29.Bölüm- Kar Küresi

85.3K 4.7K 1K
                                    

@AlmiraPank, @jollyjumping ve @civcivpiremses adlı kişilere ithafen❤

Bugün Genç Kız Edebiyatı kategorisinde 1. olduk! Hepinize çok teşekkür ederim, seviliyorsunuz❤ Multiye Dikkat! İyi okumalar...

Gizemli Erkek Avcısı'nın mektubunu, kitabın arasına koyarak yastığın arkasına saklayıverdim. Tolga'nın geldiğini hissediyordum ki mantıken; spor salonunda ki o six pack gösterisinden önce... Öhöm, yani şey... Spor salonunda ki o konuşmadan önce, düzenli olarak her gece zilimi çalmıştı ve bu gece de gelmemesi için bir sebebi yoktu.

Bu sefer Tolga'ya kapıyı açacaktım ve 'Berrak'tan dolayı seninle konuşamam' tavrıma son verecektim. Çünkü her şeyden önemlisi; bu devirde güvendiğin bir insan bulmak gerçekten zordu.

Derin bir nefes alarak kapının kolunu kendime çekmemle birlikte giydiğim geceliği fark ederek bir adım geri çekildim. Ama artık çok geçti! O kapı açılmıştı ve geri dönüşü yoktu.

Utançla karşımda dikilen hiç kimseye...

Hiç kimse?!

Kafamı dışarı çıkararak, sağa sola bakındım. Kapıda hiç kimse yoktu!

Oysa daha demin zilin çalındığına yemin edebilirdim. Az önce yediğim abur cuburlarla fazla yükleme yapıp beynim error vermediyse tabii!

Kaşlarımı çatarak kapıyı kapatmak üzere bir adım geri attığımda, kapının önünde duran kare şeklindeki mavi kutuyu görerek ani bir şekilde duraksadım.

Biri bana bir hediye bir kutu bırakmıştı!

Şaşkınlıkla eğilerek isimsiz kutuyu elime aldım. Pakedin üzerinde hiç bir şey yazmıyordu ve üzerine kırmızı bir kurdele bağlanmıştı.

Merakla salona giderek, perdenin arkasından Tolga'nın evine doğru gizlice bir bakış attım. Görünürlerde hiç kimse yoktu ve ışıkları genellikle olduğu gibi bu geceyde kapalıydı. Yani görünüşe göre Tolga evde yoktu ama... Belli de olmazdı.

Kutuyu açıp açmamak konusunda tereddüt etmiştim çünkü; kimden geldiği belli değildi.

Aklımdan bir sürü kişi geçiyordu. Seçil cadısı ona verdiğim son sürprizimin üzerine bana bir sürpriz yapmış olabilirdi. Berrak, evime bir bomba göndermiş olabilirdi, ki cidden yapardı o sürtükella bunu!

Ya da daha kötüsü sapık ruhlu bir seri katil, avını öldürmeden önce onunla ufak bir oyun oynamak istiyor olabilirdi! Tanrım, korktuğum kişi sayısı gerçekten fazlaydı!

Kutuyu dikkatle kulağımın yanına götürdüm. Bilmiyorum, belkide içerisinden bir bombanın saatinin sesini ya da endişelenen ve havasızlıktan boğulmak üzere olan bir farenin sesini bulmayı bekliyor olabilirdim. Kutudan hiç bir ses gelmeyince, neyse ki tam bir cesaret örneği göstererek, kutuyu sallamayı akıl edebilmiştim.

Belli belirsiz gelen su sesini duyduğumda ise oldukça şaşırmıştım.

Hadi ama Öykü, aç şunu!

Derin bir nefes alarak, kutunun üzerinde ki kurdeleyi çözdüm ve kapağını kaldırdım.

Biri bana kar küresi göndermişti! Kutuyu ters çevirerek herhangi bir not bulmayı beklemiştim ama gönderen kişi, not eklemeyi unutmuş olmalıydı.

Kar küresinin içinde, yılbaşı ağacının yanında gülümseyen ve eteklerini tutan Külkedisi duruyordu.

Tabanında ise büyük kahverengi, ayaklı bir saat vardı ve gece yarısı olmasına sadece beş dakika kalmıştı. Saati, yanında ki şömine ve şöminenin önünde uyuklayan sevimli bir köpek izliyordu. Dikkatimi çeken şey ise; şöminenin üzerinde prensin resmi vardı ve kumral yakışıklı bir şekilde gülümsemekteydi.

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin