Katil Karakterin Yolu

31. Bölüm

  *

  "Ekselansları Düşes Gothares, sizinle birazdan görüşecek."

  Hizmetçi haberi verdikten sonra hızlıca arkasını döndü ve kapıyı kapatmadan odadan dışarı çıktı. Siena'nın cevabını beklememişti bile. Tavırları eskisinden de sert gibiydi.

  Siena yaklaşık yarım saattir Düşes'in her zaman oturduğu salonda bekliyordu. Burası Gothares'e ilk geldiğinde onunla çay içtiği yerdi. O zamanlar görebildiği tek şey şatafattı. Altın varaklı duvarlar, oyma kirişler, antika eşyalar, özel yapım olduğu belli olan dekorlar dört bir yandaydı. Şimdiyse tüm bu şatafatın içinde korkuyla duruyordu çünkü her şeyin bir bedeli olduğunu anladığı dakikalardaydı.

  Çok geçmeden açık kalan kapıdan iki hizmetçi girdi. Hemen ardından Düşes Gothares, başındaki büyük topuzu ve kabarık elbisesiyle arkalarında belirdi. Yüzünde her zaman var olan gülümseme sanki askıya alınmış gibiydi. Buz mavisi gözleri tereddüt etmeden kıza bakıyordu. Somurtmuyordu, yalnızca ifadesi donuktu. Alışık olduğu Düşes'ten tamamen farklıydı.

  Düşes, yanındaki hizmetçilerle birlikte Siena'nın oturduğu koltuğun karşısındaki berjere oturdu. Gözleri kızın üstündeydi. Siena'nın dağınık saçlarına, üstüne başına, soluk yüzüne ve mor göz altlarına bakıyordu. Gördükleriyle beraber yavaşça dudakları aralandı.

  "Sabahın erken saatinde benimle görüşmeye gelmişsin."

  Siena'nın gözlerine sabaha kadar bir damla bile uyku girmemişti. Tüm gece bu kabusun içinde savrulup durmuştu. Karanlık onu yutmak üzereyken sabahı zor etmişti. Nihayet şafak söktüğündeyse soluğu Düşes'in odasında almıştı. Hizmetçiler itiraz etse bile inatla buradan ayrılmayacağını, Düşes'i beklemeye devam edeceğini söylemişti. Henüz yarım saat olmuştu şafak sökeli ama Siena sanki yıllardır onu bekliyormuş gibi hissediyordu.

  "Ne için görüşmek istediğimi çoktan biliyorsunuz."

  Lafı fazla uzatmaya gerek yoktu. Düşes Halina Gothares, ellerini kucağında birleştirdi ve arkasına yaslandı. "Senin için planladığım şeyi çöpe attığın için özür dilemeye geldiğini varsayıyorum."

  Dişlerini sıkarken gözleri tekrardan doldu. Ağlamamak için kendini sıktı. Hayır, kimseye karşı zayıf görünmek istemiyordu. Kimseye korkularını belli etmek istemiyordu. Düğümlenen boğazını yutkunarak açmaya çalıştı. "Ekselansları, ben isteklerinizi artık yerine getirebileceğimi sanmıyorum." derken adeta içi titriyordu.

  "Neden?"

  Kadının bakışları hâlâ sabitti. Yüzünde ufacık bir mimik dahi yoktu. Sanki göz bile kırpmıyor gibiydi. Siena onun bu tavrıyla beraber çığlık çığlığa bağırarak cevap vermemek için kendini zor tutuyordu.

  "Benden Chalien'in kalbini kazanmamı istediğinizde bu kadar kirli oynayacağınız aklımın ucundan bile geçmemişti çünkü."

  Dün gece onu bilgisiz bir şekilde adamın odasına yollayan kişi bu kadındı. Emindi, geceyi bizzat o hazırlamıştı. Bunu Chalien'in dün akşamki tepkilerinden anlamıştı. İkisinin de bu geceden haberi yoktu. Siena o odaya adım attığı an asla çıkamayacağı bir kafesin içine girmişti. Tüm bunlar adi bir planın eseriydi. Fark ettiğindeyse çok geç olmuştu. Vücudu bir yabancının dokunuşuyla işgal edildiği andan beridir bunu düşünüyordu.

  Düşes Gothares, kızın nezaketten uzak sözleriyle beraber sağ elini sertçe havaya kaldırdı. Bunu yapmasıyla hizmetçiler aniden odadan çıktılar ve kapıyı sıkıca kapattılar. Her şey saniyeler içinde gerçekleşmişti. Şimdi odada yalnızca ikisi vardı. Muhtemelen konuşulanları kimsenin duymaması için onları yollamıştı.