K-3

171 15 2
                                    

    Annem bizi terk ettikten sonra iki yıl kadar konuşmadım. Ablam hep annemin gitmesinin nedeninin ben olduğumu, benim şımarık bir çocuk olduğumu, annemin beni sevmediğini bu nedenle bizi bırakıp gittiğini söylüyordu.

    Annem bana hamile olduğunu başta anlamamış ve o aralar babamla sık sık kavga ediyorlarmış. Annem fark ettiğinde ise aldırmak için geç kalmış.

     Açıkçası bir süre sonra bende kendimi suçlamaya başladım, her gece ağlayarak uykuya dalıyor ağlayarak uyanıyordum. Bir süre sonra babam psikolojik destek almamı istedi. Karşı koymamıştım, artık her şeyi kabullenir olmuştum. Tedavi işe yaramıştı, ağlayarak uykuya dalmalarım, kabuslarla sıçrayarak uyanmalarım haricinde en azından konuşuyordum, eskisi kadar olmasa da insanlarla yeniden iletişime geçmeye başlamıştım.

     Ama hiçbir zaman eski ben olamadım. Eskiye nazaran daha  çok içime kapandım. Liseye geçtiğimde biraz daha iyiydim. Yalnız değildim, okulda ufak bir arkadaş grubum vardı. Her ne kadar ben pek konuşma taraftarı olmasam da onları dinlemek, onların sorunlarıyla kendimi oyalarken kendi sorunlarımı görmezden gelmek daha kolay oluyor ve bana  iyi geliyordu.

     Lise üçüncü sınıfın ikinci dönemindeydik. Okulların kapanmasına daha iki ay var. Bu günde bitmişti. Yağmur ve benim içimi git gide daha çok kaplayan o sıkıntı devam ediyordu. Arkadaşlarımla vedalaştıktan sonra kapıda beni bekleyen şoförümün yanına gittim. Eve girdiğimde mis gibi yemek kokuları geldi burnuma. Anlaşılan Ayşe sultan döktürmüş yine. Hemen mutfağa yöneldim.

-"Asyamm hoş geldin hemen elini yüzünü yıka gel. Senin sevdiğin yemekleri yaptım bugün." diyerek beni karşıladı. Yanaklarından kocaman öptükten sonra hemen yukarı çıkıp üstümü değiştirdim.

     Aşağıya indiğimde babamı salonda bulmayı beklemiyordum, o hep sabah erkenden çıkar ve geç gelirdi bu nedenle normal ailelere göre nadiren görüşürdük. Zaten biz hiçbir zaman normal bir aile olmayı becerememiştik ki. Beni gördüğü an ayağa kalktı.
-"Çalışma odamda seni bekliyorum yemeğini ye ve gel." Bu kadar mesafeli olmak zorunda mıydı bu adam? Benimle doğru düzgün konuşmayan , bir kere halimi, hatırımı, nasıl olduğumu sormayan adam şimdi benimle ne konuşacaktı ki?

     Yemekten sonra hemen babamın odasına gittim, kapıyı tıklatım ve içeri girdim. Sanki çökmüştü, ne zamandır bu haldeydi en ufak bir fikrim yoktu. Sakindi, bu olması gereken bir durum değildi. Genelde agresif, gergin bir yapıya sahipti.
-"Geç otur." Annemden sonra babam evde onun bütün fotoğraflarını kaldırmıştı ama kendi odasında bir tane bulunuyordu. Gözüm birden oraya kaydı. Ben kesinlikle anneme benziyordum.

      Babam çok yorgun bir sesle konuşmaya başladı.
-"Bak Asya , şirkette uzun süredir işler yolunda gitmiyordu. Elimden geleni yaptım ama olmadı, şirket küçülmeye girdi. Kısacası artık daha tutarlı olmamız gerekli, başka  bir yerde devam edeceğiz, buradan taşınıyoruz." Babamın söylediklerini duyduğum an ne tepki vereceğimi bilemedim.

    Sonuçta burada kurulu bir düzenimiz vardı. Ev, her ne kadar anneme bizi terk ettiği için kızsam da onun hatıralarıyla doluydu. 

+"Nereye taşınacağız?" Sesim benim bile beklemediğim kadar sakindi. Babam dikkatli bir şekilde bana bakıyordu.

-"Buradaki şirketi satmak zorunda kaldık bende Ankara'daki şirketin başına geçiyorum." dedi. İşte bu cevabı beklemiyordum , İzmir'den Ankara'ya taşınmak ...
+"Ablam?

    Ablam yurt dışındaydı, hemen okuyor hemde bölümüyle ilgili çalışmalar yapıyordu, orada kendi hayatını kurmuştu. Açıkçası pek anlaşamadığımız için benimde işime geliyordu. Annemin gidişi onu ben gibi sarsmamıştı, bir ay sonra ablam sanki annem bizim hayatımıza hiç girmemiş, öyle biri hiç olmamış gibi davranmaya başlamıştı.

-"Ablanla bu konuyu konuştum zaten orada kalmaya da kararlı. "

(videoyu bu kısımda açabilirsiniz )

      Babamın dediklerini düşünürken yeniden annemin fotoğrafına daldı gözlerim. Hayır anne senin yaptığın hataların aynısını yapmayacağım, buna izin vermeyeceğim.Geçmişimde senin neden olduğun yaralarla takılıp kalmayacağım.  Kimseyi yarı yolda bırakmayacağım. Senin girdiğin yollara girmeyeceğim çünkü sen fena yıkıldın. Acı şekilde öğrendim senin kadar ileri gitmemeyi, senin yüzünden. Temkinli davranmayı öğrendim incinmemek için, senin yüzünden. Çevremdekilere güvenmekte zorlanıyorum kendim dahil, senin yüzünden... Kimseyi düşünmüyorsun sen kendinden başka anne sadece kendi pencereden bakıyorsun.

   Artık sen yoksun anne ve ben kendi yoluma sensiz, kaç senedir nasıl devam ediyorsam bundan sonrası da öyle olacak...

    Bu benim için yeni bir başlangıç olabilirdi. Yeni bir hayat, yeni bir çevre, yeni bir BEN. Gözümü annemin duvardaki fotoğrafından ayırıp babama döndüm. 
+"Tamam."

    Bunu beklemiyor olacaktı ki yüzünde her ne kadar gizlemeye çalışsa da şaşırmış bir ifade vardı. Babamın odasından ayrıldıktan sonra kendi odama gittim. Yatağıma uzandım, içimdeki sıkıntı sanki yok olmuştu, üzerimden ağır bir yük kalmış gibiydi, sanki yıllardır bu teklifi bekliyordum. Uzun zamandan sonra ilk defa ağlamadan yorgun bedenimi uykuya teslim ettim.

KARAMSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin