19.Bölüm- Vücut Kitle İndeksi

91.3K 5.9K 527
                                    

Bu bölümü kendime ithaf ediyorum çünkü bugün benim doğum günüm. ☺☺ Bana sizden en güzel hediye ise bölümü beğenip, vote vermeniz olacaktır. Herkese iyi okumalar ☺❤ (15.09.15/ 00:00)

Hayır, olamaz! Bir hastadan daha kötü bir şey varsa o da iki hastadır demiş, ünlü düşünür Öykü.

Tolga, çatallaşan ve kısılan sesinden dolayı afallayınca sinirle bana bakmaya başlamıştı. Bu adam sırf bana kıyamadığından ve başıma bir iş gelmesin diye sabaha kadar sandalye tepesinde beklediğinden, onun benim yüzümden hasta olması içimi burksa da, Tolga'nın sinirli bakışlarına maruz kalmak, içimde ki o burukluğu haliyle korkuya çevirmişti.

"Ben, ben şey özür dilerim." dedim ince bir ses tonuyla.

"Senin yüzünden hasta oldum, başıma ne işler açtığını görüyor musun?" dedi ayağa fırlayarak.

Bende aynı anda onunla birlikte ayağa kalkıp, hiç vakit kaybetmeden cevap yetiştirdim. "Ben mi dedim başımda bekle diye?"

"Ne yani? Komşum totem yapacağım diye soğukta bir başına yatarken, eve girecek halim yoktu ya. İnsanlık yapalım dedik ama teşekkür edeceğine, başımda bekle mi dedim diyorsun." dedi o kısık sesini yükseltebildiği kadar yükselterek. Burada bir yanlış anlaşılma olmasın diye söylüyorum, o anda bağrış çağrış kavga ettiğimizi düşünüyor olabilirsiniz ama ikimizinde sesi o kadar kısılmıştı ki, muhtemelen iki metre ötede ki biri konuştuklarımızı duyamaz, işaret diliyle anlaştığımızı düşünebilirdi.

İkimiz de sinirle biraz bakıştıktan sonra, aynı anda hapşurmamızla birlikte, kafalarımız birbirine tokuşunca kendimi gülmekten alıkoyamadım.

"Haydi içeri gel, bize bir çay yapayım." dedim kafamın hala sızlayan yerini ovalayarak.

Ben bir yandan aramızda ki buzların eridiğine inanıp, mutlu bir şekilde çayları yaparken, onu da evi kontrol etmesi için zorlamıştım. Sonunda, evde hiç bir kedi olmadığını söylediğinde, -evet bahanem buydu- içim rahatlayarak mutlulukla karşısına oturmuştum ama o oldukça soğuk davranmış, hatta hiç konuşmamıştı. Tamam, bir şeylerden ötürü birbirimize sinir oluyor olabilirdik ama genel olarak baktığımda ben ona elle tutulur hiç bir şey yapmamıştım ve bana neden sinirli olduğunu sorup, üstüne düşmekte istemiyordum. O yüzden bende konuşmamayı tercih etmiştim.

Sonunda çayı bittiğinde, "Görüşürüz." diyerek kalkıp gitti. Bende, bunu kafama takmamaya çalışarak sıcak bir duş için banyonun yolunu tuttum.

*

8.Hafta

Bütün hafta hasta olduğumdan dolayı, çok fazla yemek yiyemiştim ve gerçek anlamda zayıfladığımı hissediyordum. Bir kere giydiğim pijama bile artık olmuyordu, o yüzden yenisini almak zorunda kalmıştım. Tolga ise iki günde bir bana uğramış, bir ihtiyacım olup olmadığını olabilecek en soğuk şekilde sormuştu ama kendisinin kesinlikle hiç birşeyi olmadığına emindim, hatta ne derler bilirsiniz turp gibi!

Tam hevesle tartıya çıkmak üzereydim ki, beni durduran telefonumla, kapı zilimin aynı anda çalışı olmuştu. Hangisine koşacağıma karar veremeyip, üzerime bir sabahlık geçirerek, önce telefonu cevapladım, aynı anda da telefonla konuşurken, kapıyı açmak üzere merdivenlerden aşağı indim.

"Alo?" dedim bir yandan da kapının yanında ki ufak pencereden gelenin kim olduğunu kontrol ederken.

"Merhaba, Öykü Hanım. Power of Love dergisinden Aras ben, teklifimizi düşündünüz mü acaba?"

Teklifi düşünmek mi? Bir haftadır koala gibi uyumaktan başka hiç bir şey yapmamış ve hastalığımla uğraşmıştım. Bu arada kapıda ki Melis'le, Berk'i içeriye alarak salondaki koltuğa kuruldum ve önümde ki sehpaya ayaklarımı uzattım.

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin