25.Bölüm- Seçil'e Sürpriz(!)

88.8K 4.7K 1.3K
                                    

BeyzaZMR (Doğum günün tekrardan kutlu olsun ❤)

ve

sueda12345 adlı kişilere ithafen❤
(Media'daki kapak çalışması için çok teşekkür ederim❤)

Bunun kötü bir rüya olmasını umarak, sıkıntıyla gözlerimi kapadım ve tekrar açtım. Olamaz! Berrak hala gözlerinden alev çıkartırmışçasına bana bakmaya devam ediyordu. Ama ben demiştim şu kapı bir kilitlensin diye. Dışarda ki sapık ruhlu katillerden daha korkunç bir şey varsa da o da şuan karşımda dikilen Berrak'ın ta kendisiydi!

Ne cevap vereceğimi düşünürken Tolga'nın yanımda oturuş pozisyonunu düzelttiğini hissedince, bana yardım etmesi gerektiğini ifade eden bakışlarımı ona yönelttim.

"Berrak?" dedi şaşkınlıkla.

Berrak tam ağzını açıp bir şey söylemeye hazırlandığı sırada hızla ayağa kalktım. "Bak ben özür dilerim, sandığın gibi bir şey..."

"Sandığım gibi bir şey yok öyle mi? İki gündür sevgilimin kollarında uyuduğunu itiraf ediyorsun ve sandığım gibi bir şey yok öyle mi? Senin gibilerin ne yaptığını iyi bilirim ben! Kimseyi bulamayan, şişko, zavallının tekisin ve tek yaptığın benim sevgilime kendini yamamaya ça.."

"Kes!" diye Tolga'nın adeta kırbaç gibi şaklayan sesi salonu doldurdu. Ben ise ne diyeceğimi bilemiyordum. Bu konuda kendime de kızıyordum çünkü Tolga'ya o amaçla yaklaşıyor olmasam bile benim yüzümden aralarının bozulmasını istemiyordum. Aralarında çoktan soruna sebep olmuştum bile hemde ikinci kez! Ve Berrak'ın beni sevgilisiyle önceden öpüşürken görmesi bana inanmaması için gayet mantıklı bir sebepti.

Berrak sinirle Tolga'ya bakarken, kimseden ses çıkmıyordu. Daha fazla burada kalamazdım.

"Bak gerçekten Tolga hasta olduğu için geldim ve sizin aranıza girmek gibi bir amacım yok. Özür dilerim." diyerek koltuktan montumla çantamı kaparak kapıya yöneldim. Kapıyı kapatırken Tolga'nın konuşmasına ister istemez kulak misafiri olmuştum.

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun? Kafana göre evime girip, benim değer verdiğim kimseye hakaret edemezsin."

Merakla, konuşmanın devamını dinlemek için ayakkabı bağcığımı bağlamak üzere(!) eğildim ve konuşmayı dinlemeye devam ettim.

"Bu kızla bu kadar samimi olman sinirimi bozuyor. Hastayken ilk aradığın o mu gerçekten? Bende gelebilirdim. Ayrıca o kız, benim güzelliğimle kıyas bile edilemez onunla ne için konuştuğunu..."

"Bak Berrak, senin tehditlerinden sıkıldım artık. Çıkarlarımız doğrultusunda seninle bir anlaşma yaptık ve çıkıyoruz ama bu senin benim hayatıma karışacağın anlamına gelmiyor. Hele ki Öykü'yle ne yaptığıma. Bunun devam etmesini istiyorsan benim hayatıma burnunu sokma."

"O kızı bana tercih ettiğine inanamıyorum. "

"Berrak dinlenmek istiyorum, beni görmek istediğinde mesaj atman yeterli, dışarda görüşürüz."

"Bak Tolga, öyle demek istemedim özür dilerim. Sadece kıskandım."

"Berrak gidebilirsin."

Çıkarlar? Tehditler? Tercihler? Anlaşma? Burada ne boklar döndüğünü biri bana açıklayabilir mi? Kapının önünde eğilmiş hala sözde ayakkabı bağcığımla oynuyordum ve konuşmanın şokunu atlatmaya çalışıyordum.

Kapı birden açılınca, kapının önünde yere çömelmiş bir vaziyetteydim! Lanet olsun! Düşünmeyi bırakıp, bundan beş saniye önce kendimi çimlere atmak için yeterli vaktim vardı hâlbuki!

1.Külkedisinin Zayıflama Hikayesi 2.Gizemli Erkek AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin