37. Bölüm - Beş Hafta...

89.7K 5.1K 1.3K
                                    

cadinineskisüpürgesi, yaBuket, serkanistkiraz, SiyahPerim, kbrdnzkeles, wormbook12, blue_butterfly__, 1414as, NehirAndrn, darknessmybf, laydaA3, french-girl adlı kişilere ithafen

zketaox adlı okuyucumun geçen haftaki doğum gününü kutluyorum:)

Borekyiyencorek adlı okuyucumun da bugünkü doğum gününü kutluyorum:)

İkinizi de seviyorum, nice senelere ❤❤

Ve;

Media'da ki Öykü çiziminden dolayı @papatya84'e çok teşekkür ederim. Bakınız, gözlüklü, saçlar topuz bir adet minnak patatesimiz:) Gıdığa dikkat! :)) ❤

Tolga'nın gelip beni almasını beklerken, düşüncelerimin arasında önüme düşen bir tutam saçı sıkıntıyla üfledim.

Açıkçası gördüklerimden ve şirketten âdeta kaçar gibi gitmemden sonra, Aras Bey'in beni arayacağını ya da Berrak'ın kapıma dayanıp; 'Tolga'ya hiç bir şey anlatmayacaksın!" demesini, diken üstünde beklemiştim ama hiç biri olmamıştı.

Zavallı Tolga... Berrak sürtüğünün neler karıştırdığına dair hiç bir fikri yoktu....

Önümde iki seçenek vardı: birincisi; hiç bir şeye burnumu sokmayacak ve gördüklerim karşısında üç maymunu oynacaktım. Sonuçta, bu iş beni hiç ilgilendirmezdi... İçimden bağıran vicdan sesimin fermuarını çekecek ve Tolga'nın aptal yerine konmasına izin verecektim. Tamam, böyle söyleyince baya korkunçtu ama asıl korkunç olan bu minik sırrı ispiyonladığımda Berrak'ın direk üzerime olacak lanetiydi! Biraz insaflı olun! Seçil gibi bir cadıyla uğraşıpta, yeni işyerimde biraz huzurlu olmak benimde hakkım... İkincisi; her şeyi Tolga'ya anlatacak ve sürtük Berrak'ın foyasını ortaya çıkaracaktım. Böylece Tolga'yla Berrak arasında ki şu "anlaşmalı sevgililik" mevzusuda noktalanacak ve bende gönül rahatlığıyla Tolga'ya olan hislerimi... Sus Öykü, kendine gel!

Zilin çalmasıyla birlikte sıkıntıyla yerimden kalkıp, kapıyı açtım ve karşımda beni baştan ayağa utanmazca inceleyen Tolga'ya kaşlarımı çattım.

"Seni her gördüğümde, o andan daha güzel olamayacağını düşünüyorum ama her seferinde yanılıyorum..."

Ben daha cevap vermek için, ağzımı dahi açmadan Tolga burnumu öperek bana gülümsedi. Tanrım! Bu adamın gülümsediğinde, ne kadar seksi olduğundan size bahsetmiş miydim? Öhöm, herneyse...

Utançla yanaklarım kızarırken, Tolga beni daha fazla utandırmamak adına devam etti; "Hazırsan çıkalım mı?"

"Olur..." diyerek hevesle askılıktan montumu aldım. Yüzümdeki salak gülümsememin farkına varıp, daha normal bir hale büründüm ve evden dışarı çıktım.

Arabanın yolcu koltuğunda ki yerimi alırken, Tolga yanıma bindiğinde, merakla Tolga'ya bakmayı sürdürüyordum. "Umarım yine şehir dışına çıkmıyoruzdur..."

"Hayır, gideceğimiz yer oldukça yakın." diyerek bir yandan gaza basarken, bir yandan da güven verici bir şekilde bacağıma dokundu.

Yaklaşık on dakika sonra, Tolga arabayı durdurduğunda merakla ona baktım.

"İşte geldik Külkedisi..." dedi.

Şaşkınlıkla çevreme bakarken, "İyi de, limandayız..." dedim.

Tolga arabadan çıkarak, gelip kapımı açtı. "Haydi..."

"Ama çok soğuk..." dedim olduğum yerde sızlanırken. Bana ne oluyordu böyle? Çocuklaşıyor muydum?

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin