Bazı kabuslar sonsuzdur

33 1 2
                                    

*Tatlım hadi ama bütün gün kapının önünde durmak bize birşey kazandırmaz.

Pontenin sesiyle kendime geldim ve içeriye ilerledim.

"Sence de çok güzel olmamış mı?

Savaş elinde ki poşetlerle peşimden girdi
*Tabikide çok güzel olmuş hayatım. Burası bizim hayallerimiz ve bizim hayallerimiz çok güzel.

Yüzümde kocaman bir gülümseme ile etrafta kelebekler gibi uçuşuyordum.

1 saat içinde PAPATYAmız balonlar ve kurdeleler ile süslenmişti.

*Acele et kelebek az vaktimiz kaldı

Pontenin sesi ile heyecanım artmış tı.
"Tamam tamam bitanem bitmek üzere son bir mum daha.

Kapının açılma sesi ile bakışlarımızı kapıya yönelttik.

"Selam biricik arkadaşlarım biz geldik "
Ellerinde poşetlerle peri ve akın içeriye girdi.

Peri yan komşumuzdu ve akın da onun eşiydi. 2Yıllık evliydiler ve çok sevimliydiler.

"Hoşgeldiniz" heyecanla peri'ye sarıldım.
Akın ve ponte tokalaşarak hemen birşeyler konuşmaya başladılar.

"Ufaklık nasıl bakalım "

Peri karnını tutup gülümsedi.
'Gayet iyiyiz teyzesi ah birde kendini saklamasa '

"Ahahaaa ilahi peri nolucak biraz naz yapmak istemiş işte "

Akın konuşmalarımızı duyup hemen bizden tarafa döndü.

*Ah müge neler çekiyoruz bir bilsen. Bir aydır cinsini öğrenmek için neler çekiyoruz. Ama yok inatla kendini saklıyor .Hayır anlamıyorum ki daha doğmadan bu ne naz. Kesin kızımız olacak bak

Akının sitemlerine gülerek kendi işlerimize geri dönmüştük.

Açılış vakti geldiğinde ise bütün mahalle sakinlerimiz gelmişti.
Esnafın dan çekirdekli teyzelere kadar.

Kendimi gerçek anlamda evinde hissediyordum.

Bunca zamandır şehirden uzakta neden kaldığıma anlam veremedim. Tamam belki orayı çok seviyordum ama hayatımın en güzel anlarında kimsesiz kalmak? Neden?

Ortalarda dolaşarak elimde kurabiyeler meyve suları ne varsa dağıtıp gülücükler saçıyordum.

Asıl beni şaşırtan olay Ponteydi.
O Kötü görünümlü sert lider adam gitti. Yerine etrafına gülücükler saçan mahallenin yaşlılarına göre "Delikanlı savaş, çocuklarına göre savaş abi ' ye dönmüştü.

Biraz kilo vermişti. Başta uyum sağlayamasakda sonradan alışıp farkı kapatmıştık.

Pazar günleri Evimizin balkonunda kahvaltı yapan, arada bir alışverişe çıkan, ev işlerini bölüşen tatlı bir çifte dönmüştük.

Eski hayatımıza ait ne varsa hepsi yok olmuştu.

Pontenin ekibi arada bir gelir toplanırdı bizde. Herkese yurt dışında olduğumuzu söylemiştik.
Mantıken Avrupa dan asyaya geçmiştik.

*Neye daldın öyle bakalım kelebek

Pontenin sesi ile düşüncelerden arınıp zamana geri dönüş yaptım.

"Bizi düşünüyorum "
*Bizi mi? Neden?
"Hayatımızdaki bütün bu güzel şeylere geç kalmışız biraz onu fark ettim.

Ponte yanıma gelerek yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.

*Kelebek. Biz hiçbirşeye geç kalmadık.
Şuan tamda olmamız gereken yerdeyiz.
Burada ve beraber.

Yüzüme en içten sıcak bir gülümseme kondurdum.
Gün sonunda bütün misafirlerimiz gitmiş ve baş başa kalmıştık.

"Savaş

Savaş elinde paspas kafeyi temizliyordu .
Mafya babasına da bakın siz hele
İstemsizce içimde bastırdığım kahkalar karnımın ağrımasına neden olmuştu

+Efendim küçük sevgilim
- küçük demesen bana olmaz mı?
+Arada yaş farkı var sevgilim
-Aman iyi be
.....
Arada oluşan o 5 dakikalık sessizlik sonrası savaş daha fazla dayanamayıp Yanıma ilişmişti.

+Çıkar ağzındaki baklayı bakalım

Bir iki saniyelik düşünce fırtınamdan sonra sormakta bir zarar görmediğim düşüncelerimi paylaşmaya karar verdim.

-Sıkılıyormusun?

Savaş anlamsız bir şekilde bana bakıyordu.

+Nasıl yani?

-Diyorum ki eski hayatını özlüyormusun ? Klüp kızlar içkiler silahlar ve tavra

Kısa süreli bir sessizlik mekana hakim oldu.
Bu kırıcı bir sessizlik oldu doğrusu.

+Özlemiyor değilim. Düzensiz hayat ve sürekli kargaşa. Hayatımın heyecanlı dönemiydi ve bitti. Şimdi sahiden huzurlu ve mutlu bir insan olarak neler yapabildiğimi görmek beni mutlu ediyor. İşin iyi tarafı yanımda sen varsın.

Algılamakta kıtlık çeken bir insanım yani sonuç? Pat diye de sorulmuyor ki.

Bakışlarımdan yakalanmış olmalıyım ki savaş yüzüme bakıp gülümsedi.
+Sonuç olarak çok mutluyum

İşte ben cevabımı almıştım.
Sadece bu hayat fazla toz pembe idi.
Biyerlerde bir kusur olmalıydı ama ne? Neden belirli bir kısmı hatırlayamıyorum .

"Savaş ne ara bütün bu düzen dolu hayata geçmeye karar verdik?

Savaş sessiz kaldı.

"Sana diyorum savaş! Cevap versene. Bütün bu hayat sence de biraz fazla güzel değil mi? Aklım almıyor anlasana ne ara bu kadar iyi olduk.

Savaş ağzını açıp gevelemeye başladığı anda ortadan kayboldu.
Harika!! Kafayı yiyordum!
İşte bu mantıklıydı .kesinlikle kafayı yiyordum.
Amaçsızca çınlamaya başlayan kulağım gittikçe değişik sesler algılıyordu .
-uyan... Tuna.... Ödeticem...

Bir anda bütün vücudumu saran acıya odaklandım. Kaburgalar.
Hassiktir!!!!!!
Hepsi rüya mı?
Bu imkansız. Kabul etmiyorum. Ben yaşıyorum.. Gerçek bu.

Git gide kararan kafe ve silinen anılar belirmeye başladı kafamın içinde.
Bu imkansız!

Tuna nın beni bıçakladığı gün gözümün önünde beliriverdi!
Kahretsin!!!!!
Bu çok acımasızca Tanrım!
Bütün bunlar bir ilizyonsa bu hiç hoş değil Tanrım!!!!!!!!

REHAVEYHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin