-15-

62 13 0
                                    

İri elleriyle saçlarımı kavradıktan sonra çekerek beni çıkardı. Oksijen ciğerlerimi yaktığı için uzun süre öksürdüm. Akciğerlerimden boğazıma doğru artan yakıcı his oradayken konuşmam imkansızdı. Bana artık tiksindirici gelen bakışlarını üzerime sabitledi. Ondan nefret ediyordum. Bileğimdeki aleti çıkardığında kesiklerin derin olmamasına az da olsa sevinmiştim. Yine de kanamaları durmamıştı.

Bakışları şefkatli denecek kadar yumuşamıştı. "Uykun mu var?" Başımı olumlu anlamda salladım. Elimden geldiği kadar uzak davranmaya çalışıyordum.

Ayaklarım yerden kesilince beni kucağına aldığını fark ettim. Soğuk odadan çıkmıştık. Ne kadar kaldığımızı bilmediğim için arkadaşlarımın uyanıp uyanmadığını da kestiremiyordum.

Beni yatağa yatırdıktan sonra bileklerime bakmaya başladı. "Uyu. Korkma ölmeyeceksin."

Önceden elimi kestiğim için bile ağladığımı hatırlıyordum. Bileklerim kesildikten sonra boğulma tehlikesi geçirmiştim ve gözümden tek bir damla akmamıştı. Yaşadığım hiçbir şey tesadüf gibi gelmiyordu. Her şey bana oynanan bir oyundu sanki.

Birkaç kez Bully'e baktıktan sonra uyumuştum.

Uyandığımda bileklerim sarılmıştı ve üzerimdeki kıyafteler değiştirilmişti. Artık ıslak değillerdi. Bakışlarım başımda dikilen Ralph'i bulduğunda beklemediğim bir anda bana sarıldı. Kollarımı bedenine dolayacakken geri çekildi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Gerçekten bizi ne kadar korkuttuğunun farkında mısın? Bully'e bir teşekkür borçluyuz."

Zorlanarak konuşmaya çalıştığımda çatallı çıkan sesimle dikkatini çekebilmiştim. "Bully'e bileklerimi kestiği sonra da boğmaya çalıştığı için mi teşekkür edecekmişim? Bana bunu o yaptı." dedim işaret parmağımla bileğimi gösterirken.

"Dina, mutfağın halini kendi gözlerimle gördüm. Her yerde senin kanın vardı. Bileklerini kesmişsin. Bully de seni görüp odana çıkarmış, her ne kadar üzerini değiştirdiği için kızgın olsam da hayatını kurtardı. Senin son vermek istediğin hayatını. Bizim bunu kaldırabileceğimizi mi düşündün? Senin aileni bulma yolunda bir adım atmak üzereyken intihar da nereden çıktı?"

"İntihar etmedim. İntihar değildi. Bully yaptı. O yaptı." dedim konuşabilmek için kendimi zorlarken.

Odanın kapısı açılınca ikimiz de içeri giren Monica, Argos ve Bully'e bakmıştık. Yatakta oturur pozisyona geçtikten sonra ayağa kalkarak Bully'nin önünde durdum. "Onlara ne anlattın? İntihar ettiğimi mi? Yoksa bileklerimi kestiğimi mi söyledin? Neden onlara bunu senin yaptığını söylemiyorsun?" Bağırmaya çalışıyordum. Kendimi zorlamalıydım, karşısında güçsüz görünmemek için gözümün önünde uçuşan siyah noktaları önemsemiyordum.

Bully yerine Argos konuşmuştu. "Dina, hastalığının bir etkisi olabilir Bully sana zarar vermez. Seni kurtaran o."

Monica'ya döndüm bu kez. "En azından sen inan bana. Gerçekten intihar etmedim. Bileklerimi kesmedim, sizi ilaçla uyutmuştu. Bu yüzden fark etmediniz." Monica'nın yüzünde oluşan hüzünlü ifadenin ardından bakışlarını yere çevirmişti. O da inanmıyordu bana.

Hepsinin gözlerinin içine baktıktan sonra Ralph'in yanında durdum. "En iyi arkadaşım olduğunu sanıyordum." Bunu bana inanmasını sağlamak için söylemiştim. Ne yaparsa yapsın her zaman benim en iyi arkadaşımdı. Hatta güvendiğim tek insan bile diyebilirdim.

Başını kaldırıp bana baktıktan sonra "Öyleyim zaten." dedi. "Senin iyiliğini istiyorum hepsi bu."

"Hayır. Sen bana inanmamayı tercih ediyorsun. Beni hiç mi tanımıyorsun? Bileklerimi kesebileceğimi gerçekten nasıl düşünebilirsin? Annemin.." bir an kelimelerimin devamını getiremedim. Boğazımda bir yumru oluşmuştu. "Annemin ölümünden sonra bile bunu yapmamışken şimdi neden intihar edeyim?"

Gerçeğin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin