12.Bölüm-Pencere Vakası

102K 5.8K 584
                                    

pheeruzeh adlı kişiye ithafen ❤

Melis içerde Berk'le ayrıldıkları için salya sümük ağlamasına devam ederken, telefondan bir erkek sesi yükseldi.

"Merhaba, ben Ataşehir 16'dan arıyorum."

"Her zamankinden mi?"

"Evet." dedim vicdanımın sesini bastırmaya çalışarak. Telefonu kapayıp, Melis'in yanına uzandım. Mendillere sümkürüp yere atıyordu -tamam bu gerçekten iğrenç- ama en azından ağlamayı kesmişti.

"Ee peki sonra ne oldu evden öylece çıkıp gittin mi?"

"Aslında tam olarak, adının Berrak olduğunu öğrendiğim Tolga'nın sevgilisi, Tolga'ya beni aldatıyor musun diye cırladı. Toparlanıp hemen ayağa kalktım, kız bir kaç saniye beni inceledikten sonra 'Hemde bu şişko kızla!' dedi. Bende nihayetinde bardakları masaya koyup buraya geldim."

"Sana şişko mu dedi?" dedi Melis ayaklanarak. "Onu geberteceğim!"

"Yalan söylemedi ya Melis. Otur şuraya!"

"Doğru ya da yalan önemli değil Öykü. Kimsenin kimseyle kusurları yüzünden dalga geçmesi kabul edilemez. Ayrıca Tolga'nın takıldığı tiplerde hoş değil. Seçil'de Berrak'ta karakter olarak birbirinin kopyası sanki. Gerçekten onlarla anlaşabiliyor mu?" dedi daha da hiddetlenerek. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi bir noktaya sabitlendi ve birden gözlerini açtı. "Tolga seni öptü mü?"

O sırada zil çalınca cevap vermeyerek, hevesle kapıya yöneldim ama kapıyı açtığımda ellerinde çiçeklerle ve oyuncak bir ayı ile duran Berk'i gördüm. Berk'i hem gözlerimi devirerek hem de gülümseyerek, içeri aldım ve onları baş başa bırakmak için üst katta ki yatak odama çıktım.

Aslında önce yatağıma uzanmayı düşünmüştüm ki merak duyguma kapılarak, perdenin arkasından Tolga'nın evine doğru bakmaya başladım. Hiç ışık yanmıyordu. Perdeler olmamasına rağmen evin içi hiç gözükmüyordu. Acaba ben gittikten sonra neler yaşanmıştı? Ayrılmışlar mıydı, yoksa Tolga çok sarhoş olduğu için beni Berrak sandığını mı ima etmişti? Evde hiç bir ışık olmaması beni daha da huzurlaştırmıştı. Bu sefer sinirle perdeyi açarak penceremin önündeki divana kuruldum ve evi dikkatlice gözlemlemeye başladım. Tolga'nın yatak odasının penceresi tam benim hizama geliyordu ve sanırım orada uyuyacağı için sadece yatakodasının perdesini asmıştı ama perde yan tarafta duruyordu. Önce bir kıpırtı gördüğümü sandım, sonra birden bir gece lambası yanarak Tolga'nın yatak odasını aydınlattı. Gördüğüm manzara ise beni şoka uğratmış, yerimden kımıldayamıyordum.

Tolga bana arkası dönecek bir şekilde Berrak'la öpüşüyordu. İnanamıyordum, daha yarım saat öncesine kadar beni öperken, şimdi ise bu kadının kollarındaydı. Sonra görüş açımdan çıkarak odanın başka bir yönüne doğru ilerlediler. Olanları bir film gibi izliyor, hareket edemiyordum. Bir kaç saniye sonra, Berrak birden pencerenin önünde belirerek tam gözlerimin içine baktı. Nasıl rezil olduğumu tahmin edebiliyor musunuz? Röntgenci bir sapık konumundaydım ve az önce onları yemek yerken, gülerken filan değil öpüşürken izlemiştim. Ağzını oynatarak bana sür'le başlayan bir şey, Aman Tanrım! Bana sürtük diyerek perdeyi kapattı. Hala ağzım açık bir şekilde orda dikilmeye devam ediyordum. Yan tarafımda ki vazoya bir bakış attım. Bana şişko demesini kaldırmıştım ama bana kimse sürtük diyemezdi. Koca vazoyu elime alarak Tolga'nın penceresine atmak için hazırlandım. Neler olacağı umrumda bile değildi. Pencereyi açıp tam vazoyu atmak için gerilmiştim ki, bir el vazoyu benden kaparak düşmeme sebep oldu. Aman ne hoş!

"Sakin ol, burada ne oluyor ve bu vazonun elinde ne işi var?" dedi Berk yerden beni kaldırırken. Az sonra içeriye pizza kutusu ile Melis girdi.

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin