-28-

28 7 0
                                    


Uğultular duyuyordum. Dünyanın dönüşü birden hızlanmış gibiydi. Ya da yavaşlamış. Ne olduğunu tam olarak kestiremeyecek kadar yorgun hissediyordum. Lucas odadan çıkalı çok olmuştu. Kapının önünde fısıldaşmalar duyuyordum. Lucas'ın doktorla konuştuğunu düşünüp gözlerimi kapattım.

İyi bir uykuya ihtiyacım vardı.

***

"Fazla abarttık sanki."

"Böyle olacağını tahmin etmeliydik."

"Uyuduğuna eminler mi? Belki de korkudan bayılmıştır. Kaç saattir uyuyor?"

"18 olmak üzere."

Duyduğum karışık sesler yüzünden yüzümü buruşturarak gözlerimi açtım. Kolum serum yüzünden sızlıyordu ve vücudum hareketsizlikten olsa gerek daha çok ağrımaya başlamıştı.

Bakışlarımı çevremde gezindirdiğimde Argos, Ralph, Monica, Jane ve Robin'i gördüm. Bende büyük bir şok etkisi yaratırken içimi saran korkuyu tarif etmem mümkün değildi. Bir anda hızlanan kalbimin etkisiyle parmaklarım buz gibi olmuştu. Sanırım titremeye başlamıştım.

Onlar gerçek değillerdi ki! Nasıl görebiliyordum o zaman? Neden böyle bir hastalık benim başıma gelmişti ki sanki? Hayallere bağlı olarak yaşamak çok fazla korkutucuydu ve ben korku filmi bile izlemezdim. Korku bana göre değildi.

"Dina, iyi misin?" dedi Ralph. Gerçekten meraklı duruyordu. Sesini de mi hayal ediyordum yani? Bu düşüncemle birlikte kaşlarımı çattım.

"Biz, sana çok üzgün olduğumuzu söylemek istiyoruz." Bu kez söze Robin girmişti. Aklım karışırken içimdeki korku kat kat büyüyordu.

"Çocuklar susar mısınız? Bizi hayal sanıyor." Argos bunu bakışlarını gözlerimden çekmeden söylemişti. Yüzünde yine hiçbir mimik oynamıyordu. Eski soğuk hâline dönmüş gibiydi.

"Lucas yüzünden mi?" diye sordu Monica merakla. Ağzımı açıp tek kelime edemiyordum. Hiçbir kelimenin anlamı yokmuş gibi geliyordu. Kuracağım cümlelerin hiçbiri duygularımı ve içimde bulunduğum durumu onlara açıklamaya yetmezdi.

"Korkuyor." Dedi Argos. "Titrediğini görmüyor musunuz?" Bakışlarını yere çevirirken konuşmaya devam etti. "Ne için peki? Ne yüzünden bu kadar çok korkuyor? Bizim saçma sapan bir kararımız yüzünden. Onun duygularını nasıl olur da hiç düşünmeyiz?"

Bu kez kendini tutamayarak birkaç sözcük sundu dudaklarım onlara. Bilinmezliklerle dolu bir konuşma yapmak istemiyordum. "Ne kararı?"

Argos güler gibi bir ses çıkarıp ayağa kalktı. "Hadi açıklayın ona!" diye bağırıp odadan çıkınca önceden ona bakan dört çift göz birbirine döndü.

Odanın kapısı açılıp içeri Lucas girince gözlerimi sımsıkı kapattım. İçimden saymaya başladığımda gözlerimi açtığımda karşıma çıkacak manzaradan korkmuyor değildim.

"Sonunda gelmişsiniz. Size söylemiştim açıklamanız gerektiğini." Kendini az önce Argos'un oturduğu koltuğa bıraktıktan sonra derin bir nefes aldı.

Ben ise, daha fazla dayanamayarak sesimi biraz yükselttim. "Neyi açıklayacaklardı? Sen... sen onları görebiliyor musun?"

"Bizi cidden hayal sanıyormuş." Dedi Ralph gözleri kocaman açılmış bir şekilde. "Lucas?"

"Efendim Ralph?"

"Sonun benim elimden olacak." Ralph'in bunu bu kadar ciddi söylemesi korkumu biraz daha arttırırken içimden bir ses kalkıp bu odadan çıkmam gerektiğini söylüyordu.

Gerçeğin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin