1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek Avcısı

32. Bölüm- Külkedisi Projesi (www.kulkedisininzayiflamahikayesi.com)

Daishuman, aleynaervan, mlk161, gizemakyzzz, MinnakSeytan, nagebsrn, bgmaydin, emelertin, prenses1234567891011, yournotasky, HayaliAvukat, fazeba, vuheba, E-Sudee, Romaida_, IncilaOndul, sungerbob000, minikitapkurdu, emira_dlgn adlı kişilere ithafen ❤

*

Beni öpmeye başladı diyorum! Hani şu işin içine dilin filan girdiği... Her neyse, böyle betimleyince hoş olmadı tabii...

"Ne yapıyorsun ya sen?" diyerek Tolga'yı ittirdim ve bir adım geri gittim. Kesinlikle bir açıklama bekliyordum!

"İçimden geleni yapıyorum." dedi bir adım daha üstüme gelirken. Benim ise kaçacak daha fazla yerim olmadığından duvarla bir bütün olmama ramak kalmıştı.

Tolga burnumun dibinde durmaya devam ederken hala tehlikeli bir şekilde dudaklarıma bakıyordu. Rahatsızca yerimde kımıldandım ve kaşlarımı çattım.

"Öyle her içinden geleni yapabileceğini mi sanıyorsun?"

"Yapabilir miyim?" dedi biraz daha bana yaklaşırken. Ah Tanrım! Biraz daha yaklaşırsa, kesinlikle tekrar öpüşecektik ve ben onun kokusunu bu kadar yakından hissederken, tekrar onu ittirecek gücü kendimde bulabilir miydim bilmiyordum.

"Yapamazsın..." dedim, sesim olması gerektiğinden daha hafif bir şiddetle çıkarken. Ama her ne yapıyorsak yaptığımız yanlıştı! Tanrı aşkına, ben sevgilisi olan biriyle tek başıma bir dağ evinde ne yapıyordum? Üstelik işimden de kesin olarak kovulmuştum! Derin bir nefes alarak, yarım kalan cümleme devam ettim; "... Üstelik senin bir sevgilin var."

Tolga şaşkınlıkla bana bakarken, ellerini saçlarına daldırdı. "Gerçekten bir sevgilim varken, seni öpeceğimi düşünmedin değil mi? Eğer öyleyse beni gerçekten tanıyamamışsın Öykü."

Sinirlerimin tekrar geldiğini hissettiğimde, Tolga'nın direk gözlerinin içine baktım. "O kız benim yanımda sana 'sevgilim' diye sesleniyor ama değil mi?"

"Bak durum bildiğin gibi değil."

"Anlat o halde? Ya da vazgeçtim anlatma, duymak istemiyorum." dedim omzuna çarpıp koltuğa otururken.

"Gerçekten merak etmiyor musun?"

Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Tanrım, gerçekten yakışıklıydı! Tamam bir düşünelim; kitap aşığı, hayvan sever, seksi, karizmatik, sevimli -ah herneyse, burayı kısa keselim- komşunuzla bir dağ evinde yalnızsınız. Bence şuan midemde uçuşan kelebekler bu dağ havasından kaynaklanıyordu yoksa ben tekrar Tolga'nın beni kendine doğru çekip öpmesini istemezdim bence. İstemezdim değil mi?!

Ben bunları düşünürken cevap vermeyince, Tolga ellerini tekrar saçlarının arasından geçirerek hızlıca bir kaç volta attı ve bir şey söyleyecekmişcesine ağzını açıp kapattı.

"Sen yatakta yat, bende sen uyuyana kadar koltukta oturacağım. Sen uyuduğunda salona geçerim, zaten sabaha da yola çıkmış oluruz."

"Ben burda yatacağım, önemli değil." dedim gözlerimi devirirken.

"Pekala, bende burada yatacağım o zaman." diyerek karşı koltuğa kuruldu.

Tolga'nın uyuduğuna emin olduğumda utançla ellerimi dudaklarıma götürdüm. Öptüğü yerler yanıyormuş gibi hissediyordum. Karşımda masumca uyuyan Tolga'ya baktım. Ben bu adamdan hoşlanıyor olabilir miydim? Hayır hayır, böyle şeyler düşünmemeliydim. Tolga'nın bir sevgilisi vardı! Üstelik tamam, kıza her ne kadar uyuz olsam da, kimsenin aşk hayatını bozamazdım. Belki de büyük bir aşk yaşayacaklardı, kim bilir? Anlaşmalı evlilik nasıl oluyorsa, belki de anlaşmalı sevgililik olayı da öyle bir şeydi. Kesinlikle Tolga'yla ilgili bu fikirleri aklımdan çıkarmalıydım. Biz sadece arkadaşız ve arkadaşlar böyle aynı hatayı iki kere filan yapabilirler sonuçta değil mi? Ah, unut gitsin.