7.Bölüm-Spor Salonu

121K 5.3K 1.2K
                                    

meryyyyav 7 bölüm yazamadım ama 7.bölümü senin için yazdım❤ Media'da ki Öykü. Keyifli okumalar:)

"Şekerim mi?" dedim suratımı buruşturarak.

"Evet, şekerim hitabını hiç duymamış olamazsın herhalde..."

"Genelde kızlardan duyduğum... Hii çok pardon! Anladım!"
Utanarak ve etrafımızı bizi duyacak biri var mı diye kısaca bir kontrol ettikten sonra sessizce; "Merak etme sırrın bende güvende!" dedim.

"Bir saniye, bir saniye! Burada hangi sırdan bahsediyoruz tam olarak?" dedi anlamayan gözlerle bana bakarak.

"Biliyorum diyorum, rahat olsana. Bunu yadırgayacak kadar sığ kafalı değilim." dedim ve güven vericek bir şekilde gülümseyerek elimi omzuna koydum.

"Ne demek istediğini anlayamadım tatlım." dedi biraz utangaç tavırlarla. Belli ki kendi kimliğini henüz kabullenmişti ve bunu insanlarla paylaşmakta zorluk çekiyordu. O yüzden fazla üstüne gitmemeye karar verdim. Hem ayrıca ondan korkmam içinde bir sebep kalmamıştı...

"Herneyse ya. Benim ismimde Öykü." dedim elimi uzatarak. "Bana sunduğun hayatımın fırsatı da ne oluyor?"

"Daha demin ki yakışıklının yanında ki kız gibi bir vücuda sahip olmak ister misin?"

"Bak işte bu dikkatimi çekti. Pekala, yarın buluşmaya ne dersin? Şuan hemen buradan gitmek istiyorum çünkü birazdan turlarını tamamlayıp tekrar buradan geçicekler."

Berk, elimden telefonumu çekip aldı ve numarasını yazdı.

"Berkoş diye kaydet istersen!" dedim dilimi çıkarmış deli gibi kaş göz işaretleri yaparken.

"Şımarık mısın nesin anlamadım ki?" dedi gülerek. "Ama sevdim seni! Yarın senden haber bekliyorum." diyen Berk bisikletinin pedallarını çevirerek gözden kaybolurken, bende kimseye görünmemek adına hızlıca evimin yolunu tuttum.

*

"Öykü saçmala istersen! Beş dakika tanıdığın birine güvenip onu eve davet edemezsin! Ayrıca ne malum belki yalan söylüyor, belki de bir hırsız?"

"Hatta bir seri katil?" dedim büyük bir ciddiyetle Melis'in yüzüne bakarken.

"Evet! Bana hak vereceğini biliyordum. O yüzden şimdi ara ve görüşmek istemediğini söyle haydi!"

Ben kahkahalarla gülerken Melis şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu.

"Çok korku filmi izliyorsun!"

Melis tam bir şey söyleyecekken, kapının çalmasıyla Berk'in geldiğini anladım ve açmak üzere kapıya yöneldim. Melis ise korkudan koltuğa sinmiş sessizce bekliyordu.

"Berk, girsene."

"Selam tatlım." diyerek yanağımdan makas alıp sanki kırk yıllık dostunun evine gelirmişçesine rahat tavırlarla içeri geçti ama ben rahatsızlık duymuyordum çünkü kendisi hem bir gaydi hem de sıcakkanlı insanları oldum olası sevmişimdir.

Melis şaşkınlıkla hangi ara bu kadar samimi olduğumuzu kestiremezken Berk Melis'in elinden öperek, "Merhaba güzel bayan." dedi. Ben mutfağa kahveleri yapmaya giderken, kıkırdamaktan kendimi alıkoyamamıştım.

En sonunda içeri geldiğimde Berk'le Melis'in çok iyi anlaştıklarını ve gülüştüklerini gördüm. Tamam, Berk'i eve çağırmanın çok güvenli olduğunu savunmuyorum ama bir insana güvenirseniz güvenirsiniz. Baştan beri bunu hissediyordum ve her geçen saniye bunun doğru bir karar olduğuna kanaat getiriyordum.

Berk kahvesini alırken, vakit kaybetmeden konuya girdi.

"Evet Öykü çok vaktim yok o yüzden hemen amacımı anlatmak istiyorum ama önce şuna bir bak." dedi ayağa kalkarken.

Şaşkın bakışlarımla Berk'i izliyordum. Berk ise bir hamlede bluzunu çıkarmış ve kaslı vücudunu sergileyecek artistik hareketlerle bize poz vermeye başlamıştı. Melis'le ben gülüşürken, "Ne yapıyorsun sen?" dedim.

"Bu gördüğün kas yığını muhteşem vücut varya beş ay öncesine kadar tam bir yağ tulumuydu!"

"Anlayamadım."

"Beş ayda 101 kilodan 79 kiloya indim! O yüzden kilolu olmanın nasıl bir şey olduğunu iyi bilirim."

"Pekala gerçekten harika bir iş başardığını söylemeliyim ama anlayamadığım benim bunlarla ne ilgim var nasıl zayıfladığını ve bana neler yiyip neler yememem gerektiğini mi söyleyeceksin? Ayrıca şu bluzunu giyer misin?" dedim gülerek.

"Hayır tatlım ben diyetisyen değilim ama gerçek şu ki hiç diyetisyene de gitmedim. Yani bir diyetisyene gitmek ya da beslenme önerileri için bir araştırma yapman şart ama daha da şart olan bir şey varsa o da kesinlikle spor!"

"Evet haklısın..." dedim gözlerimi devirerek.

"Ne iş yaptığını sorabilir miyim?" diyerek Melis araya girdi.

"Evet bende tam buna geliyordum bebekler. Benim Öykü'de yapmak istediğim şu; Öykü'yü yeni açmış olduğum spor salonuna ücretsiz kaydettireceğim ve ona doğru hareketleri yaptırarak zayıflamasına yardımcı olacağım. Ayrıca merak ediyorsanız diye söylüyorum, diğer mesleğim de stil danışmanlığı."

"Neden bunu yapmak isteyesin ki?" dedim anlamayarak. Tamam kendisi de önceden kiloluydu ve bana yardımcı olmak istemişti ama ücret almadan? Sonuçta spor salonuna gelenlerin çoğu kiloluydu. Neden onlardan para alırken beni bedava kayıt ettiriyordu?

"Nedeni yok. Sadece seni sevdim ve o çocuğun yanında ki çırpı kızı sevmedim." dedi göz kırparak. O an anladım ki nedeni aşktı... Bu çocuk kesinlikle aldatılmıştı. Berk'in erkek arkadaşını başka bir erkekle bastığı sahnesi aklıma gelince yüzümü ister istemez buruşturdum ve düşüncelerimi dağıtmak istercesine kafamı salladım.

"Aslında zayıflayarak etkilemek istediğim o değil ve kızda umrumda değil." dedim omuz silkerek. "Ne zaman başlıyoruz peki?"

"Bu gece. Beklemenin bir manası yok." dedi ve cebinden spor salonunun adresinin de olduğu bir kartvizit çıkarttı. "Bu gece bekliyorum, kimi tavlamak istediğin umurumda değil sonuçta bu işin sonunda harika bir iş çıkarmış olacağız."

"Ben çok teşekkür ederim, ne diyeceğimi bilemiyorum."

"Teşekkür olayını yanında Melis'i de getirerek halledebilirsin bence." dedi Melis'e kocaman gülümseyerek. Tanrım, bu çocuk gerçekten çok seksiydi!

"Tabi ki gelirim!" dedi Melis büyük bir coşkuyla. Daha demin Berk için seri katil diye düşünen kıza bir bakın!

"Tamam o zaman." diyen Berk'i uğurladıktan sonra bende içerden montumu alarak dışarı çıkmak için giyindim.

"Melis ben dışarı çıkıyorum."

Melis köpekli terlikleriyle içerden koşa koşa gelirken sevinçle yüzüme baktı ve, " Öykü! Berk çok yakışıklı! ve ben ondan çok hoşlandım." dedi çok kelimeside ki o harfini uzatarak.

"Melis üzgünüm ama..."

"Yoksa sen mi hoşlanıyorsun kuzen?" dedi korkuyla.

"Daha da kötüsü canım. Berk gay!"

*

Melis evde 'olamaz' nidaları atarken, bende amaçsızca dışarda yürüyüşe çıkmıştım ama nedense kendimi Sihirli Kitaplar Dükkanı'nın önünde bulmuştum. (Hayır bu sefer düşündüğün gibi bilerek değil)

Dükkana girip girmemek arasında kalmıştım ama almak istediğim bir kitap yoktu ve öylece gidip ona merhaba diyemeyeceğimi biliyordum. Beni yanlış anlayabilirdi... Üstelik bir sevgilisi de vardı o yüzden beni yanlış anlaması, istediğim en son şey olurdu. En iyisi Tolga'yı unutup hayatıma devam etmeliydim. Zaten hayatım yeterince karmaşıktı.

Beremi iyice yüzüme getirip içeriye hiç bakmadan dükkanın önünden geçmiştim ki kapının açıldığını belli eden sallantılı kapı süsünü duyunca korkuyla adımları hızlandırdım fakat çok geç kalmıştım.

"Öykü?"

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin