♡ Bölüm - 4 ♡

39.7K 2.4K 133
                                    

Arkadaşlar öncelikle böyle bir konuşma yapmayı istemezdim ama buna mecburum. Hikaye en geç bir hafta içinde geliyor... Evet, bu bahane değil ama şuan elimden gelen bu. Yazdığım zaman hemen paylaştığımı da iyi biliyorsunuz. Ek olarak bazı yorumlar beni rahatsız etti. Ben eleştireye açığım diyorum karakterlerin küçümsenmesine değil. Anlayamadığım nokta Oktay ne zaman bir sapık gibi gözüktü? Hayır, ben yazarken bir sapıklık yaptığını hiç düşünmedim. Ve liseli yetmeler gibi davranmadıklarını düşünüyorum.

Gerçekten fazlasıyla üzüldüm. Lütfen, tek yorum içni yorum yapmayın. Karakterlerin kişilikleri analiz edebilirsiniz ama bu şekilde değil.

İyi okumalar.

-

Yüzüme vuran güneş ışınlarıyla zorlukla gözlerimi açtım. Kendimi fazlasıyla yorgun hissediyordum. Çok fazla. Bütün gece yanımda ki adama temas etmemek için kendimi kasmaktan doğru düzgün vücudumu dinlendirememiştim. Beynim için yapabileceğim pek bir şey yoktu. Batu ve Duru olayından sonra beynim dinlenme denilen kelimenin anlamını fazlasıyla kaybetmişti. Fakat ben yeniden bu kelimeyi beynime kazıyacaktım. Tıpkı bir bebeğin hayatı yeni öğrenmesi gibi, her şeyi baştan alacaktım. Ama önce yapmam gerekenler ve almam gereken bir intikam vardı.

Yattığım yerden doğruldum ve etrafıma bakındım. Yanımda değildi. Gözüm duvarda ki şık saate kaydı. Saatin arka planında otelin kendi resmi vardı. Ve tam ortada otelin ismi altın rengi harflerle işlenmişti. Şık duruyordu. Saat tam olarak yediydi. Bu saatte bir toplantı başlamazdı sanırım yani en azından şuana kadar çalıştığım yerde toplantılar genelde dokuzdan sonra başlardı. İş yerinde ki çalışanların bile sekiz, sekiz buçuk gibi iş başı yaptığı düşünülürse patronlar için bu saat fazla erken oluyordu.

‘’Günaydın.’’

Duyduğum erkeksi, pürüzsüz sesle biran heyecanlansam da hemen kendimi toparlayarak banyo kapısından içeri doğru giren adama çevirdim ifadesiz bakışlarımı. Kendimi zorlayarak ‘’Günaydın.’’ diye mırıldandım. Sesim fazlasıyla pürüzlü ve boğuk çıkmıştı.

‘’Toplantı saat sekiz de.’’

‘’Sekiz de mi?’’

‘’Bir sorun mu var?’’

Sesi soğuktu. Fazlasıyla soğuk. Dün gece garip bir şekilde ilgili davrandıktan sonra bugün böylesine soğuk davranması gerçekten hiç mi hiç normal değildi. Ama çoğu böyle değil mi zaten? İstediklerini elde etmek için her türlü role rahatlıkla girebilirler. Hoş bu adamın benden isteyeceği bir şey olması imkânsızdı. Onda zaten bir insanda olması gereken her şeyden fazlasıyla vardı.

Benim susmam üzerine bir sorun olmadığını anlamış olacak ki dolaba doğru yöneldi ve dikkatli bir şekilde asılmış olan şık ceketi üzerine giyindi. Fazlasıyla yakışıklı ve ulaşılmaz duruyordu. Dün ki haliyle bu halinin hiçbir alakası yoktu. Sanki giydiği takım elbise ona farklı bir kişilik kazandırıyor gibiydi.

Arkasını dönme gereği duymadan ‘’Bugün benim için mağazadan takım elbise getireceklerdi ve onları arayarak senin için de bir şeyler istedim. Kıyafetinin beden ölçüsüne baktım ve ona göre söyledim. Olacağını düşünüyorum. Biran önce hazırlan, aşağı da bekliyorum.’’

Benim ağzımı açmama fırsat vermeden odadan çıkmıştı. Şaşkın ve kızgın bir halde yatakta oturur halde kaldım. Bu adam gerçekten fazlasıyla tuhaftı. Kendine güveni bir yana nasıl olur da benim adıma böylesine fütursuzca kararlar alabilirdi? Anlayamıyordum, aklım almıyordu. Ve bu durum her saniye beni biraz daha kızdırmaktan başka bir işe yaramıyordu ne yazık ki.

Kirli KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin