1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek Avcısı

10.Bölüm- Karşı komşum!

ssiinneem adlı kişiye ithafen❤

2. Köşe Yazısı - TANIŞMA

Sevgili bunu okuyan ve zayıflamak isteyen okuyucularım, öncelikle size genel olarak bir hitap şekli uydurmak istiyorum, o yüzden sizden "kızlar" veya "bizim grup" filan diye söz edeceğim. (Lütfen erkekler alınmasın ama bu bir kız köşesi çünkü garip kişisel bilgiler ve söylemeye utanıyorum ama regl sendromlarımızdan filan bahsederken muhtemelen sıkılacaksınız) o halde kızlar, bugün kilo vermeye başlamamızın ilk günü! Hadi bunu kutlayalım, elbette pasta çörekle değil. Herneyse, hepimiz hayatımız boyunca yanlış ve çılgın diyetler yaparak vücudumuza aslında istemeden en büyük zararı verdik. O halde kalkın ve silkelenin, ve bugün kendiniz için doğru bir adım atın. Bu sen değilsin, kiloların sadece senin için bir misafir. Nefretle onlardan kurtulmaya çalışmayın. Onları bugünden itibaren nazikçe ve sevgiyle, hayat tarzımızı değiştirerek onları uğurlamaya başlayın. Hadi kızlar! Diğer aya kadar diyetinizi bozmadan yapın ve kilo verme durumunuzu bana mail olarak atın. Yoklama da eksik çıkanlar ceza alır ona göre!

Bu arada ben kim miyim? Zayıflamaya çalışan 'bizim grubun' ele başı diyelim. Arada bazen özel hayatımdan kesitler verirsem ya çaktırmadan, okumayıp geçin, ya da bu çatlak yazarınızı mazur görün. Zaten inanın zayıflamak çok zor ve her an insanın gözünün önünden bir cupcake geçebilir. Yine de bugünden itibaren lügatlarımızdan PES kelimesini çıkarıyoruz. O sadece erkeklerin sevdiği bir playstation oyunundan ibaret bizim için... Zaten o oyunuda sevmem.

Bana illa bir isimle seslenmek isterseniz Külkedisi diyebilirsiniz. Belki bir gün size Külkedisinin Zayıflama Hiyakesini anlatabilirim? Bir sonraki ay görüşürüz kızlar...

XoXo Külkedisi.

4.hafta

"Ne yani niye buraya taşınıyormuş ki? Bu adam senden hoşlanıyor olmasın?" dedi Melis elindeki koca paket cipsten bir tane daha alarak ve acımasızca karşımda yerken konuşmaya devam etti. "Tolga mıydı adı?"

"Şunu keser misin artık?" dedim ve gözlüklerimi çıkartarak önümde ki rengine bayılarak aldığım pembe laptop'uma kafayı gömdüm. Yazdığım küçük köşe yazısıyla birlikte binlerce mail almaya başlamıştım. Seçil cadısı kendi resmimi koymamı istemediği için resim kısmına Külkedisi'nin animasyon resmini koymuştum ve insanlar deli gibi kendi resmimi koymam için bana istek yağdırıyorlardı. Resmen birden kariyerimde level atlamıştım. Köşenin ismi Külkedisinin Zayıflama Hikayesi olmuştu. Gerçekten harikaydım, süperdim, mükemmeldim.

"Berbat görünüyorsun!" dedi Berk elinde büyük bardak bir birayla içeri girerken.

"Hey sen fitness antrenörü değil misin? Bira içemezsin." dedim kafasına yastığı fırlatarak.

Ah bu arada söylemeyi unuttum, Berk'le Melis geçen hafta uzun saatler süren flört dönemlerinden sonra çıkmaya başladılar ve birbirlerine aşık oldular. Hemde vıcık vıcık. Zaten Berk'i biliyorsunuz... Tatlım, hayatım, kelebeğim, böceğim kelimeleri ağzından asla eksik olmaz. Bir de bu işin içine Melis'in şu aşk kokulu lakapları girince kendimi Alice Harikalar Diyarı'ndaymışım gibi hissediyordum. Onlar adına çok sevindim tabii! Ama sürekli benimle takılmak istemelerine bir anlam veremiyorum. Kafayı benim zayıflamam, kariyerim ve güzelliğim ile bozmuş durumdalar.

"Tatlım seni rencide etmek istemem ama, sen kutu kutu pense oynarken ben kutu kutu bira içiyordum. Yani bana birşey olmaz!" diyerek elini Melis'in omzuna doladı, tıpkı şey gibi -doğru kelimeyi bulamıyorum- ımm, ahtapot.