35. Bölüm- Külkedisi'nin Belası Kız kardeşler?

77.7K 4K 1.1K
                                    

Media'da Az Mantıklı Konuş kapağın tam hali var ❤

~ikusaba28, esranurasdf, birissi, ReyhanDemirta, RabiaAtalar, pramtlern_efendisi, 103nermin, fsunay, barbella_barbara, FeyzaDuru, sofmat2000, upgrade16, elif3378, ZarifeTd, SevcanDiibyk adlı kişilere ithafen ❤ ~

Sesi oldukça tanıdık olduğu için hayretler içinde arkamı dönerek, masasının başında ellerini birbirine geçirmiş ve alaycı bir gülümsemeyle bana bakan kadına bakışlarımı sabitledim. Kesinlikle bu bir çeşit rüya olmalıydı!

Bakışlarım kendisinden, üzerinde Berrak Kaya yazılı olan masa isimliğine kayarken, bu kızın soyadının Seçil'le aynı olmasının kötü bir tesadüf olduğunu ummaktan kendimi alamadım. Hayır yani, fiziksel açıdan kaya gibi kızlardı kabul ediyorum ama aynı seri üretim olmasını kabullenemezdim. Dikkatli bakınca, birbirine benzedikleri oldukça aşikardı. Ya da hayır, beynim bana oyun oynuyor olmalıydı!

Ben şok olmuş bir şekilde Berrak'ı incelemeye devam ederken, Berrak yüz ifademden oldukça keyif almışa benziyordu. Gülümseyerek ayağa kalkıp, masanın üzerinde oturdu ve kollarını birbirine bağlayarak konuşmaya başladı: "Ooo görünüşe göre bizim minik patates oldukça zayıflamış, ama hala yeteri kadar değil."

Şaşkınlığımı üzerimden atarak kaşlarımı çattım. Ne cüretle hala bana laf söylemeye cesaret ediyordu?

Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirirken, "Görünüşe göre sende zayıfsın ama karakter olarak..." dedim.

Bir kahkaha patlatırken, "Karakter demişken... Hala Tolga'nın peşinden koşmaya devam mı, minik patates? Ne oldu bari, tavlayabildin mi?" dedi.

"Sorduğuna göre, tavlayacağım yönünde şüphelerin var. Oysaki kendine güvenseydin, bu soruyu soruyor olmazdın. Tabii bu aynı zamanda Tolga'ya da güvenmediğin anlamına geliyor ki... Ah tatlım bu senin açından oldukça kötü bir durum."

Cevap vermeden sinirli bir şekilde ayağa kalkınca, kazanmış olduğum zaferle gülümsedim ve bana çarpık bir ifadeyle bakan Berrak'a, "Şimdilik bu muhabbeti yarıda keseceğimiz için üzgünüm ama merak etme, burada çalışmaya başladığıma göre bol bol görüşeceğiz..." diyerek kapıyı arkamdan kapattım.

Pekala, her şey yolundaymış rolü buraya kadar!

Şuan çığlıklar atıp, bütün şirkette bu kadının burada ne işi var diye turlar atarken bir yandan da saçlarımı yolmak istiyordum. Ayrıca, bu kadının Seçil'in kız kardeşi olma ihtimali, kanımı donduruyordu. Külkedisi'nin baş belası, kuyusunu kazmaya çalışan iki kız kardeş gibi benimde başımda iki kız kardeş kuyumu kazmaya çalışıyor olamazdı değil mi? Hatta onlar kardeş olamazlardı! Aman Tanrım! Yoksa şu gizemli patronum Seçil'miydi?

Temkinli bir şekilde önce sağa sonra sola baktım. Ortalıkta Seçil cadısı filan gözükmüyordu. Nasıl bir şeyin içine düştüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu! Sakin olmalıydım, sadece soyadı benzerliği olabilirdi. Alnımda birikmeye başlayan boncuk şeklinde ki terleri silip, odama doğru ilerlerken, maalesef bu şirkette de huzur bulamayacağımı anlamış bulunuyordum... Burada bir şeyler döndüğü çok barizdi ve ben bunu çözecektim!

Üstünde ismim yazan odamın kapısının önüne geldiğimde, yaşadığım şoku üstümden biraz olsun atabilmiştim. Kapıyı araladığımda ise ciddi anlamda şok geçirmek üzereydim. Berrak'ın odasının küçüklüğüne inat, odam neredeyse Aras Bey'in ki kadar geniş, sade bir odaydı. Odanın tam ortasında çalışma masam yer alıyordu ve çalışma masamın karşısında, manzarayı gözler önüne seren, yere kadar uzanan pencereler bulunuyordu. Odanın diğer tarafında ise siyah, deri L tipi koltuk takımı mevcuttu. Oda, beyaz ve siyah renklerinin mükemmel uyumuyla harmanlanmış ve ilham perilerinin dostu bir görüntü sergiliyordu. Bu odada yazı yazıpta, yaratıcı olmamak işten bile değildi.

Çalışma masama parmağımı sürerek hayranlıkla odaya göz gezdirdim. Şuan bir ıslık çalmamak için kendimi zor tutuyordum.

Koltuğuma kurulurken, Berrak bile aklımdan çıkmış mutlulukla gülümsüyordum. O sırada masanın üzerinde ki not dikkatimi çekti. Bana kim not bırakmış olabilirdi? Heyecanla, elime alıp kağıttaki yazıyı okumaya başladım.

Şirkete tekrar hoşgeldiniz... Umarım sizin için yapılan çalışma odasının dekorunu beğenmişsinizdir. Herhangi bir değişiklik isteğinizi Aras Bey'e iletin, kendisi size seve seve yardımcı olacaktır. Yeni çalışma hayatınızda başarılar dilerim.

-Power of Love

Power of Love şeklinde isim bıraktığına göre, bu notu bırakan kişi, şu kimliği belirsiz patronum olmalıydı. Benimle bu kadar yakından ilgilenmeleri yine beni biraz tedirgin etse de aklıma Melis'in dedikleri gelince rahatlamıştım. Bunları benim için değil, kendi çıkarları için yapıyorlardı. Hergün artan okuyucu kitlem ile derginin satışları patlamıştı hâtta artan yoğun istekten dolayı, internet sitesi bile kurulmak üzereydi.

Ben bunları düşünürken içeri Aras Bey'in girişi ile düşüncelerimden sıyrılıp, ayağa kalktım.

"Tekrar hoş geldiniz Öykü Hanım, beklettiğim için çok üzgünüm. Odanızı beğendiniz mi?"

"Harika gözüküyor." dedim etrafa tekrar göz gezdirirken.

"İsterseniz odama geçelim, ben size site ile ilgili ayrıntıları aktarayım..."

Aras Bey'in arkasından ilerlerken, elimde tuttuğum notu çantama attım ve artan merak duyguma yenilerek, bu notun sahibini sormaya karar verdim.

"Aras Bey merak ettiğim bir husus var. Odama gittiğimde bir not buldum." dedim Aras Bey'in masasının karşısında ki koltuğa otururken.

"Evet?"

"Power of Love olarak imzalanmış. Şirketin sahibi kim acaba?"

"Öykü Hanım, şirketin sahibi gizlidir ve kim olduğunu maalesef hiç bir çalışanımızla paylaşamıyoruz. Zaten sizin şu aşama da şirket sahibiyle görüşmeniz gereken bir husus yok, dilediğiniz her konuda ben size bizzat yardımcı olurum. Bu arada kendisi oldukça kibar biridir, notu o yüzden bırakmış olmalı..."

"Anlıyorum..." dedim daha fazla soru soramayacağımı hissederek. Belli ki Aras'ın ağzından kim olduğunu duyamayacaktım. Ama kibar dediğine göre Seçil şıkkını belki de elemem gerekiyordu. Belki de Seçil, kimliğini gizlemek için, kibar numarası çekiyordu. Tamam belki de, son bir soru sorabilirdim?

"Peki neden kim olduğunu saklıyorsunuz?" dedim suratıma sevimli bir ifade takınarak.

Kendisi de, gülümseyerek bana yanıt verdi; "Kendisi böyle istediği için."

*

Arabayı evimin önüne park ederek, yorgun bir şekilde arabadan indim. Bu topuklu ayakkabılardan acilen kurtulmam gerekiyordu! Bütün gün, hem ayakkabı eziyeti çekerek, hemde Aras Bey'in anlattıklarını anlamaya çalışarak, Berrak'ın her an bir köşeden çıkıp bana çemkirmemesini umarak diken üstünde geçirmiştim.

Kafamı kaldırdığımda, verandam da bir kadının sallanan sandalye de sallandığını görmüştüm. Uzaktan bakınca çok yaşlı olmayan ama yaşını almış sevimli bir kadına benziyordu.

Şaşkın gözlerle kadına bakarak, "Merhaba" dedim. Daha önce bu kadını hiç görmemiştim, dolayısıyla tanımıyordum.

"Ah merhaba!" dedi geldiğimi yeni farkederek. Sıcacık gülümsemesi ile şimdiden kalbim ona çok ısınsada, tedbirli olmamda yarar vardı. Yaşlı kadınların ne kadar sadist olabileceğini internette okumuştum. Pekala da yardım istiyor ayağına yatan ve tek amacı beni doğrayıp organlarımı satmak isteyen çetenin bir üyesi olabilirdi!

Gözlerimi kısıp şüpheyle, bana hala sevimli bir şekilde bakan ancak samimi olduğuna emin olmadığım kadına bakarak sordum.

"Kime gelmiştiniz?"

Devamı cuma...

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin