-11-

71 15 0
                                    

Başımı yasladığım camdan uzaklaştım. Carlos'a döndüğümde neredeyse kırmızı olmuş göz altlarından, uykusunun geldiğini anladım. "Monica, Argos'un kız kardeşi mi?"
Başımı salladım. Sonunda benimle konuşmasına sevinmiştim. Ralph yarım saattir uyuyordu ve ben sıkıntıdan patlamak üzereydim. Beynimi işgal eden düşüncelerden sıyrılmak için Carlos ile konuşmaya karar verdim. "Monica, Argos'un kız kardeşi ama öz değil. Yine de Argos, Monica'yı öz kardeşi gibi görüyor."
Gülümseyerek yeni bir soru sordu. "Peki ya Ralph? Argos ile Ralph'in arası pek iyi değil sanırım. Nedenini biliyor musun?"
Argos ile Ralph'in arası iyi değildi, sürekli kavga etmiyorlardı ancak birbirlerini sevmedikleri de ortadaydı. Peki bunun nedeni neydi? "Sanırım birbirlerini kıskanıyorlar. Daha iyi bir açıklaması olabileceğini düşünmüyorum." dedim ve başımı pencereye yasladım.
Carlos arabayı yavaşlattı. "Ne oldu?" Başıyla önde durmuş olan Monica ve Argos'u gösterdi. "Mola veriyoruz." Ralph'i uyandırıp bir çocuk parkına yürüdük.
Şimdiye kadar 5. kez mola veriyorduk ve neredeyse akşam olmuştu. Yolun yarısına bile gelememiştik. Boş bir banka oturduğumda yanımda birinin oturduğunu fark ettim. Kısa bir süre yüzüne bakmış ve sonra hemen yanımda dikilen Ralph'e dönmüştüm. "Dina, şu tarafta oturabilirsin. Burada tek başına oturman gerekmiyor."
Ralph'in söylediklerini dinlemek istemediğimden hızlıca Monica, Argos ve Carlos'un yanına gittim. Ralph de hemen yanımdaydı. Kızgınlıkla oturdu. "Şu çocuk neden bu tarafa bakıyor?" Sesi öfkeli çıkmıştı. Demin yanına oturduğum çocuktan bahsediyordu ve ben onun bize baktığını fark etmemiştim. "Dina yanına oturduğunda da ona bakıyordu. Bence yola çıkalım. Zaten 5. kez mola veriyoruz ve yolu yarılayamadık bile. Yakınlarda kalacak bir yer bulmalıyız. Ben gece araba kullanmaktan yana değilim." dedi Carlos.
Monica söze başladı bu kez. "Bence ne kadar gidebilirsek yarın o kadar rahat ederiz. Carlos, hem sen yolculuk 1 gün sürecek demiştin. Neden şimdi Lisa'nın yanında değiliz?"
Carlos kaşlarını çattı. "Ben 5 kere mola vereceğimizi nereden bilebilirim? Ayrıca Lisa'nın adresini tam olarak bulamam. Elimizde onunla ilgili hiçbir şey yok. Tahmini bir yere gidiyoruz." Monica ve Carlos tartışmaya devam ederken el çantamdan annemin Lisa'ya yazmış olduğu mektupları çıkardım. "Carlos, annem bunları Lisa'ya yazmış. Üzerlerinde adresler var." Carlos, mektupları elimden aldı ve incelemeye başladı. "Dina, bunların üzerindeki adresler farklı ve annen üzerine tarih yazmamış. Yani en son hangisini yazdığını bulamayız. Tek çaremiz, bu adreslere bakmak. Yine de hiçbir şey bulamamaktan iyidir." Biraz daha inceledi. Derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti. "Buraya en yakın adrese gitmek için 2 gün daha yol gitmemiz gerekiyor." Monica ayağa kalktı. "Siz onu 4 yapın." Endişelenmeye başlamıştım. Ralph de benim gibi görünüyordu. Argos ise her zamanki gibi sakindi. "Peki gittiğimiz adreslerden bir şey çıkmazsa? O zaman ne yapacağız?" Hepimiz Argos'a döndük. "O zaman başka şeyler bulmaya çalışırım. Babama sorarım ya da elimdeki isimlerden yola çıkarım. Ne olursa olsun ailemi bulmak istiyorum. Eğer istemezseniz yanımda olmayabilirsiniz." Sesim kendimden emin bir şekilde çıkmıştı. En azından ben öyle düşünüyordum. Kısa bir süre sessizlik oldu. "Dina, ne olursa olsun aileni bulmana yardım edeceğim." dedi Ralph. Monica başını salladı.

Carlos'un sesi ile hepimiz ona baktık. "Gizemli kişi bu tarafa geliyor." Arkamı dönüp baktığımda bankta yanına oturduğum kişiyi gördüm. Göz bebeğinin etrafında kahverengi ince bir halkanın ardından yeşilin tonları beliriyordu. Saçları dağınık ve siyahtı. Hepimize kısa bir bakış attıktan sonra Argos'a doğru ilerledi. "Görüşmeyeli nasılsın, Argos?" İsmine vurgu yaparak söylemişti. Ne olduğunu anlamak için Argos'a baktığımda yüzünde her zaman olan ifadesini gördüm. Hiçbir şey onu etkilemiyor veya şaşırtmıyor gibiydi. Sanki duygularının ve düşüncelerinin üzerinde kalın bir örtü olduğu için kendisi bile altındakileri göremiyordu. "Robin, burada ne işin var?" Robin gülümsedi. "İnsan en yakın arkadaşına böyle mi davranır?" Argos, ayağa kalkıp arkasındaki duvara yaslandı. "Argos, en yakın arkadaşından benim neden haberim yok?" Hepimiz Monica'ya dönmüştük. Bir bakıma haklıydı. Abisinin en yakın arkadaşını bilmesi gerekirdi. Robin sağ elini Monica'nın saçlarında gezdirdi. Monica rahatsız olduğunu göstermek için geri çekildi. Robin elini aşağı indirip Argos'a döndü. "Kız arkadaşın mı?" Argos'un yüzünden bir şey okunmasa da sesindeki yoğun öfke anlaşılıyordu. "Kardeşim. Eğer ona yaklaşırsan.." Robin'e doğru ilerleyerek konuşmasına devam etti. "..olacaklardan ben sorumlu değilim." Robin ellerini iki yanına kaldırdı. "Peki, merak etme. Ne için buradasınız?" Argos normal ses tonu ile cevap verdi. "Birisine uğrayacağız ancak nerede olduklarını bilmiyoruz. Daha 2 günlük yolumuz var. Kalacak bir yer arıyoruz." Robin ciddi bir ifade takınmıştı. "Buraya yakın bir yerde evim var ve oldukça büyük. İsterseniz..." Argos Robin'in sözünü kesti. "Gerek yok. Biz kalacak bir yer buluruz." Robin hepimizi süzdükten sonra cevap verdi. "5 kişisiniz ve buralarda kalacak bir yer bulmanız çok zor. Kuzenim ile birlikte evime gidiyoruz. Yarıyıl tatilinde benimle kalacak. Bir gece misafirimizin olması sorun olmaz." Argos'un cevap vermesini bekliyordu ancak beklediği cevap gelmeyince yeniden konuşmaya başladı. "Evim çok büyük ve herkese yetecek, hatta artacak kadar oda var. İstediğiniz kadar kalabilirsiniz." Argos biraz daha bekledikten sonra cevap verdi. "Tamam, sadece bu gecelik sizinle kalabiliriz." Ralph hızlıca ayağa kalktı. "Argos, şimdiye kadar Monica'ya bile söz etmediğin bir arkadaşının evinde kalamayız." Argos bakışlarını yere çevirdi. "Kalabiliriz. Sadece bir gece kalacağız. Ayrıca şimdi dinlenmezsek zorluklar artar." dememle herkesin bakışları bana çevrildi. Robin ellerini birleştirdi. "Turuncu haklı. Hatta gideceğiniz yere kadar size eşlik edebilirdim de ama kuzenimi yalnız bırakamam. Üzgünüm." Kaşlarımı çatıp Robin'e döndüm. "Turuncu mu?" Başını salladı ve gülümsedi. "Ne sarışınsın ne de kızıl. Turuncusun işte." Başını hafif yana yatırarak arkamda bir yere bakmaya başladı. "Kuzenim de geldi." Herkesle birlikte ben de o yöne döndüm. Bize doğru gelen bir çift mavi gözle karşılaştım. Şaşkınlığımı saklayamayıp ağzımı açtım. Bize doğru gelen Jane'di. Okulda beni defalarca yargılamış, küçük düşürmüş ve rezil etmiş olan Jane. Her lafında beni ezen Jane. Sarı saçlarını elinin tersi ile düzeltip yanımıza geldi. Bana döndü. "Dina, bu ne büyük sürpriz." Ralph "Tanışıyor musunuz?" dedikten sonra Monica cevap verdi. "Sınıftan tanışıyoruz." Robin Jane'e yaklaştı. "Turuncuyu tanıyor musun?" Jane başını salladı. "Yakından tanıyorum hem de." Monica'ya döndü. "Ah, yeni kız. İsmin neydi? Mary mi?" Robin hariç herkes Jane'in davranışlarından rahatsız olmuş görünüyordu. Robin kuzeninin iğneleyici sözlerine alışmıştı ya da fazla yakın olduklarından görmezden gelebiliyordu. Monica dişlerini sıkarak ismini söyledi. Jane ve Robin herkesle tanıştıktan sonra Robin'in evine doğru yola çıktık. Jane'in de içinde olduğu bir evde bir gece geçirmek ne kadar kötü olacak olsa da arkadaşlarım için katlanmalıydım. 

Gerçeğin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin