

Dikkatle bana baktıktan sonra "Bunu biliyorum. İnsanların ne düşündüğüne aldırmamalısın. İnan bana daha kötü bir duruma düşersin. Kendine inancın kaybolur ve hastalığını atlatılması zor bir şey gibi görürsün. Sen bu hayalleri doğduğundan beri görmediğin için bir çıkış yolun var demektir. Kendine inan."

Monica iyi birine benziyordu. Onunla uzun bir süre konuştuktan sonra birlikte evlerimize gittik. Evlerimiz birbirine çok yakın olduğu için okula birlikte gitmeye karar verdik. Kendimi yatağıma attıktan sonra artık açık tutamadığım göz kapaklarım yavaşça beni uykunun kollarına bıraktı. Kabus görmemeyi umuyordum.

Kar gece boyu erimiş ve sabaha sadece su birikintileri kalmıştı. Okula gitmek için hızla hazırlandıktan sonra sessizce evden ayrıldım. Monica ile yürürken başımın döndüğünü hissettim fakat aldırmadım. Soğuk öylesine artmıştı ki montuma sıkıca sarıldım.

Bu kez Monica ile birlikte sınıfa girdik ve birlikte oturduk. Ralph ile iki gündür konuşmadığımı fark edince Monica'ya döndüm ve sessizce "Monica teneffüste üst sınıflardan birini görmem gerekiyor." dedim.

Monica ilk başta biraz şaşırdı "Benim de öyle istersen birlikte üst kata çıkarız"

Teneffüs zili çaldıktan sonra birlikte üst kata çıktık. Yan yana olan iki sınıfa girerken kimi göreceğini söylemediğini fark ettim ancak üzerinde durmadım.

Sınıfına girdiğimde Ralph beni hemen fark etti ve yanıma geldi. Endişeyle yüzüme baktığında bir anlığına rahatladığını hissettim.

Endişeli bir şekilde "İyi misin? İki gündür konuşmadık ve seni merak ettim. O çocuktan bir haber var mı?"

Kimi kasdettiğini anlamıştım. "Hayır." dedim kısık bir sesle. "Seni biriyle tanıştırmak istiyorum, yan sınıfta. İsmi Monica."

Ralph konuyu değiştirmemden pek memnun olmamış bir şekilde benimle yan sınıfa geldi. Monica'nın hemen yanında duran Argos'u görünce ağzım açık kaldı. Ralph'e dönerek "Bu o." dedim. Monica ise bizi yanına çekmişti. Ralph ile tanıştıktan sonra bizi tanıştırmak için Argos'un yanına götürdü.

Argos gülümsedikten sonra bana döndü. "Kız kardeşimle tanışmışsın Dina."

Gerçeğin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin