Bölüm 39

4.5K 258 6
                                    

Ethan'ın durumu hayli şüpheliydi. Bizden bir şey saklıyordu. Ama neydi? Judy de benimle aynı şeyleri düşünüyor gibi bakıyordu. Keşke takip edebilsem. "Hadi onu takip edelim!" dedi birden. Bu kız aklımı okuyor. "Tamam!" dedim. Bana bir bere verdi. Kendi de taktı. Evet, Temmuz ayında bere takıyoruz. Ama hava bu aya göre gayet soğuk. Hatta bir ara yağmur yağmıştı.

Ethan sokağın başında bir taksiye bindi. Arkasından gelen taksiye de biz bindik. "Öndeki taksiyi takip et!" dedi Judy şoföre. Şoförde gaza bastı. Aynı polisiye filmlerdeki gibi takip ediyorduk. "Aynı filmlerdeki gibi takipteyiz!" dedi Judy. Bu kızdan korkmaya başladım. Kız resmen aklımı okuyor. Nesin sen? Büyücü mü?

Ethan bir kafenin önünde indi ve içeri girdi. Judy benden önce indi. Ben de şoföre 5 dollar verdim ve taksiden indim. Judy yanıma iki gazeteyle geldi. "Ajancılık yapacaksak tam yapalım." Kafeye girdik. Gözüm Ethan'ı aradı ve bir süre sonra onu arkada bir adamla masada otururken gördüm. Adamı uzun bir palto giymişti ve fötr şapkası vardı. Şapkadan dolayı suratını göremiyordum. Ethan'ın arkasındaki masaya geçtik. Ben Ethan'a arkam dönük bir şekilde oturdum. Judy ise adamın onu görebileceği ama Ethan'ın göremeyeceği bir şekilde oturdu. Arkaya yaslansam Ethan'a değecektim. Yani o kadar yakındık.

Telefonumun ses kaydedicisini açtım ve kaydetmeye başladım. Evde Judy'e dinleyecektim. Bu sırada Judy gazete okuyordu. Garson geldiğinde bize ne istediğimizi sordu. Ya, çocuk sesimizi tanıyacak! Judy durumu anlamış olacak ki sesini değiştirerek "İkimize de sütlü kahve lütfen." dedi ve garson gitti. Bu sırada gizemli adam ile Ethan'ın konuşmalarını dinliyordum.

-Ethan, buraya gelme nedenini biliyorsun.
-Sadece Amber hakkında bir konu, bunu biliyorum.
-Güzel. Senden istediğim şey ondan ayrılman. Karşılığında sana istediğin kadar para vereceğiz.
-Bu mümkün değil.
-Ne dedin sen?!
-Bu mümkün değil dedim! Onu seviyorum!
-O zaman o çok sevdiğin kuzenin Judy'e elveda de.
-Bunu yapamazsın.
-Öyle bir yaparım ki!

Aradaki bazı konuşmaları duyamadım. Çünkü garson bir şeyler söyledi. Tek duyabildiğim şey "Amber ondan nefret ediyor." du.
Ethan sinirli bir şekilde masadan kalktı. Bu adam kimdi? Her kimse nefret ettiğim biriydi. Şu anda tek nefret ettiğim kişi -erkek olarak- babamdı. Baba? Yoksa o kişi babam mıydı? Gerçi ona baba demeye utanıyorum ama.

Ethan'dan önce eve ulaşmamız lazımdı. Aklıma bir fikir geldi. Telefonla Ethan'ı aradım ve eve biraz aburcubur almasını söyledim. Bu onu 20 dakika oyalardı. Kahvelerimiz gelmişti. İçememiştik ama parasını ödememiz gerekti. Hemen taksiye atlayıp eve gittik. Judy'e, konuşmaları kayda aldığımı söylememiştim. Ona dinletmekten vazgeçtim. Bu işi tek başıma halledecektim.

Judy bana ne konuştuklarını sorduğunda annesi babasının o adamı tutmuş olduğunu ve benden ayrılmasını istediklerini söylediklerini söyledim. İyi yalan! Ama Ethan'ın üzülmemesi için bu konudan bahsetmememizi söyledim. Onayladığını belirtecek şekilde kafasını salladı.
Ethan elinde aburcuburlarla gelmişti. "Hadi pijama partisi yapalım!" dedi Judy neşeyle. Biz de kabul ettik. Bütün aburcuburları tabaklara doldurduk ve film seçtik. Romantik komedi. Çok severim. (!)

Filmin yarısında Ethan ve Judy uyuyakalmıştı.  Mutfak tezgahında bulduğum not defterinden bir kağıt kopardım ve Ethan'a kısa ama anlayacağı bir not yazdım. "Her şeyi biliyorum ve bu işi halledeceğim. Telefonununa yolladığım kaydı aç." Notu buzdolabına yapıştırdım. Saat 02:24'tü. Parmak ucunda evden çıktım. Bu durumu düzeltecektim. Düzeltmek zorundayım. Ne olursa olsun.

Kötü Kızlar ÖlmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin