Bu sözler karşısında bir kez daha şükretmiştim. Neslihan gibi bir kadın her adama nasip olmazdı. Onun gibi katı görünümlü olup da pamuk gibi bir kalp taşıyan kadın nadide mücevherlerle eş değerdi. Gözlerinde ki soğukluk üşümenize neden olurken sesinde ki tını ruhunuzu ısıtırdı. Ben şanslı bir adamdım ki böyle bir kadınla hayatım taçlanmıştı.
''Ben şanslı bir adamım Neslihan.''
Yüzünde şaşkın ve anlamamış bir ifade oluşmuştu. O kadar şirin görünüyordu ki kendime engel olamayarak dudaklarına kısa bir öpücük daha bıraktım.
''Senin gibi bir kadına sahip olduğum için çok şanslıyım.''
Güzel çehresinde bu güzelliğe yakışmayan eğreti bir gülümseme oluşmuştu. ''Beni tanıdığın günden beri senin başına bela olmaktan başka hiçbir şey yapmadım.''
''Ben seni tanıdığım gün yaşadığımı anladım Neslihan.''
''Gerçekten mi?''
O kadar masum bir şekilde bakıyordu ki bana adeta kalbimi eritiyordu bakışları.
''Gerçekten soğuk bakışlı kadınım.''
''Seviyorum.''
''Neyi?''
Yüzünde şımarık bir yüz ifadesiyle ''Bana soğuk bakışlı kadınım demeni,'' diye fısıldadı. İstemsizce yüzümü biraz daha onun güzel yüzüne doğru yaklaştırdım. Ona her yaklaştığımda daha fazla kokusu içime işliyor, ruhumu müptelası yapıyordu. Bir kadının kokusuna bağımlı olacağımı hiç düşünmemiştim. Hele de annemden sonra... Annemin yaşadıklarından sonra hiçbir kadına değer vermeyecektim. Saygı duyacaktım. Saygımın gereği ne varsa yerine getirecektim ama daha fazlası olmayacaktı. Kararlarım böyleydi. Bu yaşıma kadar iyi de gitmiştim. Hayatıma giren hiçbir kadına saygısızlık yapmamış, onları olabildiğince mutlu etmeye çalışmıştım ama hiçbirine değer vermemiştim. Ta ki Neslihan çıkana kadar karşıma... O güzel gözlerini gözlerime dikip, soğuk bakışlarını kalbime sabitleyene dek... İşte her şey o anda değişmişti. Neslihan'ın bakışlarında ben annemin bakışlarını görmüştüm. Annemin çaresizliğini, çektiği acılarını ama yine de dimdik ayakta durduğu zamanları görmüştüm. Ben sevdiğim kadında annemi görmüştüm.
''Neden bana öyle bakıyorsun?''
Neslihan'ın sorusu ile düşüncelerimden sıyrılarak dikkatimi ona vermeye çalıştım. ''Nasıl bakıyorum?''
''Bilmem tuhaf...''
Bir şey söylemedim. Zamanı vardı biraz daha. Ona anlatacaklarım çoktu ama öncesinde aramızda ki sorunları çözmemiz gerekti. Daha sonra her şey konuşulacaktı.
Çocuğumun annesi, güzel karımın dudaklarına son bir kez daha öpücük bırakarak arabayı çalıştırdım. Hayat ne garipti. Daha iki saat önce ne berbat bir durumdaydık şimdi ise hayatımın en güzel haberini almıştım. Bu eşsiz duygu birde Neslihan'ın sözlerini ve hislerini duymamla taçlanmıştı adeta.
Balayı için geldiğimiz eve geri döndüğümüzde ilk başta Neslihan'ı kucağımda salonda ki koltuğa götürmek oldu. Onu koltuğa rahatça yatırdıktan sonra bende yanında ki koltuğa oturdum.
''İyi misin canım?''
Yüzünde gizleyemediği bir şaşkınlıkla ''Sen bana canım mı dedin?''diye sordu.
''Evet, canım dedim. Canım değil misin?''
''Öyle miyim?''
''Öylesin. Soruma cevap vermedin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Kalp
Aktuelle LiteraturBenim ki hayata karşı bir direnişti. Batu'ya karşı, Duru'ya karşı... Mutluluğumu elimden alan herkese karşı bir direnişti. Ve bu uğurda akıtılan her gözyaşı, dudaklardan dökülen her ah ve kalpte hissedilen her acı mubahtı! Bu hikâyenin kazanını yok...