♡ Bölüm - 11 ♡

36.4K 2.3K 224
                                    

Arkadaşlar yarın önemli bir sınavım var fırsat buldukça yazabildim  :) İnşallah beğenirsiniz... Hoş okumalar :)

Seviliyorsunuz ♥ :)

-

Yüzünde hafif bir gülümseme oluşmuştu. Sorduğum soru çok hoşuna gitmişti anlaşılan.

‘’Güzel bir kadın olduğunu saklamayacağım Neslihan. Her erkeğin isteyebileceği bir kadınsın buz gibi durmana rağmen. Ama sen istemediğin sürece seni bir şeye zorlayacak değilim.’’

Bu cevap beklemediğim bir şeydi. Adam resmen politik konuşuyordu. İş adamı olmak belki de böyle bir şeydi. Ne bu durumu ret ediyordu ne de kabul ediyordu.

‘’Hiçbir zaman sizinle ilgili bir şey istemeyeceğim Oktay Bey.’’

‘’Çok büyük konuşuyorsun Neslihan.’’

‘’Hayır, sadece gerçekler.’’ demiştim ki asansör çalışmaya başladı. Hızlı bir şekilde kendimi Oktay’ın kucağından kurtararak ayağa kalktım ve dengemi bulmaya çalıştım. Ayaklarım titriyordu. Onunda ayağa kalktığını fark ettim. Kısa bir süre sonra asansör zemin katta durdu ve kapı açıldı. Kapının önünde güvenlik görevlisi ve bir tamirci vardı.

‘’Halledildi Oktay Bey.’’ dedi güvenlikçi. Oktay adama sadece başını sallamakla yetindi ve bana bakma gereği bile duymadan çıkışa doğru ilerledi. Şaşırmıştım. Az önce neredeyse beni öpecekken şimdi beni yok saymıştı. Boşuna ben bu adamı Batu ile bir tutmuyordum. İkisi de aynıydı işte.

Derin bir nefes aldım ve yavaş adımlarla çıkışa doğru yöneldim. İstediğim buydu işte. Onun beni yok sayması. Şimdi şu içimde ki rahatsızlıkta neyin nesiydi ki? Rahatsız olmamı gerektirecek bir durum yoktu hatta aksine olabildiğince mutlu olmam gerekti ki planım tehlikeye düşmeyecekti.

Şirketten çıktığımda bir taksi durdurarak evime geldim. Üzerimi değiştirdikten sonra mutfağa geçerek kendime tost yaptım ve yanına da bir bardak kola alarak salonda ki rahat koltuklardan birine bıraktım kendimi. Tabi bilgisayarımı da yanıma aldım. Sonuçta Batu’dan olumlu, olumsuz illa ki bir cevap gelecekti. Bu cevabın olumlu olması benim planım açısından çok önemliydi. Bu şekilde ancak ilk aşamayı gerçekleştirebilirdim.

Hayatım günden güne daha büyük bir çıkmazsın içine sürükleniyordu. Artık vazgeçemeyeceğim bir yola girmiştim. Hoş vazgeçmek gibi bir niyetim de yoktu. Yaşadıklarımın birazını bile yaşamadan onları öyle mutlu bırakamazdım. İçimde ki yangını, kalbimde ki kırıkları görmeleri gerekti. Bana ne yaptıklarını görmeleri gerekti! Onlar yüzünden hayatımda ki her insana şüpheyle baktığımı, sevemediğimi, âşık olamadığımı… Bunların hepsinin onlar yüzünden olduğunu bilmeleri gerekti. İşte o zaman belki biraz huzura erebilirdi ruhum. Belki o zaman sadece kendi hayatıma bakabilirdim.

Derin bir nefes aldım. Aldığım kararlar gerçekten çok zor kararlardı. Belki de her mantıklı düşünen insan gibi onları arkamda bırakarak hayatıma devam etmem gerekirdi ama bende mantık namına bir şey kalmamıştı. Üstelik içimde ki ateşin sönmesi şarttı. O ateş yandığı sürece ben mutsuz olmaya mahkûm kalacaktım.

Oktay’a ihtiyacım vardı. Bu planımı gerçekleştirebilmek için onun güvenine ihtiyacım vardı. Her ne kadar bu işin sonunda o da zarar görecek olsa da bunu göze almalıydım. Tabi onun bana karşı olan bu saçma davranışları ile bunu nasıl yapacaktım hiç bilemiyordum. Hiçbir şekilde anlam veremediğim ve beni korkutan davranışları vardı. O davranışlar beni korkutuyordu evet. Kalbimde çok derinlere gömdüğüm duyguların fitilini ateşleyecek kadar tehlikeliydi Oktay. Ve bu yüzden benim olabildiğince aramızda ki mesafeyi doğru düzeyde tutmam gerekti. Bu işin sonunda her şeyin daha kolay olması için bu şarttı.

Kirli KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin