Arkadaşlar bol bol uzun yorum ve beğenileri istiyorum :) Yorumdan kastım baana övücü şeyler söylemeniz değil yani şöyle diyim beni överek yorum yapın demiyorum hiçbir zamanda böyle birşey istemem ben. Yorumdan kasıtm sizin ne düşündüğünüz iyi kötü... Eleştiri bazında neler düşündüğünüz. Yazım tarzım hakkında neler düşündüğünüz?
Çok şey istemiyorum dimi? :)
Lütfen beni kırmayınız.. İnşallah beğenmişsinizdir.
İyi okumalar, seviliyorsunuz :)
-
Şuan o odaya çıkmamak için her şeyi yapabilirdim sanırım. Adamın pervasızca hareketleri her geçen saniye daha çok sinirlerimi zorluyordu. Hiçbir şey düşündüğüm gibi gitmiyordu. Sakin kalmak adına sayısız nefes alıp verdim. Biraz olsun sakinleşmek istiyordum sadece birazcık ama o bile yasaktı anlaşılan.
Odaya girdiğimizde bize eşlik eden görevliye ücretini vererek gönderdi. Gözüm istemsizce odaya kaydığında normal bir otel odasında bir farkı olmadığını gördüm. Çift kişilik yatak, televizyon, mini buzdolabı, dolap ve banyodan oluşuyordu. Normal bir otel odasından farkı yoktu. Böylesine zengin bir adamın niçin bu kadar düşük standartları tercih ettiğini anlamak zordu. Pekâlâ, kral dairesini bile kiralayabilirdi. Benim aklımda kileri okumuş olacak ki ‘’Çok para harcamayı sevmiyorum.’’ dedi. Sesi erkeksi ve haddinden fazla kendini beğenmişlik kokuyordu. Yaramaz dilime hâkim olamayarak ‘’Cimrisiniz yani?’’ dedim. Aslında bu bir sorudan daha çok bir tespitti. Tabi bu tespitin ne kadar yanlış bir zamanda ve yanlış kişiye söylendiğini fark etmem ile suçu ortaya çıkmış bir çocuk gibi kızarmama engel olamadım. Adamın ise biran tek kaşı kalkmış ve gözlerinde hafif alaycı parıltılar oluşmuştu ama bir süre sonra yine her zaman ki ifadesiz haliyle ve düz sesiyle ‘’Tutumluyum diyelim.’’ dedi. Bir şey söylemeden onu başımla onayladım. Yeterince şansımı zorlamıştım bugün ve daha fazlasına gerek yoktu. Üstelik hala oda sorunun çözememişken yeni bir kargaşa yaratamazdım. Öncelikli olarak şu oda sorununu çözmemiz gerekiyordu. Hafif bir nefes alarak ‘’Oktay Bey.’’ dedim. Gözlerini bana çevirdi ve üzerinde ki deri ceketi çıkararak yatağın üstüne öylesine attı. Siyah eşofmanının üstüne tüm kaslarını göz önüne çok rahatlıkla seren açık mavi bir tişört giymişti. Gözlerimi kırpıştırmama engel olamadım. Sonuçta her zaman böylesine yakışıklı ve fiziği düzgün bir adam görmüyordum. Ah, kimi kandırıyordum ki? Hayatımda sadece bir vücut görmüştüm o da Batu’nunkinden başkası değildi. Yanaklarımda ki yanmaya engel olamadım.
‘’Altı üstü tişörtleyim, kızaracağın bir şey yok.’’
Bu uyarı biraz daha kızarmama neden olmuştu. Bu adam kendisi için kızardığımı sanıyordu. Ah, bir bilseydi aklıma gelen o yasak yaşanmış hayalleri… Herhalde bu kadar karşımda kızaracağın bir şey yok diyemezdi! Yine de bu konuyu uzatmamak adına başımı dikleştirdim ve meraklı bakışları üzerimde gezinen adamın keskin yüz hatlarına baktım. En son tehlikeli ve bir o kadar da insanı içine çeken gözlerinde durdurdum göz gezintimi.
‘’Oda sorununu nasıl çözeceğiz Oktay Bey?’’
‘’Çözdük.’’
‘’Nasıl?’’
Umursamazca omuzlarını silkerek ‘’İkimizde burada kalacağız.’’ dedi. İstemsizce bakışlarım odanın ortasında büyük çift kişilik yatağa kayınca yutkunmama engel olamadım. O da bakışlarımın kaydığı noktaya baktığında alaycı bir kahkaha doldurdu kulaklarımı.
‘’İlgimi çekmiyorsun Neslihan, korkma. Sadece bu gece aynı yatağı paylaşan iki yabancı olacağız.’’
‘’Aynı yatağa mı?’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Kalp
Fiksi UmumBenim ki hayata karşı bir direnişti. Batu'ya karşı, Duru'ya karşı... Mutluluğumu elimden alan herkese karşı bir direnişti. Ve bu uğurda akıtılan her gözyaşı, dudaklardan dökülen her ah ve kalpte hissedilen her acı mubahtı! Bu hikâyenin kazanını yok...