24.Bölüm-Kaplumbağa Çorbası

95.4K 4.6K 2.1K
                                    

ElifH1903 ve UKALA2641 adlı kişilere ithafen :)

Yeni bölüm günümüz CUMA olarak belirlenmiştir. İyi okumalar:)

9. Hafta

Gizemli Erkek Avcısı'nın söylediklerinden hiç bir şey anlamayarak boş boş kitaba bakmayı sürdürdüm. Şaka yapıyordu değil mi? Söylediklerinden hiç bir şey anlamamıştım ve ne yazık ki diğer sayfayı çeviremiyordum. Sonuçta bu kadar sabretmiştim ve eh hakkını vermek gerekirse söyledikleri bir hayli işime yarıyordu.

Kapının birden çalmasıyla, düşüncelerimden çıkarak korkuyla kitabı yastığın arkasına sakladım ve yastığı iyice kabartarak kapıya doğru yürüdüm.

Heyecandan avuç içlerim terlemişti ve o kapıyı açmanın bu denli cesaret gerektireceğini şu ana kadar hiç düşünmemiştim.

Son kez aynadaki görüntüme baktım ve yanlardan çıkan şu sinir bozucu simitleri görmezden gelerek göbeğimi içeri çektim. Ve işte hazırdım! Derin bir nefes alarak kapıyı açtım.

Bora Bey siyah ve pahalı olduğu her halinden belli takım elbisesi, mükemmel kesim saçları ve sarımsı kirli sakallarıyla bana gülümserken dengemi sağlamak için kapıya tutunarak, gözlüklerimi düzelttim. Ağzımda biriken salyalarımı hissedebiliyordum çünkü karşımda ki görüntü o derece nefes kesiciydi ve şuan benim için giyindiğini, saçını yaptığını düşününce yutkunmamak için kendimi zor tutuyordum. Yutkanamazdım... Karşısında gerçekten yutkunmayacaktım değil mi?

Yutkunarak, "Merhaba Bora Bey." dedim ve kendimce cazibeli bir gülüş göndermeye çalıştım. Ne salaklık ama... Eminim dışardan küçük çocuklara benziyordum.

Bora Bey bir kaşını kaldırarak, beni baştan sona inceledi. Nefesimi tutmuş hiç bir şey söylemeden Bora Bey'e bakmayı sürdürüyordum.

"Sen zayıfladın mı?"

Sonundaa! diyerek yerimde göbek atmak istesem de onun yerine hafifçe gülümseyerek "Evet." dedim. 'Sen zayıfladın mı' sorusunun diyet yapan bir insan için nasıl muhteşem bir soru olduğunu asla tahmin edemezsiniz! Öyle ki; ' Seni seviyorum.' cümlesiyle ölümüne kapışır.

"Bence çok ımmm..." Burada doğru kelimeyi bulamıyor gibi duraksayarak bir kaç saniye düşündü ve; "... sevimli gözüküyorsun." diyerek burnuma işaret parmağıyla hafifçe dokundu. "Hazırsan çıkalım mı?"

Burnum alev almışçasına yanarken, "Evet hazırım." diyerek portmantodan montumla çantamı aldım ve Bora Bey'in arabasına doğru birlikte yürümeye başladık.

Arabaya bindiğimde, kısaca Tolga'nın evine bir göz attım, - Herhalde alışkanlıktan olsa gerek- yine her zaman ki gibi ışıkları kapalıydı ve nasıl olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Hazırlanmam, Berk ve Melis'le sohbet ederek çok uzun sürdüğünden akşam üstü ona uğrayacak vakit bulamamıştım. Herneyse, bu konuyu sonra düşünecektim zira şuan ilgilenmem gereken şey çok önemliydi.

Belki de Gizemli Erkek Avcısı'nın dediği gibi bu adımda dikkatli olursam, yani anladığım kadarıyla; Bora'yı bumerang gibi düşünüp fırlatacak ama onun iyi ve dengeli fırlat sözünü ve erkeklerin nazdan hoşlanmadığını hesaba katarsak, fırlatmanın şiddetini biraz azaltacaktım ve böylece Bora'yı tavlayarak Seçil'i kıskandırmış olacaktım! Kafamda hala bunu nasıl Bora'ya uygulayacağımı düşünürken, Bora'nın arabadan çıkmasıyla kendime geldim. Çoktan restauranta varmıştık bile...

Tanrım! Bora arabayı valeye teslim ederken restaurantın girişinde ağzım beş karış bir şekilde kalakalmıştım. Ultra lüks diye tabir edebileceğim bir yerdi ve eminim ki POL'de çalışsam dahi böyle bir yerde öğle yemeği yemek, bütçemi oldukça zorlardı.

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin