11.Bölüm-Öpücük

108K 4.8K 1.1K
                                    

ILoOVeEYoOuU adlı kişiye ithafen ❤

Sıkıntıyla eve girdim, şu saatten sonra ne olacaktı bilmiyordum. O sırada Melis, daha ben kapıdayken ağlayarak yanıma geldi. Aslında bende ona sarılıp ağlayabilirdim ve onu susturabilirdim ama kendi başıma gelenleri anlatmadan önce Melis'e dönüp ne olduğunu sordum.

"Berk'le ayrıldık."

"Oha, niye?" dedim şok olarak. Son bıraktığımda hiç bir sorun yoktu, hatta ben evden çıkarken de hiç bir sorun yoktu. Keşke evimde kalıp bu akşamı en güvenli şekilde geçirseydim, bugünkü bombaların haddi hesabı yoktu çünkü.

"Şuna bak!" dedi telefonunu uzatarak. "Sen Tolga'ya gittikten biraz sonra oda eve gitti, sonra mesajlaşmaya başladık ve sonra inanamayacağın kadar kötü birşey oldu, bitti asla geri dönüşü yok artık."

Merakla Melis'le Berk'in mesajlarına baktım.

- Aşkım seni çok seviyorum.
+ Hayır, ben daha çok seviyorum kelebeğim.

- Hayır. En çok ben seviyorum böceğim.

+ Ben en çoktanda çok seviyorum limonlu cheesecake'im.

- Hayır be aptal! Ben çok seviyorum.

+ Saçmalama gerizekalı. Ben daha çok seviyorum dedim işte.

- Sen kime gerizekalı diyorsun be?

+ Öylesin çünkü.

- Arama bir daha bitti!

+ Oh, canıma minnet.

"Bu mudur yani? Barışırsınız korkma. Çocuk musunuz nesiniz ya!" diyerek önce bir kahkaha patlattım, sonra oturup ağlamaya başladım. Rezil olduğuma mı yanayım? İlk öpücüğü mü verdiğime mi? Yoksa o bardakları evden çıkana kadar elimde taşıdığıma mı?

Seri hareketle cebimden telefonu çıkarıp, ezbere bildiğim o tanıdık numarayı tuşladım. Ah pardon ne salağım! Ben bu duruma nasıl geldim merak ediyorsunuz tabii. Hemen anlatıyorum.

*

Seçil cadısı şaşkınlıkla bir bana bir de dönüp Tolga'ya baktı.

Huzursuzca yerimde kıpırdandım. Ayaklarımın dibinde duran güzelim pastam ziyan olmuştu. Hayır bir de işin komik tarafı, kesin kendi yiyip içtiği yetmiyormuş gibi komşularınıda şişmanlatıyor bu diyecekti benim hakkımda. Bir dakika bir dakika, kendi özgüvensizliğimi bir kenara bırakalım. Şuan bu kaltağın burada ne işi var? Tolga'yı nereden tanıyor? Pasta ortalığı batırdı diye Tolga kızdı mı bir de.

"Bende tam gidiyordum." dedi Seçil ve bana hiç bir şey söylemeyerek çıkıp kapının önündeki Porsche arabasına atlayıp uzaklaştı. Ukala! Şuna bakın, sonuçta bende o derginin baş editörü ve fenomen köşe yazarıyım herhalde. Tamam şişko köşe yazarı. Ama bir 'iyi akşamlar' denilmesini haketmiyor muydum sizce? Tolga ise hiç bir şey söylemeden sessizce bana bakıyordu.

"Nerden tanıyorsun sen bu kal... Kadını?" Bakın, kaltak patronlarımızı hergün komşumuzun evinden çıkarken görmüyoruz sonuçta değil mi? Hesap sormak sayılmaz bu bence.

"Arkadaşım, neden ki?" diye sordu Tolga anında içeri girerek. Cevabımı bile beklememişti. Kapının ağzında yayılmış pasta kulesinin üstünden atlayarak sinirle içeriye girdim. Kesinlikle bir açıklama bekliyordum.

"Neden mi?" dedim Tolga'nın bir kap ve paspası alışını izlerken. Ayrıca şuan pasta temizlemeye yardımcı olamayacak kadar gergindim.

"Evet, neden?" dedi şaşırarak. "Tanıyor musun yoksa?"

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin