Merhaba arkadaşlar :) Öncelikle bilgisayarımı bilgisayarcıya verdik... Güya bu akşam bana verecekti :) Fakat bilgisayar formatı kabul etmiyormuş, nasıl etmiyor onu da anlamış değilim ya :) Yani durum ne olacak bilmiyorum. İnşallah yarına kadar halledilir. Şu an babamın bilgisayarından yazdım bu bölümü ve kısıtlı bir zamanda... O sebepten normal bir uzunlukta oldu.
İnstagram hesabımızı takip etmeyi unutmayalım : dilekyelomi
Facebook gurubumuza katılabilirsinz :) Profilimde linki mevcuttur.
Yine beni okuyupta burada takip etmeyen arkadaşlar var... Onlar da takip ederse çok mutlu olurum :))
Seviliyorsunuz :) ♥
-
Arabayı durduğumda yan tarafımda oturan Neslihan'a baktım. Son iki saattir uyuyordu. Dün gece onu pek uyutmadığım doğruydu... Fazlasıyla yormuştum güzel karımı. Aslında onu uyandırmak istemiyordum ama artık uyanması gerekti. Onun için aldığım bu evi görmesi şarttı.
Ona doğru yaklaşarak hafifçe koluna dokundum ve ''Neslihan,'' diye seslendim. Birkaç saniye sonra gözlerini açmıştı. Önce ne olduğunu anlamayarak etrafına bakındı ve daha sonra oturduğu yerde doğrularak ''Geldik mi?'' diye sordu.
''Evet, geldik.''
Benim cevabım üzerine hızla arabadan inerek karşımızda ki eşsiz deniz manzarasına baktı. Bende peşinden indim ve arabaya yaslanarak ''Beğendin mi?'' diye sormaktan kendimi alıkoyamadım. Beğenmesini istiyordum.
Yüzünde hoş bir gülümsemeyle yanıma yaklaştı ve samimi bir ses tonuyla ''Cennetten bir köşe gibi adeta...'' dedi. Onun bu benzetmesi üzerine gülümsememe engel olamayarak ona doğru yaklaştım ve elini tutarak eve doğru yürümeye başladım. Evin daha dışını gördüğünde yüzünde ki o beğeni ifadesini fark etmiştim ve bu kendimi fazlasıyla iyi hissetmeme neden olmuştu. İçeri girdiğimizde ise elini elimden çekerek şaşkın bir şekilde bana baktı.
''Beğenmedin mi?''
''Şaka mı yapıyorsun? Harika burası!''
''Senin için...''
''Nasıl yani?''
''Bu ev senin...''
Söylediklerimi anlamamış gibi bir süre boş gözlerle bana baktı. Bir şey söylemeden onun konuşmasını bekledim. Tabii bu beklediğim her saniye içimi kemiriyordu ya neyse!
''Buna gerek yoktu...''
''Gerek olduğu için değil istediğim için aldım Neslihan.''
Bir şey söylemeden dalgın bir ifadeyle eve öylesine göz gezdirdi. Aramızda ki mesafeyi kapatarak onun güzel yüzünü ellerimin arasını aldım.
''Sorun ne?'
''Bu ev çok pahalı...''
''Senin yanında hiçbir önemi yok.''
''Oktay...''
''İtiraz etme Neslihan lütfen...''
Bir şey söylemesine fırsat vermeden onun baldan tatlı dudaklarını istilam altına aldım. Masum başlayan öpücüğüm her saniye yolunu daha çok kaybediyor ve fazlasıyla derinleşiyordu. Bu kadının tadını alırken nasıl değişmesindi ki? Zorlukla dudaklarımı dudaklarından ayırsam da kendimi ondan çekememiştim.
''Aklımı başımdan alıyorsun soğuk bakışlı kadınım...''
Sözlerim karşısında soğuk çehresinde sıcak bir gülümseme oluşmuştu. Ne kadar da tezattı ve bu tezatlık en çok ona yakışıyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Kalp
General FictionBenim ki hayata karşı bir direnişti. Batu'ya karşı, Duru'ya karşı... Mutluluğumu elimden alan herkese karşı bir direnişti. Ve bu uğurda akıtılan her gözyaşı, dudaklardan dökülen her ah ve kalpte hissedilen her acı mubahtı! Bu hikâyenin kazanını yok...