2.Bölüm-Bora

191K 6.5K 1.6K
                                    

Media'da ki çalışma için elestirengenc'e çok teşekkürler:)

Açıkçası ben inanmam. Yinede Bora Bey tüm ihtişamıyla resimde bana gülerken- ki zaten şu tipimle ancak benimle dalga geçmek için gülerdi- içimin yağlarının eridiğini itiraf etmeliyim. Mecazen elbette.

Acaba bu spagetti'lerin ne kadar leziz olduğuna dair bir yazı yazsam? Hatta bir kaç spagetti sosu tarifi bile verebilirim. Aslında bana göre çok yaratıcı bir fikirdi ama daha bu sabah Seçil Hanım bana 'az ye!' diye böğürmüşken önüne bu yazıyı koymak, sadece kovulmama değil aynı zamanda o uzun ve kırmızı tırnaklarını suratımı geçirmesine de sebep olabilirdi.

Telefonum çalınca çok üşendiğimden telefonu açıp açmamak arasında kalmıştım ama merakım daha ağır basmıştı doğrusu.

"Alo?" dedim bir yandan esneyerek.

"Öykü!" diye hattın diğer ucunda bağıran kızı çıkaramamıştım.

"Kimsiniz, sesinizi alamadım?"

"Ya benim kuzen, nasıl tanımazsın?" dedi gülerek.

"İnanmıyorum!" diye haykırdım. "Döndün mü?"

"Evet, hemde temelli dönüş yaptım Türkiye'ye. Yarın kesinlikle görüşelim, çok özledim!"

"Bende çok özledim, tamam akşam seni alırım bana geliriz öpüyorum çok!" diyerek telefonu kapattım.

Tek kuzenim ve aynı zamanda tek dostum Melis daha önce Londra'da eğitim almak için oraya yerleşmişti. Dört senedir çok fazla görüşememiştik ama sürekli telefonda konuşmuştuk tabii. Bana geleceği için fazlasıyla heyecanlanmış ve mutlu olmuştum.

Mutlulukla mutfağa giderek buzdolabından en sevdiğim karamelli dondurmamdan aldım ve kaşıkla tekrar laptop'umun başına geçtim. Şu 'yaratıcı yazı' için internetten biraz kopya çekmeye karar vermiştim çünkü aklıma bir şey gelmiyordu. Hem ben yazar değildim, ayda bir bulduğum yazının beğenilmemesi üzerine, bir hafta içerisinde kovulmaktan beni kurtaracak mucizevi yazıyı hemen yazamazdım. Hayır, bu nazlanmak değil. Benim işim editörlüktü ama dergideki küçük köşe yazarının Seçil Hanım'ın cadılıklarına daha fazla katlanamayıp çekip gitmesi üzerine bu iş, baş editör olarak bana kalmıştı. Benim işim aslında hali hazırda olan yazıya ufak sihirli dokunuşlar yapmaktı.

Sıkıntıyla internette bir saat kadar gezindim ve en sonunda gözüme bir şey takıldı. Başlık aynen şöyleydi;

Bir kadına "Aşık olunmak için yeterince zayıf değilsin." Diyen Veda Mektubu!

Lanet erkekler! Neden hep böyle olmak zorundadır ki? Öyle bir anlayış oluşmuş ki, kilolu kızların aşık olmaya ya da olunmaya hakkı yoktur. Neden olmasın? Biraz göbekleri veya kalçaları var ise kalpleri yok olmak mı zorunda bu insanların?

O gazla oturup Seçil Hanım'ın tüylerini diken diken edecek fakat okunma sayısının tavan yapacağını bildiğim köşe yazısını bir çırpıda yazıverdim hatta minik bir anket bile oluşturdum.

1.KöşeYazısı

"Aşık Olunamayacak Kadar Şişman" Kadının Açık Mektubu

Tinder vasıtasıyla buluştuğu bir erkekten "şişman olduğun için seni sevmem mümkün değil" içerikli bir mesaj alan Michelle Thomas, mesajdaki cinsiyetçi "beden aşağılamayı" da ifşa eden bir açık mektup kaleme aldı.

İnternette viral olan açık mektupta isim vermeden ex-flörtüne seslenen Michelle Thomas, kadınlara da bedenleri ile barışmaları yönünde çağrıda bulunuyor.

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin