1.Bölüm-Şişman ve Çirkin

281K 7.9K 2.2K
                                    

İnstagram: aylemgungordu
Facebook: Aylem Güngördü Romanları

Merdivenleri çıkmaya gözüm yemediği için asansörü bekliyordum. Sonunda açılan asansör kapısından bir kaç yakışıklı takım elbiseli adam inince bana bakarak aralarında gülüştüler. Utançla kafamı yere eğdim ve elimdeki ekstra büyük boy sandviçi çantama tıkarak, kafamı yere eğmemle iyice burnumun ucuna gelen kalın siyah çerçeveli gözlüklerimi ittirdim.

Ofise geldiğimde, Seçil Hanım'ı kollarını önünde kavuşturmuş ayağını sinirlice bir yukarı bir aşağı sallayan bir şekilde buldum. Beline kadar inen kızıl saçları ve mankenlere taş çıkartacak fiziğiyle oldukça seksi ve güzel olduğu yadsınamaz bir gerçekti.

"Saatin kaç olduğundan haberin var mı?" dedi tiksinti dolu bakışlarını üzerimde gezdirirken. Evet, bugün uyuyakalmıştım ve duş alacak zamanım olmadığı için yağlı saçlarla ofise gelmek zorunda kalmıştım.

"Ben şey, uyukalmışım. Afedersiniz." dedim gözlerimi Seçil Hanım'ın gözlerinden kaçırarak.

"10 dakika sonra odamda ol!" dedi ve Christian Louboutin marka topuklu ayakkabılarının topuklarını yere vurarak odasına doğru gitti. Biliyorum, çünkü geçen bir dergide bu ayakkabıların aynısını görmüştüm. Tanrım, 965€'du. İnanabiliyor musunuz? Yani kim bir ayakkabıya bu kadar para verir ki? Belki de koskoca Beauty and Everything adlı derginin kaltak müdiresi olsaydınız verebilirdiniz, bilemiyorum yoruma açık görünüyor.

Herneyse, evet bir güzellik dergisinin baş editörlüğünü yapıyorum. Tanrım, ne ironi ama! Beni mini minnacık, yüzü bebek gibi şirin ya da seksi bir kız olarak düşündüyseniz fena halde yanılıyorsunuz. Zaten az önce, güzellik dergisinde çalışan bir çirkinlik abidesi olduğum için şu asansörden inen yakışıklı adamların eğlencesi olmuştum.

Telaşla on dakimamın dolmasını beklerken, karnım kazındığı için sandviçimi bitirmeye karar verdim. O sırada masamda ki telefon uğursuzca ötmeye başladı.

"Odama!" dedi Seçil Hanım hiçte sevimli olmayan bir sesle. Koşarak odasının kapısının önüne geldim ve ağzımda kalan son yiyecek kalıntılarını bir hamlede yutmaya çalışarak kapıyı tıklattım.

Seçil Hanım sandalye yerine masasında gergin bir şekilde oturuyordu.

"Seni geçen yıl bu derginin baş editörü yaptığımı biliyorsun." dedi bir yandan da sinirle ellerini ovuşturuyordu. "Bizim rakibimiz olan diğer dergi bu ayda bizi gölgede bırakarak birincilik konumunu kaptırmadı! Bu kimin hatası?" dedi dikkatlice yüzüme bakarak. Sonra ayağa kalkıp çekmeceyi açarak bir sonraki ay için yazdığım köşe yazısını önüme fırlattı.

"Ciddi misin? Bunu yazarken aklın nerdeydi? O kadar sıkıcı ve demode bir yazı ki sonuna kadar bile okuyamadım!"

"Şey ben..."

"Şey sen ne?" dedi bir yandan tiksintiyle beni süzerken ama özellikle gözleri göbeğimin olduğu kısımda yoğunlaşmış gibiydi. "Bence uykuya ve yemek yemeye daha az vakit ayırabilirsen daha yaratıcı bir yazı çıkarabilirsin. Yok eğer haftaya kadar masamda daha iyi bir yazı göremezsem, kovulursun! Bizi listenin başına taşıyacak bir konu bul ve yaz!"

Ağlamamak için kendimi zor tutarken Seçil Hanım'ın karşısında ki güçlü duruşumu bozmamak adına "Peki, nasıl isterseniz." diyerek kapıya yöneldim.

"Bir dakika! İki gün sonra, şirketimizin Almanya'da ki sahibi Bora Bey bir süre burada olacak. O yüzden üstüne başına çeki düzen versen iyi edersin ve unutmadan! Ağzının kenarında ki kırıntıları temizleyip öyle işe koyul. Çıkabilirsin." dedi sırtını dönerek.

Çıktığım gibi lavobaya gittim. Bu Seçil cadısının saçını başını gerçekten büyük bir istekle yolmak istiyordum. Yok yaratıcı yazılar yazıcakmışımda, az yemek yiyecekmişim de!

Gözyaşlarımı içime akıtarak ellerimi yıkadım ve aynaya baktım. Gerçekten çirkindim. Güzel olacak tek bir tarafımı bile göremiyordum. Sarı, yağlı ve daima topuz olan saçlar, siyah kalın çerçeveli bir gözlük. Yuvarlak, sivilceli bir surat. Kocaman bir göbek ve mutluca aynadan bana göz kırpan sevimli basenler. Bu gerçek olamaz değil mi? Hem şişman hem çirkindim!

Sıkıntıyla gözlüklerimi çıkararak gözlerimi ovuşturdum ve gözlüklerimi geri taktım, masama geri dönerek bütün gün ne yazacağımı düşünmeye başladım. Yalnız burda ki tek ve en önemli soru şuydu, nasıl yaratıcı bir yazı bulabilecektim? Tek ve en önemli sorun ise haftaya kadar o masaya bir şeyler koymazsam işimden olacak olmamdı!

*
Anahtarla kapıyı açarak eve girdim. Son üç senedir yalnız yaşıyordum. Aslına bakarsanız, altı ay önce kendime internetten yeni bir ev arkadaşı buldum ama sonu bitmek bilmeyen gece dışarı çıkmaları ve her gece getirdiği ayyaş adamlarla aynı sofrada kahvaltı etmek pekte sandığım gibi hoş olmadı. Yani sonuç olarak yalnız da iyi idare edebildiğime karar verdim, zaten çokta konuşkan biri değildi ve onu evden yollamak zorunda kaldım.

Yirmibeş senelik hayatım boyunca arkadaşlarım olmuştu elbet, ama gerçekten bir dostum olduğuna emin değildim. Yani bir yan komşumuz Sevgi teyzeyi saymazsak... Kendisi çok tatlı bir kadındır ve harika kurabiyeler yapar.

Kurabiye demişken! Bütün gün yediğim sandviçle duruyordum ve gerçekten yemek yemem gerekiyordu. Hızlıca bir şekilde su kaynatarak içine bir paket spagetti attım ve spagetti için özel bir sos hazırladım, zaten oldum olası yemek yapmaya bayılırdım. Koca bir tabak spagettiyi önüme aldım ve laptop'u açtım.

Bir yandan yemeğimi yerken, hala Seçil Hanım'ın bulmamı önerdiği -hatta emrettiği- yazıyı düşünüyordum. Almanya'da ki derginin sahibinin Türkiye'ye gelme işide nerden çıkmıştı ayrıca? Yıllardır herkes kendi ülkesinde mutluydu aslında.

Çalıştığım derginin sahibini hiç görmediğimden, merakla derginin ismini ve Bora ismini google'da arattım. Bora Bey'le yapılmış bir röportaj karşımda duruyordu ve o anda Bora Bey'in resmini gördüm ve ağzımdan çıkan küçük çaplı çığlığa engel olamadım.

Yok artık! İki gün sonra bu adam bizim şirkete mi gelecekti yani? Resimde bembeyaz dişleri ve sarı saçlarıyla aşırı yakışıklı bir adam bana gülümsüyordu!

İlk görüşte aşka inanır mısınız?

Yeni hikayemin ilk bölümüyle karşınızdayım. Bu bölüm biraz tanıtım şeklinde o yüzden biraz kısa ama umarım beğenmişsinizdir. Media'da ki Öykü. Bir before-after fotoğrafını şimdiden yapmak istedim, esas kızı görmeniz açısından. Şuan zayıflamaya karar vermedi, o yüzden lütfen şimdilik Öykü'yü soldaki gibi düşünün. Yorum ve voteları eksik etmeyin:)xoxo A.

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin